4.Bölüm GEÇMİŞİN GÜZEL GÜNLERİ

867 27 4
                                    

Dikkat! +18 içerir!

KEREM\

Can: Ne??

Kerem: Kulakların duymuyor mu Can?

Can: Ama Kerem sen? Sen 5 yıldır hiç bir kızın orasına burasına bile bakmadın lan!

Dedi gülmeye başlayarak.

Kerem: Benimle alay etme tamam mı? Hadi ara şunu!

....

ZEYNEP\\

Saat 5'e geliyordu, Aslıy'la beraber kafeyi kapatıp çıktık. Arabama binip eve gidiyordum. Şimdi bunca şeye sahibim, çok zenginim, param var, ama hayatımın aşkı yok yanımda. Ve bundan sonra asla olmayacak. Bu sahip olduğum her şeyi görünce aklıma geçmişim geliyor hep. Annem ve babam yok benim, yetiştirme yurdunda büyüdüm. 18'imde üniversiteye başlarken, Sayer üniversitesinden 2 yıllık burs kazanmıştım, üstelik okul yatılıydı, yani her şey yolunda gidiyordu. Okulun birincisiydim ve birgün Sevim hanım beni yanına çağırdı, şöyle dedi;

"Zeynepcim sen üniversitemizin göz bebeğisin. Derslerinde ki başarın bütün öğretmenlerimizi hayrete düşürüyor. Hem bu sayede üniversitemizin adını da yükseltiyorsun, işte bu yüzden önümüzdeki iki yıllık bursun da benden, 4 yılı tamamla. He bir de arkadaşlarından asıl hayalinin aşçılık olduğunu duydum. Bu yıl aşçılık bölümü de açmayı düşünüyoruz. İstersen sana orada da bir burs ayarlarım, ikisini birlikte okursun"

Dedi. Şok oldum, çok sevindim hatta yanına koşup Sevim hanım'ın yanaklarını öpmüş bile olabilirim..

İşte Sevim hanım beni çok sevdi. Ve 3 ay içinde evlat edinmeye karar verdi, onların evine yerleşmiştim. Bunu basında Sayer'ler çok yardımsever görünsün diye de yapmış olabilirdi. Ama Sevim Hanım o kadar iyi biriydi ki, samimiyetine gözüm kapalı inanıyordum.

Tabi Sayer'lerin esas oğlu, Kerem.. Başlarda benden pek hoşlanmamıştı, ama sonra çok iyi anlaştık, baya sabahlara kadar dertleşiyorduk. O bana bütün kızların ona sadece yakışıklılığı ve parası için baktığını, kimsenin onun güzel kalbiyle ilgilenmediğini anlatıyordu, bende ona gerçek aşkın nasıl olduğunu merak ettiğimi söylüyordum, aslında o da merak ediyordu. İşte böyle, 4-5 ay sonra sevgili olmuştuk. Her şey çok güzel gidiyordu. Kerem'e bakınca heyecandan vücudum tir tir titriyordu. O kadar çok aşıktım ki ona, o da bana. Kerem her gün bana küçük küçük hediyeler alıp geliyordu odama, bazende kendisi yapıyordu hatta çoğu zaman, Örneğin hizmetçileri mutfakta omlet yaparken bir yumurta çalıyor, üzerine benim resmimi çizip Hayatım'ın aşkına yazıyordu, bazen bana papatyalardan kocaman kalp yapıp odamın duvarına asıyordu, bazen de kalpli objeler yapıp (ayna, toka kutusu vb.) gizlice odama bırakıyordu. Bazende çok pahalı hediyeler alıp geliyordu. Her ne kadar istemediğimi söylesem de zorla taktırıyordu. Her şey hayal gibiydi. Tabi bu ilişkiden ev halkının haberi yoktu. Bazen gecenin iksinde üçünde birlikte evden kaçıp diskoya gidiyorduk, ki ben bir keresinde pencereden atlarken bacağımı kırmıştım, Kerem 2 ay boyunca "Benim yüzümden kırıldı ayağın". Diyerek ağlamıştı. İşte bazen de herkes uyuduktan sonra odama sızıyordu ve ben sabaha kadar onun göğsünde uyurken o da zürafa gibi başını öne eğip kafasını saçlarımın arasına koyuyordu. Evet sabah kalktığımızda boynunun tutulmasına ve kafasını sağa sola oynatamamasına rağmen "Yoo tutulmadı ki boynum, bak çok iyiyim". Diyordu kafasını oynatmaya çalışırken sonra da Ahh diye inliyordu. Ona bir saat boyunca masaj yapıyordum. Bir kaç ay daha geçti daha üniversitedeki birinci yılımı bile bitirmeden ki Kerem 3. sınıftı, bana evlenme teklifi etti. O gün Sevim anneler yurtdışına çıkmıştı. Kerem hizmetçilere de izin vermişti. Evde sadece ben ve o vardık. Üstelik Kerem'in doğum günüydü. Hediye olarak bu gece onun olacağımı söylemiştim. Gerçekten, tam anlamıyla rüya gibiydi. O gün akşam üzeri odama geldi ve " Akşam sana bir sürprizim var, hazırlan" Dedi.
"Ama hani bugün, şey hani, sana söz vermiştim ya." Dedim. " Zeynep, hayır. Bunu yapmak zorunda değilsin. Seni seviyorum ve ölene kadar bekleyebilirim. O yüzden şimdi hazırlanmaya başla. Akşam için başka bir planım var. Dışarıya çıkacağız.." Dedi. Gerçekten diğer erkeklere benzemiyordu. Diğer erkekler kadınları birer seks objesi olarak görüyordu. Ama Kerem, onun harika bir kalbi vardı. Akşama kadar onlarca elbise denedim, kırmızı derin yırtmaçlı, ve de göğüs dekolteli bir elbise giymiştim. Altına da topuklu ayakkabılar.

GEÇMİŞ ÖLÜR YARIN ASLA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin