8

17K 1.9K 2.1K
                                    

Oy sınırı: 198
Yorum sınırı: 450

Göz kapaklarına sanki birer kamyon binmiş gibi hissediyordu genç omega. Gözlerini aralamaya çalışsa da bunda pek başarılı olduğu söylenemezdi.

Saçlarının üstünde hissettiği sıcak ve düzenli nefeslerle derin bir iç çekti. Bu sefer cidden batırmıştı ve tüm suç kendisindeydi. Sol elini önce alnı olmak üzere şakaklarına çıkarıp ovmuştu. Göz kapaklarını açılmaya diretti ve karşılaştığı aydınlık oda gözlerini kamaştırdı kısa bir süreliğine.

Resmen hareket etmeye korkuyordu. Sanki ayağındaki tek bir parmağı bile oynatsa kalçasına dayanılmaz bir acı girecekmiş gibi hissediyordu. O sırada yanındaki beden kıpırdandı, Jisung onu dirseğiyle dürterek uyandırma girişimlerine başlamıştı.

"Minho." Jisung çatlayan sesiyle konuştuğunda yüzünü buruşturup boğazını temizledikten sonra bu sefer daha düzgün bir sesle seslenmişti alfaya.

Fakat Minho resmen ölü gibi uyuyordu. Jisung kaşlarını çatıp bıkkın bir nefes verdi ve omega sesini kullanarak sert bir şekilde "Alfa!" diye bağırdı.

Minho anında yatakta doğrulup kalkarken kurdunun endişeyle kasıldığını hissetmişti. Omega mutsuz sinyalleri ve Jisung'ın sinirli, huzursuz feromonları her yerdeydi.

Alfa sol tarafına dönerek gözlerini ovmuş ve zorla da olsa açmıştı. Jisung'ın ateş saçan gözleriyle karşılaştığında yutkundu. "Sorun ne?"

Yeni uyandığı için kalınlaşmış boğuk sesiyle sorduğunda Jisung gözlerini devirdi. "Sorun mu ne? Sorun ne mi?"

Minho kafasıyla onu onayladı. O sırada gözleri Jisung'ın boynundaki morluklara takıldı. Bazıları kan toplamıştı ve cidden kötü görünüyordu.

İstemsizce elini kaldırıp omeganın boynuna koydu ve baş parmağıyla okşadı. "Özür dilerim." dedi kısık çıkan sesiyle. "Canını fazla yakmış olmalıyım."

Jisung birkaç saniye onun yüzünde ve dağınık saçlarında takılı kalsa da çok geçmeden kendine gelerek Minho'nun elini itmişti. "Telafi etmek istiyorsan buradan kalkmama yardım et."

Minho, ayağa kalkıp yatağın etrafında dolanarak onun tarafına geldi ve üzerindeki pikeyi tutup açtıktan sonra ona doğru eğildi.

Jisung kollarını Minho'ya doğru uzatmış, öylece bekliyordu. Bu alfaya biraz komik ve aynı zamanda tatlı gelirken düşüncelerini bastırıp bir kolunu beline sardı, diğerini ise dizlerinin altından geçirip onu kucağına aldı.

Dün gece sabaha karşı son turlarını banyoda yaptıkları için ikisi de temizdi. İç çamaşırlarının haricinde Minho'nun altında sadece bir eşofman olmasına karşın Jisung da yalnızca onun uzun ve bol tişörtlerinden birini giyiyordu.

Jisung, "Salona." diyerek alfaya yön gösterdi. Minho ise başıyla onu onaylayıp odadan çıkarak merdivenlere yönelmişti. Aşağı indikten sonra kucağındaki bedeni dikkatlice koltuğun üstüne bıraktı ve öylece ayakta dikilmeye devam etti.

Jisung bir elini sızlayan poposuna atıp ovarken bakışlarını Minho'ya çıkardı. "Şortumun cebinde evimin anahtarı var. Gidip bana bir şey getirmen lazım."

Minho, düşünürken başıyla onu onaylamış ve hala dış kapının önünde olan Jisung'ın kıyafetlerine doğru ilerlemişti. Yere eğilip kot şortu buldu ve cebinden anahtarları çıkardı. Jisung, sessizce onu izlerken Minho yerdeki kıyafetleri tek tek toplayarak yukarı çıkmıştı.

Kıyafetleri makineye attıktan sonra odasına gidip üzerine rastgele bir tişört geçirdi ve tekrar aşağı indi. "Ne getirmeliyim?"

"Mutfakta, en soldaki dolapta. Üzerinde doğum kontrol hapı yazan bir kutu ve bir de herhangi bir ağrı kesici."

They say 'FrIeNdS'/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin