Önceki bölümü okuduğuna emin ol
Oy veeeer"Kalk, kalk, kalk, kalk!" Hyunjin'in gürültülü sesine eşlik eden kapıya indirdiği vuruşlar Jisung'ın huzursuzca, Minho'nun ise küfür ederek uyanmasına sebep olmuştu.
"Hay çenenin bağını ya." Mırıldanan alfaya aralanan gözleriyle bakan omeganın kahve kokulu feromonları yükselirken Hyunjin çoktan diğerlerinin odalarına ilerlemeye başlamıştı bile.
"Günaydın." Omeganın huzursuzluğu yanında alfasının kokusuyla uyandığını fark edene kadardı. Yüzüne yerleştirdiği mahmur gülümseme ve kısık bakışlarıyla onun yüzünü incelerken söyledi.
Minho'nun da yüzü anında yumuşarken kolunun altındaki omegayla birleşmişti bakışları. "Günaydın." diye cevapladı omeganın alnına ufak bir öpücük bırakmadan hemen önce. İkilinin mutlu ve huzurlu kokuları hemen sarmıştı odayı. Bebeklerinin minicik kattığı aromayla birlikte hem de.
"İyi uyudun mu?" diye sordu Minho. Şömine alt katta olduğundan evin içi genelde ılık olsa da yukarıdaki odalar geceleri soğuyabiliyordu.
Jisung başını salladı onaylarcasına; Minho'nun sıcaklığı ona yetmiş, artmıştı bile. Gülümsemesini bozmadan onun kolları arasından çıktı ve esneyerek doğruldu. Boynunu birkaç kez yan taraflara yatırıp esnetmeye çalıştıktan sonra ayaklanmıştı. Kapıyı açıp odadan çıktığında ise Hyunjin'in önünden koşarak geçmesiyle bir adım gerilemişti.
"Sen nasıl bu kadar hızlı koşabilirsin ya!?" Sarışın alfa peşinden koşan sinirli bir diğer alfaya bağırırken sesi gittikçe uzaklaşmıştı. Chan Hyunjin'in ona yaşlı muamelesi yapmasıyla daha da sinirlenmiş ve hızlanmıştı.
Jisung gülmek ve göz devirmek arasında gidip gelirken koridora çıkmış ve tuvalete yönelmişti ancak ışığın çoktan açık olduğunu gördüğünde ofladı ve kapıyı birkaç kez tıklattı. "Çabuk ol Jeongin!"
Ancak hemen yanından gelen sesle yerinde sıçramıştı. "Hyung? Ben buradayım?" Jeongin elinde telefonu ve anlamaz bakışlarıyla Jisung'a bakıyordu. Genç omega kaşlarını çattı. "Sen buradaysan ben buradaysam...e bu içerideki kim?"
"Benim." dedi Seungmin. Çıktığı banyonun kapısını kapatırken. "Duş aldım sadece."
Jeongin başını yavaş çekimde onaylarcasına sallayıp merdivenlere yönelirken Jisung dudaklarını birbirine bastırıp çok sıkıştığından hızla içeri girmişti.Genç beta elindeki telefonla merdivenleri inmeye başladığında aşağıdan gelen adım sesleriyle duraksayıp başını kaldırdı. Hyunjin'i merdivenin başında gördüğünde kendi adımlarını durdurdu. Bakışları kesişirken Jeongin hızlanan kalbine küfretti. Halbuki sarışın alfa her zamanki gibi bakıyordu ona. Gerçi her zaman hızlanırdı kalbi.
Onu umursamayarak tekrar telefonuna dönüp adımlarını hareketlendirdi. Hyunjin ise öylece bekliyordu. Jeongin'in yavaşça yanına kadar gelmesini bekledi. Ardından onun kolunu tutup yanından geçip gitmesini önledi. "Jeongin..." dedi üzgün bir ses tonuyla. Yalnızca bir gün olmasına rağmen onu özlemişti. Yanındaydı ancak eskisi gibi yanında olmasını istiyordu alfa.
Beta ise ağlamamak için kendini sıkıyordu. Her ne kadar şimdiye dek yaptığı gibi rol yapabilecek olsa da büyüğünün ona hiçbir zaman eskisi gibi bakamayacağını adı gibi biliyordu. Onun yüzüne bakmadı. Bakarsa ağlayacağını biliyordu çünkü. "Bırakır mısın?" dedi göğsünden fırlayacak gibi atan kalbinin ardında gizlenen sesini bulabildiği kadarıyla.
"Jeongin, böyle olalım istemiyorum." Ancak büyük olan beklemedi. Bu sefer de buna göz yummak istemedi.
Jeongin ise bıkmış bir nefes vermişti şimdi. "Nasıl olalım o halde hyung?" diye sordu hafif bir sinirle. Sarışın alfa cevaplamak için ağzını açsa da Jeongin telefon tuttuğu elini kaldırıp onu durdurdu. "Ben söyleyeyim." dedi, "Artık asla senin istediğin gibi sırnaşıp her türlü şakalaşmalarına uyan, hiçbir şey olmamış gibi sevgimi içimde yaşayacağım birisi olmayacağım. Bunu unut lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
They say 'FrIeNdS'/ Minsung
FanfictionTAMAMLANDI. -Omegaverse- Çok yakın arkadaş grubunuzda istemsizce sinir olduğunuz biri var mı? Han Jisung'ın var. Tanışma hikayeleri de ilişkileri kadar atışmalı olduğundan birbirlerinden hazzetmeyen iki genç. Doğaları gereği kendilerini bir sevişme...