Medya/ Adam Levine - Lost Stars"Jeonggukie hadi pamuk şekerde alalım"
Taehyung, Jungkook'u kolundan sürükleyerek lunaparkta pamuk şeker satan yaşlı amcanın yanına sürükledi. Pamuk şekerleri görünce gözleri paralayan esmer oğlan hangisi seçeceğine karar verirken, Jungkook gülümseyerek izliyordu bebeğini. Çocuk gibiydi, ne görse istiyordu. Lunaparktaki korkmadığı her şeye biniyordu.
"Yavrum şeker komasına gireceksin. Önce kâğıt helva, sonra şekerpare, bir sürü mochi, üç tane donut ve bir sürü küçük şekerler yedin. Yeter artık"
Taehyung kızgın ama bir o kadar da üzgün bir şekilde baktı sevgilisine. "Sen beni sevmiyorsun artık anladım" kollarını göğüsünde birleştirip melül melül baktı pamuk şekerler.
"Aksine seni çok sevdiğim için bunları söylüyorum, her şeyin fazlası zararlı" Jungkook baş parmağıyla sevgilisinin yanağı okşadığında, Taehyung başını çevirdi.
"Ah tanrım ne yapacağım ben bal oğlanımla" Jungkook bebeğini asla üzgün göremeye dayanamadığı için pes etti. "Seç bakalım hangisi istiyorsun"
"Yaşasın, pamuk şeker yiyeceğim" Taehyung ellerini sevinçle birbirine çarpıp gözüne kestirdiği mavi pamuk şekeri aldı. O sırada pamuk şeker satan yaşlı adam ikiliyi gülümseyerek izliyordu.
Taehyung, Jungkook'un yanağına sulu bir öpücük bırakıp "Benim küçük sevgilim" dedi. Buna sinirlenen Jungkook şu anlık bir şey dememeyi tercih edip yaşlı adamın parasını ödedi.
"Afiyet olsun" dedi yaşlı. Ardından Jungkook'a bakarak tekrar konuştu. "Çok şansızsın ama aynı zamanda şanslısın evlat, o çok değerli ve gerçek olamayacak kadar özel biri"
Taehyung heyecanlı pamuk şekerini yerken onlara kulak bile asmıyordu. Yaşlı adamın söyledikleri Jungkook'un dikkatini çekti. "Anlamadım efendim, neden hem şanslı hemde şanssızım?"
"Yakında anlayacaksın"
"Kimsin?" Jungkook tedirgin oldu. Adamın Taehyung gibi 1921 yılından geldiğini ve Taehyung'u tanıdığı düşündü.
"Pamuk şekerciyim" yaşlı adam gülümseyerek pamuk şeker arabasını sürüp gitti. O sırada Taehyung neler olup bittiğini anlamak için Jungkook'a döndü. "Ne konuştunuz ki noldu ki"
"Yok bir şey bebeğim, hadi gidelim" Jungkook adamın yaşlı haline verip böyle bir konuşma olmamış gibi yoluna devam etti.
"Başka ne ister bal oğlanım"
"Hmm düşüneyim..." Taehyung etrafta göz gezdirdikten sonra gözüne kocaman dönme dolabı takıldı. "Şuna binmek istiyorum aşkım"
"Çok yüksek lan korkarsın, zaten miniciksin"
Taehyung elinde tuttuğu pamuk şekeri Jungkook'un ağzına bastırdı. "Yine başladık mi 'lan'lı' konuşmaya öküz Jeongguk geri mi döndü?"
"Yok haşa yavrum, sırf sen istedin diye küfürlü konuşmayı bile bıraktım"
"İşte böyle adam ol. Hadi o zaman binelim"
Jungkook biletleri aldıktan sonra dönme dolabı binmek için sıraya girdiler. Kalabalık değildi, kısa bir süre binmişlerdi. Dönmeye başlayan oyuncak ikiliyi yavaş yavaş yukarı çıkarırken, Taehyung yüksekliği fark edip yerinden kalktı ve Jungkook'un yanına oturdu. Jungkook kolunu bebeğinin omuzuna atıp güldü.
"Dedim sana korkarsın diye"
"Hayır ya korkmadım ki, sadece üşüdüm ve yanında olmak istedim" içten içe korkan Taehyung bunu belli etmek istemiyordu. Dönmek dolap en tepeye geldiğinde Taehyung artık bunu gizlemeyip daha çok sığındı sevgilisine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time Travelling | taekook
Fanfiction1921'de yaşayan Kim Taehyung yanlışlıkla kendini 2022 yılında bulur. 16022022 07112022