Time Travelling | taekook

18|Benim Küçük Sevgilim

2 ay sonra

"Hadi ama bebeğim neden böyle yapıyorsun?"

Jungkook tam bir saattir oturmuş Taehyung'un gönlünü almaya çalışıyordu. Taehyung ise o kadar inat yapıyordu ki, neredeyse Jungkook çıldıracaktı.

"Sus Jeongguk, sen beni aldattın"

Jungkook eliyle alnına vurup derin bir nefes alıp verdi. Aynı konuyu sabahtan beri defalarca anlatmasına rağmen Taehyung anlamamakta ısrar ediyordu. "Yavrum daha kaç kere anlatacağım, seni aldatmadım. Aldatma yok"

"Ama spor salonunda spor yapan o kızın omuzuna dokundun gördüm seni" Taehyung anlatırken dudaklarını büzüp asla Jungkook'la göz göze gelmemeye çalışıyordu.

"Ya bebeğim, aşkım, çiçeğim, yavrum daha kaç kez anlatacağım. Soyeon sadece spor salonunda spor yapan biri. Bir haraketini yanlış yaptığı için uyardım ve o da sonra doğru yaptığı için omuzuna dokunup aferin dedim sadece. Bu kadar"

"Ama aferin dedin o kız. Bana bir kez bile aferin demedin. Sen beni çok üzüyorsun. Hani asla üzmeyecektin beni?" Taehyung konuşmasını bitirdikten sonra ayaklanıp mutfağa doğru ilerledi. Jungkook ise arkadından şaşkınla bakarken söylediklerine şaştı kaldı. Şu sıralar fazla kıskanç ve tatlıydı Taehyung. Onunla ne yapacağını bilmiyordu.

"Nereye bal oğlanım?"

Taehyung sinirle dudaklarını kıvırtıp "Su içeceğim, senin yüzünden çok susadım çok konuşturdun beni" dedi. Esmer oğlan mutfağa geldiğinde, Jungkook peşinden gelmişti.

Taehyung, bardağa doldurduğu suyu içerken, Jungkook sevgilisine arkadan sarılıp yüzünü boynuna gömdü. Arkadına dudaklarını esmer boyna bastırıp uzunca öperken, Taehyung gülmüştü. İşte huzur tam olarak buydu ikisi içinde.

"Benim kıskanç sevgilim"

"Benim küçük sevgilim" diye söylendi Taehyung. Jungkook bu dediğine şaşırıp kaşlarını çattı. Nasıl kendisi küçük olabiliyordu. "Anlamadım?"

"Senden oldukça büyüğüm Jeongguk'um sakın unutma"

Jungkook, Taehyung'un ne demek istediğini anlamıştı. "Ah şu... evet öyle" Jungkook sevgilisinin boynunu tekrar öptükten sonra yüzünü kendisine taraf döndürdü. "Küçük sevgilin şu an seni yemek istiyor"

"Hmm, nasıl yiyecekmiş"

Jungkook kendisine göre daha küçük minik bebeğini mutfak tezgahına oturtup bacakları arasına girdi. Boy farkından dolayı şu an tam yüz yüzeydiler. Jungkook dudaklarını tekrar esmer olanın boynuna bastırıp emdi. "Böyle" dedi ve daha sonra dudaklarına çıkıp yavaşça emdi. "Böyle" ardından parmaklarını kenetleyip öpüşmeyi bşraz sertleştirip Taehyung'un dudaklarını dişleri arasına alıp çekiştirdi. "Ve daha fazlası"

"Beni özledin mi mi?" diye sordu Taehyung fısıldayarak. Buna cevap olarak Jungkook, sevgilisinin ince bacaklarını okşayıp kendine çekerken daha sert asıldı dudaklarına. "Hemde nasıl... hasret kaldım tenine, yuvam olan boynuna, dudaklarına, sıcacık içine" son iki kelimeyi söylerken kısıkça konuştu Jungkook. "Sadece kendini bana teslim et bebeğim. Uzun zaman oldu sevişmeyeli"

Taehyung gülümseyip dudaklarını birbirine bastırdı. Şu an o kadar uysaldı ki, Jungkook ne dese yapacak kıvamdaydı. Oysa biraz önce atarlanıyordu Jungkook'a. Jungkook her zaman sevgilisini nasıl yumuşatacağını biliyordu. Onu iyi tanımıştı artık.