Bölüm 36

9.9K 356 114
                                    

selam ciceklerim

nasilsiniz *-*

-

Kağan'ın attığı konumla şirketlerine, Kerem'i basmaya, gelmiştim.

Dün Kerem'e yanına geleceğini söylemiştim ama beni duymadığına bile emindim. Çünkü o an sadece beni sakinleştirmeye odaklanmıştı ve o an yaptığı tek şey saçımı okşayıp sakinleş bebeğim demeleriydi.

Şirketin bu kadar büyük olacağını tahmin etmemiştim tabii ki. Kağan gerçekten zengin olmalıydı.

Derin bir nefes aldım ve şirketin içine girdim. Girişteki asistan olduğuna emin olduğum kızın yanına adımladım.

"Merhaba." Dedim. Bana baktı ve sonra gülümsedi. Işıl ışıl gülümsüyordu, ona bakınca sizin de gülesiniz geliyordu.

"Merhaba size de. Ne için gelmiştiniz?" Diye sordu tatlı tatlı.

"Sevgilim burada mimar da. Onun için." Başını olumlu anlamda salladı.

"Şu an da önemli bir toplantıdalar." Dedi ve eliyle önündeki bar sandalyesine benzeyen daha ama resmi duran sandalyeyi gösterdi. "Burada oturup bekleyebilirsin. Zaten hemen şuradan çıkacaklar. Toplantıya gireli de iki saat oldu on dakikaya kalmadan çıkarlar." Dedi ve gözüyle sağ tarafta duran ve üstünde TOPLANTI ODASI yazan kapıyı gösterdi.

"Tamam teşekkür ederim." Deyip gösterdiği yere oturdum. Beni süzüyordu dikkatle.

"Sen kaç yaşındasın ya? Seni tanıyor olabilir miyim ki ben?" Dedi merakla. Dudak büktüm.

"18 yaşındayım, ben seni tanımıyorum, sanmam." Gözlerini kocaman açtı.

"On sekiz mi? Kesinlikle daha büyük duruyorsun. Belki yirmi iki. Ben de neredeyse otuz yaşındayım." Dedi üzgünce. Bu sefer de şaşırma sırası bendeydi sanırım.

"Aslında samimi gelmeyebilir ama sen de 25 ten fazla durmuyordun." Samimiyetsiz bir şekilde güldü.

"Sağ ol canım." 

"Eee sevgilin kim?" Diye sordu merakla. Tam ağzımı açacakken bana seslenilmesiyle sustum.

"Aybüke. Ne işin var burada bebeğim?" Dedi ve kollarını belime sarıp yanağımı öptü Kerem. Ne ara yanıma geldiğini anlamamıştım bile. 

Ayağa kalktım

Hâlâ eli belimdeydi.

Kerem sonunda odağını benden çekince az önce konuştuğum kıza döndü.

"Aaa Gizem'le mi tanıştınız?" Afalladım.

"Kerem'in sevgilisisin. Tabii ya. Seni attığı posttan görmüştüm." Dedi ve bana küçümseyici bakış attı.

Bir anda yüz seksen derece dönmüştü bana olan bakışı. Bu tavrına anlam veremedim fakat sonra dün Kerem'in anlattığı Kerem'le yatıp bir de Kerem'e aşık Gizem olduğunu hatırladım.

"Evet aşkım." Dedim benden beklenmeyecek cıvıl cıvıl sesimle Kerem'e bakıp, "Gizem abla burada bekleyebileceğimi söyledi." Dedim çocuk gibi.

Kerem bu tavrımı görünce gözleri yumuşacık bir hal aldı ve dişlerini sıktı. Elini çeneme attı ve çenemi okşadı sonra ise yüzüme eğilip sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadı.

"Sende uslu uslu beni bekledin yani? Aferin bebeğime." Sırıtıp başımı olumlu anlamda salladım.

Göz ucuyla Gizem'e bakınca kıskançlıkla ve hırsla bize baktığını gördüm.

Kerem'e aşık değildi. Kerem'i elde etmek istiyordu sadece.

