31. BÖLÜM
Derin nefes alarak gece vakti uyanmama sebep olan Ege'nin sarı gözlerini izledim. Onu sallamama rağmen ağlamaya devam ettiğinde sadece derin nefesler alarak sakin kalmaya çalıştım. Şu an hangi sebepten ağladığını bir türlü bulamıyorum. Altını değiştirdim, süt vermeyi teklif ettim, kolumda salladım birkaç saat ama tek yaptığı ağlamak oldu. Bu nedenle onu beşiğine bırakıp bu şekilde sallamaya başladım. Ama yine ve yine ağlıyor. Tamam buna alışmam gerekiyor ama kimse bunun bu kadar uzun süreceğini ve sebebini bile bu kadar zor bulunacağını belirtmedi.
Boş odayı iç çekerek izledim. Afran bizi bıraktıktan sonra uzun süre boş bıraktığı işleriyle ilgilenmeye gitti. Ona kızamam, zaten bizi yalnız bırakmamak için çoğu şeyi geride bıraktı. Ve yine de bizi yalnız bırakmamak için birkaç işi hızlı şekilde halledip tekrar gelecek.
Derin bir nefes alarak telefonumu yatağın üzerinden alıp annemin numarasını buldum. Bu kadar geç aradığım için bana sinirlenecek dahi olsa umursamadım. Şu an Ege'nin sakin kalması ve ağlamaması benim için daha iyi.
Telefona yanıt geldiğinde direkt konuya girdim. "Anne Ege uyumuyor ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Sadece ağlıyor." karşı taraftan ses bekledim hemen ama karşı taraf uzun bir sessizlikte kaldı. Onun sessizliği yüzünden acaba telefonu kapatıp geri mi uyudu diye kontrol etmek istemdim. Ama ben tepki göstermeden derin bir nefes alma sesi duydum.
"Çocuğun gazını çıkardın mı?" aniden sorduğunda ağlayan Ege'ye baktım.
"Evet, denedim ama bir işe yaramadı. Ve evet sen söylemeden söyleyeyim, altını da değiştim, süt de vermek istedim biraz içtikten sonra tekrar ağladı. Hatta kıyafetleri rahatsız ediyordur diye onları bile değiştirdim." dedim. Cümlenin ortasında bir iki kez esnememe engel olamadım. Ve bu yaptığım ayıp olsa dahi annemin de aynı tepkiyi vermesi üzerine utancım kısa sürdü.
"İyi o zaman Afran'ı kaldır çocuğa biraz büyüsünü yayarak biraz sallasın. Şimdi ben kapatıyorum, o da işe yaramazsan... Tekrar ararsın."
"Evet ama Afran birkaç işe onay vermek için..." diyemeden telefon yüzüme kapandı. Telefonu kendimden uzaklaştırdığımda iç çekerek Ege'ye baktım. "Şimdi babanı mı aramalıyım?" oturduğum yataktan kalkıp beşikte ağlayan Ege'yi kucağıma aldım. Dengemi sağlamaya çalışarak yatağa kendimi bıraktım. "Baban yok ve bende de kendime ait bir büyü yok, ne yapacağız küçük kedim." sarıldım. Onu dikkatli bir şekilde yatağa bırakıp elini karnına koydum. "Ben de büyü olmasa da siren sesi var, bakalım bu işe yarayacak mı?" gülümsedim. Uzun süre kontrolsüz kullandıktan sonra tekrar pasif bıraktığım bu yeteneği kullanabilecek miyim, deneyelim.
Yanına uzanıp sağ elimi göğsüne koydum. Afran'ın mırıldandığını duyduğum niniyi bu sefer de ben olabildiğince kısıtlayarak ona karşı kullandım. Başta bir iki tekrarıma rağmen ağlamaya devam etti. Ama en sonunda pes etmeye yaklaştığımda ağlaması durdu. Niniyi söylemeyi bırakmayıp kafamı kaldırıp ona baktım. Uykulu bir şekilde sarıdan farklı bir renge dönen gözlerini bana çevirdi. Bana baktığında gözleri tekrar yeşil olmuştu ama tek fark bu sefer gri ve yeşili beraber barındırıyordu. İki gözü de geçişli bir şekilde grinin ve yeşilin tonuydu. Nini söylemeyi bırakıp tamamen doğruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Kedi | Tamamlandı
Fantasi| Bölümler Tamamlandı | Konu Değiştirildi | | WattpadFantasyTR / Aşk Ateşiyle Kavrulan Fantastikler okuma listesinde. | Bir gece vakti tanışan iki yetişkin. Biri kedi ruhu, biri de kuzgun bedenine sahip güzel sesli siren ruhu. Geçmişleriyle birbirle...