Lisa
Her şey cok güzel geçiyordu. Ama Rosé'ye bir an önce gerçeği söylemem gerekiyor.
Şuan Felix, Joy, Kai, Seulgi, San, Soojin, Jin mükemmel köfte yaptıklarını iddia ettikleri için onların köfteyi pişirmesini bekliyorduk. Jennie, Jisoo, Rosé bir köşede toplanmış konuşuyorduk.
Rosé "eee Jennie unnie geldiğine pişman mısın?"
"Hayır yani güzel geçiyor hepsi çok şakacı. Hele ki Minho çok tatlı ve samimi".
Jisoo'nun sert bakışları gözümden kaçmıyordu.
Rosé sessizce konuştu. " İstersen aranızı yapmaya çalışırım".
Jisoo'nun bağırmasıyla hepimiz dona kalmıştık.
"Ne alaka ya". O da bağırdığının farkında değildi ki hemen toparlamaya çalıştı. " Yani ben pek sevemedim, sanki biraz sinsi birine benziyor".
Jennie onu hic umursamıyordu bile.
"Felix! Hadi açlıktan öldük". Bu sefer bağıran bendim.
Felix'te bağırarak karşılık verdi. "Neredeyse hazır".
Rosé kulaklarını tıkamaya çalıştı. " Bu ne ya! Bağırmadan anlaşamıyor musunuz?"
Herkes ufaktan ateşin başına toplanmaya başlamıştı. Biz de hemen ateş başında yerimizi aldık.
Tae karşımızda oturuyordu. Hala sinirli gibiydi. Açıkçası umrumda da değil.
Herkes açlıkla elindekileri yerken Kai konuştu. Asla susmuyordu ve bu hallerini seviyorum. "Lisa bişey dicem".
"Hm?" Ekmeğimden bir ısırık daha alıp konuştum.
"Umarım gece Roséyle ses yapmazsınız. Uyumak istiyorum da fingirdeşmenizi evinizde yaparsınız".
Önümdeki dal parçalarını ona zarar vermeyecek şekilde fırlattım. " Sanane be istersek burda çocuk bile yaparız. Sende bizim sesimizi dinlersin".
Rosé biraz utanmış gibiydi. Tae hafif bir öksürükle rahatsız olduğunu belli etmişti. Ama kıçımda değil.
Zaman ilerledikçe konumuz daha da derinleşiyordu. Felix ayaklanıp bir şeyler anlatıyordu. Herkesi kahkahaya boğmuştu bile.
Rosé'nin elini penisimde hissedince gülmem soldu. Sanırım o da fark etmemişti. Gülerken eli hep hareket içindeydi. "Rosé?".
Gözleri beni bulunca şaşkın halimi görünce endişelenmişti. " Lisa iyi misin?"
"İyi olacağım ama o elini oradan çekersen".
Elinin nerde olduğunu farketmesiyle çekmesi bir oldu.
" Ups çok özür dilerim".
Kulağına biraz daha sokulup konuştum. "Özür dilemekle geçmez canım. Şuan ne kadar zor durumdayım biliyor musun?"
Rosé gülmesini tutamıyordu. "Yalnız hemen, tek dokunuşumla kalkmış".
" Bir de dalga mı geçiyorsun Rosé. Beni bu hale sen getirdin".
"Öpüşün, öpüşün biz bakmıyoruz". Minh O'nun dediği şeyle aramızda ki mesafeyi biraz açtık.
" Ne alaka Minho. Öyle konuşuyordum".
"Ne ne alaka mı Rosé. Lisa içine düşecekti nerdeyse".
Herkes kahkaha atmaya başladı. Hayır yani çok mu komik. Ne haldeyim bir bilseler. Bizde onlara ayak uydurmak için gülümsemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dream ~Chaelisa~ (G!P)
FanfictionYine gittin sevgilim. Sözünde durmadın. Şimdi yapayalnız ağlıyorum. Yastığına sarılarak uyuyorum. Kokunu özlediğimi söylemiş miydim?