25

12.1K 1.6K 2.5K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Oy sınırı: 345
Yorum sınırı: 550

Ertesi gün yine hep birlikte, bu sefer Jisung'ların evinde oturuyorlardı. Minho her zamanki gibi bahçedeydi, Changbin'le birlikte.

Babalar alışveriş yapmaya gitmişlerdi. Felix'in annesi ve Felix ise mutfakta kahve yapıyorlardı. Jisung tekli koltukta öylece oturuyordu. Elinde kumanda vardı, herkes gelince filmi kaldığı yerden devam ettirecekti. Tam karşısındaki diğer tekli koltukta da annesi oturuyordu. Jeongin tuvaletteydi, Hyunjin'i ise izledikleri film korku filmi olduğundan dolayı zorla kapının önünde bekletiyordu.

Felix ve annesi mutfaktan bir tepsiyle geri döndüler. Orta sehpanın üstüne bıraktıkları tepsiden herkes tek tek kahvesini aldı. Felix aldığı iki kupanın birini Jisung'a uzatmıştı. Genç omega ona gülümseyerek teşekkür etti.

"Jisung, parfüm mü sıktın? Çok güzel bir koku geliyor senden." Felix Jisung'ın çaprazındaki koltuğa otururken konuşmuştu.

"Hayır, sıkmadım." dedi Jisung. "Benden gelmiyordur." diye cevapladı onu. Jisung'ın annesi, oğlunun üstünde bakışlarını gezdirdi. Kafasında anında bir soru işareti oluşurken birkaç gündür içinde beliren kötü his tekrar belirmişti. Elindeki kupayı sehpaya koyup ayaklandı.

"Jisung, benimle yukarı bir gelir misin?" Genç omega annesini ikiletmeden kahveyi bırakmış ve peşinden yukarı çıkmıştı. Annesi direkt olarak banyoya girdiğinde Jisung da onunla içeri girdi. Bayan Han banyonun kapısını kapattığında oğlunun kollarını tutup ona yaklaşarak sarıldı.

Jisung ne olduğunu anlamamıştı. "Anne?" dedi, merakla. "Bir sorun mu var?"

Bayan Han ise aldığı karışık feromonlarla şu an ne hissetmesi gerektiğini bilemiyordu. Elleri titremeye başlarken oğlunu kendinden uzaklaştırdı ve emin olmak için iyice kokladı. "Jisung..."

"Anne beni korkutmaya başladın."

Bayan Han derince yutkundu. Sakinleşmeye çalışarak titreyen ve terleyen ellerini pantolonuna sildi. Kendi kendine telkinler verirken aynı zamanda oğluna döndü.

"Korkma oğlum, sadece sana bir şey sormama izin ver." Jisung çattığı kaşlarının arasından onu başıyla onayladı. "Son kızgınlığında..." diye cümlesine giriş yapsa da sanki devam ettirmek istemiyormuş gibi dudaklarını birbirine bastırmıştı annesi.

"Anne, söylesene!" Jisung da karşısında böyle tepki veren kadın yüzünden gerilmişti. Bayan Han tekrar bir nefes çekti ciğerlerine. "Birisiyle birlikte mi oldun?"

Jisung, duyduğu soruyla tüm kanının çekildiğini hissetmişti sanki. Annesine bunu nasıl söyleyebilirdi ki? Soruyu cevaplamayı es geçip "Neden?" diye sordu Minho tüm aklını saniyeler içinde işgal ederken.

Annesi oğlunun ellerini tuttu. Hayır demediğinden sorusunun cevabı oldukça açıktı. "Üzerinde değişik bir feromon var." dedi. "Ailemizin veya arkadaşlarının değil. Daha önce hiç koklamadığım bir koku."

"Anne, yanlış almış olmayasın?" Jisung sakinliğini korumaya çalışsa da pek başarılı olmadığı kesindi. Bayan Han başını iki yana salladı. "Hamile olabilirsin." dedi kısık, sanki kendi kendini ikna ediyormuş gibi çıkan sesiyle.

Jisung ise duyduğu bu cümleyle öylece donup kalmıştı. "H-hayır." dedi ellerini annesinin elleri arasından çekip kurtarırken. "İlaç kullandım, i-imkansız."

"Jisung." Annesi oğluna dönerken Jisung ise başını hızla iki yana sallamaya devam ediyordu. Sağ gözünden bir yaş yavaşça yanaklarına inerken yalvarırcasına annesine bakıyordu. Bayan Han, ona doğru ilerledi. "Ben eczaneye gidip bir test alayım tamam mı? Sakin ol."

They say 'FrIeNdS'/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin