Time Travelling | taekook

2|Ayna

Taehyung'un yaşını değiştirdim. 18 çok küçüktü.

//

"Artık nişanlı bir adamsın hm arkadaşım"

Taehyung ve en yakın arkadaşı Jihoon göl kenarında konuşurken, Taehyung bu konunun konuşulmasından rahatsızdı. Evlenmek hiç aklında yoktu genç adamın. Daha yirmi bir yaşındaydı. Üstelik kız üç ay sonra on sekiz olacaktı. O daha çok küçüktü.

"Jihoon lütfen, bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Yeterince rahatsızım bu durumdan"

"Neden ama arkadaşım. O kasabanın en güzel kızı. Herkes Sunja'yla evlenmek isterdi"

"Ama ben istemiyorum, çok istiyorsan sen evlen"

"Dostum farkında mısın şu an nişanlını bana veriyorsun!"

Taehyung elbette bunu bilerek söyledi. O kızı nişanlısı olarak görmüyordu. Daha çok küçük kız kardeşi olacak bakıyordu Sunja'ya. Parmağındaki yüzüğe baktı bir süre. Öfkeyle gülümsedi.

"Umrumda değil" dedi arkadaşına dönerek.

Jihoon birinin geldiğini fark ettiğinde gelen kişiyle gülümsedi. "Bak nişanlın geldi"

Taehyung bakışlarınını ona çevirdiğinde dişlerini sıktı. Kız sürekli peşindeydi. Kendini sevdirmek istiyordu Taehyung'a. Yine güzel bir şekilde giyinmiş elindeki piknik sepetiyle geliyordu.

Genç adamlara yaklaşan kız gülümsedi ve "merhaba" dedi.

Jihoon, Taehyung'un çok şanslı olduğunu düşündü. Bu kadar güzel bir kızı nasıl istemediğine anlam veremedi. Keşke dedi içinden, 'keşke beni sevseydi'

"Hoş geldiniz Sunja" Jihoon konuştuğunda ayağa kalktı ve saygıyla eğildi. "Bende gidiyordum zaten" Jihoon arkadaşına döndü ve tekrar konuştu "Taehyung gece buluşalım sana çok garip şeyler göstereceğim"

Taehyung başını olumlu anlamda salladı. O sırada Jihoon uzaklaşırken, Sunja nişanlısının yanına oturdu.

"Sevilmediğimi biliyorum ama insanlar biraz da olsa nazik olmalı değil mi bay Kim!"

Taehyung onu sevmiyor ve umut vermek istemiyordu. Ona nazik davranırsa kız başka hayallere kapılabilirdi.

"Haklısınız ama insanlar onları sevmedikleri kişilere neden önem versinler ki, bu biraz salaklık bana göre"

Taehyung sivri dilliydi, aklına gelenleri gemen söyleyen ve kimseden çekinmeyen bir genç erkekti. Fakat karşı gelemediği tek bir kişi vardı. Babası!

Kıza hiç acımadan yüzüne istediklerini söyledi. Bundan pişmanlık duydu mu? Emin değildi. Taehyung'a göre neden bir insan dikenli yolları seçer ki çiçekli yollar varken.

"Ama Taehyung, ben sizi seviyorum ve mutlu edeceğime inanıyorum. Neden bana şans vermiyorsunuz?"

"Sunja.. siz daha çocuksunuz, neden bu kadar evlenmeye meraklısınız? Sizin yaşınızdakiler sadece okumak ve meslek sahibi olmak istiyorlar"

Sunja, Taehyung'un söylediklerine hak verdi. Kızın hayali hemşire olmaktı ama karşısına bir fırsat çıkmıştı. Çocukluğundan beri hayali olan Kim Taehyung'la evlenmek. Bunu kendi hayatından ve hayallerinden daha önde tuttu. Sevdiği adam için hemşire olmaktan vazgeçti.

"Kasabanın en nazik ve en yakışıklı erkeği sizsiniz bayım. Her kız sizinle evlenmek istiyor fakat babanız beni seçti ve bende seve seve kabul ettim"

Sunja daha fazla konuşmak istemedi. Eğer daha fazla konuşmaya devam ederse kalbinin kırılacağını biliyordu. Gitmeden önce son kez baktı Taehyung'a. Onun çok yakışıklı olduğunu düşündü. Gözlerini kırpmadan gölü izliyordu genç adam. Yan profili Sunja'ya göre nefes kesiciydi. Uzun siyah kıvırcık saçlarını okşamak istedi fakat çekindi.