Time Travelling | taekook

5|Çok mu Hoşuna Gitti?

"Gözlerinde bir sürü yıldız olan adamın adı ne?"

Jungkook, bu yakınlıktan dolayı panikledi ve kalbi hızla atmaya başladı. Bir süre yakından izledi Taehyung'u. Esmer adam, Jungkook'un cevap vermediğini görünce yüzüne hafifçe üfürdü. "Hey bayın neye daldınız?"

Sana daldım lan

Jungkook sıcak nefesle istemeden gözlerini kapattı. Neden böyle hissetti. Üstelik yeni tanıştığı birine.

Kendine gelen Jungkook, geri çekildi "Hey hey iyiliğin için biraz uzaklaş"

"Neden iyiliğim için?"

Çünkü böyle devam ederse ağlatacağım da o yüzden.

Jungkook kafasındaki sese sinsince güldü. Taehyung'un çok masum olduğuna inandı artık.

"Adım Jungkook, Jeon Jungkook"

"Ben sana sirius Jungkook diyebilir miyim?" dedi Taehyung gülümserken. "Gerçekten gözleriniz çok parlak bayım. Umarım size sirius dememe kızmıyorsunuz"

Yok lan ne kızacağım

"Biraz kızmış olabilirim, ben yıldız değilim" dedi Jungkook gözlerini devirerek. Daha sonra tekrar bakışlarını esmer adama çevirdi. "Ya da evet ben yıldızım amına koyayım, Jeon Jungkook parlak bir yıldız, demeye devam et ufaklık"

Çok egolu

Taehyung egolu adam karşında güldü. "Ben ufaklık değilim yetişkinim,  yirmi bir yaşındayım"

Jungkook nedense yetişkin olduğu için sevindi. "Yirmi bir yaşında olman ufaklık olman gerçeğini değiştirmiyor, çok ufaksın"

Taehyung kendine baktı. O kadar da ufak değildi. Sadece zayıftı. Jungkook'un çok iri olduğunu düşündü. "Ben gayet iyiyim, sadece siz çok kaslı ve uzunsunuz"

"Tabi tabi öyledir"

"Siz kaç yaşındasınız?"

"Yirmi altı, oldukça yetişkinim bu arada" dedi Jungkook kıs kıs gülerken.

Taehyung'ta güldü. Fakat Jungkook'un ki gibi sinsi bir gülümseme değildi.

+
+

Jungkook ve Taehyung, yemekten sonra salonda oturmaya karar verdiler. Taehyung, merak ettiği şu kocaman kutu hakkında konuşmak ve incelemek istiyordu. Koltuktan ürkek bir ceylan gibi otururken gözlerini kocaman açmış etrafı izliyordu.

"Garip bir şey mi var lan, niye öyle bakıyorsun?"

Jungkook birden yüksek sesle söylendiğinde, Taehyung oturduğu yerde irkildi ve bakışlarını Jeongguk'a çevirdi.

"Sadece bir şey değil, bir çok garip şey var"

Jungkook kendisi etrafa baktığında garip bir şey göremedi. Daha sonra aklına Taehyung'un geçmişten geldiğini hatırlayınca güldü. Yerinden kalkan Jungkook, Taehyung'un en çok merak ettiği televizyonu açmaya gitti.

"Ne yapıyorsunuz bayım?"

Taehyung'un sorusuna televizyonu açarken cevap verdi. "Küçük insancıklar görmek ister misin?"

Taehyung heyecanla başını salladı. "Çok isterim"

Jungkook, televizyonu açtıktan sonra kumandayı alarak tekrar eski yerinde oturdu. Gözleri Taehyung'u bulduğunda onun kocaman ve heyecanlı gözlerle televizyona baktığını gördü.

Kahretsin çok tatlı

Gülerek bakışlarını tekrar televizyonu çevirdi. Kesinlikle Taehyung'u masum görüntüsü kalbine iyi gelmiyordu. "Hmm ne izleyelim acaba?"