"Kerem." Dedi Gizem sıkıntılı bir sesle. Kerem bıkkın bir nefes verip ona döndü. Yüzü benden uzaklaşmıştı fakat hemen elimi tutmuştu.

"Efendim?" Gizem göz ucuyla bana baktı. O an gerçek yüzünü gördüm. Kerem'e tekrar dönünce ise yüzüne yerleştirdiği maskesini tekrar taktı.

"Bana ilişki istemediğini söylemiştin?" Kırık kırık konuşuyormuş gibi davranıyordu. Kerem'in rol yaptığını anlamadığına bile emindim.

"İstemiyordum zaten, Aybüke'ye o gözle bakana kadar." Baş parmağı ile elimi okşuyordu.

Sinirleneceğimi düşünüyordu fakat hayır, bu kız beni sinirlendirmezdi.

Kız kaşlarını kaldırıp gülümsedi ve bana döndü.

"Kimle sevgili olduğunu bilmiyorsun ufaklık." Kerem'in vücudu gerilmişti. Ben de kaşlarımı çatmıştım. "O elini tuttuğun adamın bir kadından tek beklentisi seks. Seni mutlu bile edemez. Bir kadını bırak bir canlıyı sevecek kadar kalbi yo-" Sertçe sözünü kestim kızın.

"Kes. Tek gecelik bir kızın aşık olduğum erkek hakkındaki o değersiz görüşünü önemsemiyorum." Normalde hemcinsimle öyle konuşmayı tercih etmezdim ama Gizem sabrımı taşırmıştı.

Kerem'in elini daha sıkı tuttum ve ona baktım. Bana gülümseyerek bakıyordu, ben de ona gülümsedim.

"Gidelim."

-

Arabaya binmiştik. Kerem hiçbir şey demeden önce dudağımı sıkı bir şekilde öptü sonra da sağ yanağımı öpüp geri çekildi.

"Kerem." Dedim ciddi bir şekilde. Bana tedirginlikle baktı.

"O kızın söylediklerine takılmadın değil mi?" Diye sordu. Başımı hızlıca olumsuz anlamda salladım.

"İnanmadım tabii ki. Sadece." Dedim ve dudak büküp devam ettim, "Karşıma hep senin yattığın kadınlar mı çıkacak? Bu çok can sıkıcı. Geçmişini değiştiremem biliyorum ama ne biliyim. Sürekli bir kızın beni aşağılamasını mı dinleyeceğim? Ya da ben mi kızı aşağılamak zorunda kalacağım?" 

Bana anlayışla baktı ve kucağımda duran ellerimi alıp avuç içimi öptü. İçimin ısındığını ve tüm kaslarımın gevşediğini hissettim. Küçük bir hareketi bile bana iyi geliyordu.

"Haklısın bu yüzden diyecek bir şey bulamıyorum. Kendimi savunacağım bir yer bile yok. Sadece artık dikkat edeceğim. Tamam mı? Karşı karşıya gelmemen için. Of bok gibi hissettim şu an." 

"Hayır bok gibi hisset diye söylemedim, hem suçlu olan sen değilsin ben seni böyle birisi olduğunu bile bile sevdim. Önemli olan benimleyken yaptıkların." 

"Of Aybüke." Dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni kucağına çekti. Arabanın içinde yan bir şekilde kucağındaydım artık!

Neyse ki otopark boştu..

"Çok seviyorum kızım seni." Deyip yüzünü boynuma gömdü. "Böyle aşırı çok seviyorum. İyi ki varsın. İyi ki bizden hiç vazgeçmemişsin, bebeğim benim." Yüzünü boynuma gömdüğü için sesi boğuk çıkıyordu. Gülümsedim.

"İyi ki.."


-

canım Kerem. <3

canım Aybüke. <3

-

'Uyurgezer gibiyim, tüm geçmişim kayıp,

İnceliyorum kendimi halim bi garip..'

Teoman- Hem Hayattan, Hem Ölümden...

SON BİR HAFTADIR MOODUM BU ŞARKI. NE ZAMAN KURTULUCAM BU PSİKOLOJİDEN.

Bira ve Kahve | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin