Rosé
Ne yapacağımı bilmiyorum. Kalbimin bir tarafı git ona sımsıkı sarıl, dudaklarından öp, ellerini ellerine kenetle diyor ama bir tarafımda yüzüne tükürmemi söylüyor. Hangisini dinlemeliyim.
Jennie avlunun ortasında öylece dikildiğimi farkettiğinde yanıma doğru adımladığını gördüm.
Endişeyle gelmişti.
"Rosé noldu beyazlaştın. Rengin gitmiş, kötü görünüyorsun".
Gerçekten o kadar belli miydi? Eski aşkımı, beni aylarca ağlatan aşkımı, beni bi çöpmüşüm gibi kullanan aşkımı gördüğüm çok mu belliydi?
Elimle biricik eski sevdiğimi gösterdim. Tabii eski mi bilmiyorum. Hala onu özlüyorum, onu görünce, düşününce kalbimin ritmi hızlanıyor.
Jennie'ye baktığımda ağzı açık şok ifadesiyle karşılaştım.
"Ne? Lisa!".
" Evet Jen, Lisa. Hiç bir şey olmamış gibi karşımda".
Bir elini kolumdan geçirdi.
"Bak Rosé sakin ol tamam mı? Boşver unut hadi gidelim. Bak kötü gözüküyorsun. Ben onunla daha sonra ilgilenicem, söz, hadi gidelim".
Gidecek miydim? Hayır.
Gidip suratına nefretimi yağdırmak istiyorum. Neden beni bu hale getirdiğini sormak istiyorum. Neden her gece aklıma gelip gözyaşlarımın akmak zorunda olduğunu sormak istiyorum. Sadece neden beni bırakıp gittiğini sormak istiyorum.
Lisa kafasını bize doğru döndürdüğünde göz göze geldik.
İşte o an garip bir şey hissettim. Nefret, sevgi, özlem, öfke. Bütün duygularım karmakarışık.
Kahverengi, sanki saatlerce izleyebileceğim bir tablo gibi olan güzel gözlerine baktım.
Onda da bi duygu vardı. Sanki gözleri ona sarılmamı söylüyordu bana.
Ama hayır bir daha o çukura düşmem.
Yavaş ve kendimden emin adımlarla Lisa'ya doğru yürüdüm. Her adım attığımda kokusu daha da burnuma doluyordu.
Jennie'nin hemen arkamda olduğunu hissedebiliyorum. Umarım onun kollarına düşüp bayılmam. Çünkü şuan ayakta durmakta bile zorluk çekiyordum.
Lisa'yla aramızda yaklaşık üç adım falan vardı. Evet geldim şimdi ne diyeceğim?
Eskiden orada ömrümün sonuna kadar yaşayabileceğimi düşündüğüm dudakları aralandı.
"Chaeyoung"
Fısıltıyla, özlemle söylemişti. Adım ağzına ne çok yakışıyordu. O hep bana Chaeyoung diye seslenirdi. Yada sevgilim derdi. Uzun zaman olmuş duymayalı. Sesini özlemişim.
Jennie arkamda bir elini koluma dolayıp yanımda olduğunu, güçlü olmam gerektiğini hatırlattı.
Lisa bir elini bana doğru yaklaştırdı. Lanet olsun yine gözlerim doldu.
Elini yanağıma koydu. Ve yanağımı okşamaya başladı.
Ah Lisa ne çok özlemişim o ellerini. Bana dokunmasını, beni yakmasını. Onu itmem gerek ama şuan bana dokunmasına ihtiyacım var gibiydi. Elleri yumuşacıktı. Tam da yanağıma göre.
Duygularımı bi kenara bırakıp. Bana neler yaptığı bir film gibi önümden geçti. Onsuz geçen zamanlarımda bana neler olduğu aklıma geldi.
Birden sert bir şekilde elini geri indirdim. Yüzü şaşkındı. Neye şaşkın anlamıyorum? O kadar şeyden sonra affedeceğimi falan mı sanıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dream ~Chaelisa~ (G!P)
FanficYine gittin sevgilim. Sözünde durmadın. Şimdi yapayalnız ağlıyorum. Yastığına sarılarak uyuyorum. Kokunu özlediğimi söylemiş miydim?