Keyifli okumalar...
***
Giraj
Parmaklarım kristalize yapıdaki maden yataklarına dair ayrıntılı analizlere sahip olan bir makalenin üzerinde kayıp daha çok bilgiyi gözler önüne sererken yorgunluk bedenimi sardı. Öğretici Hans son ders saatimizde gelecek hafta için izinli olduğumuzu bu süre zarfında son raporumuzu sunmak için istediğimiz kaynakları ve alanları kullanabileceğimizi söyleyip bizi özel dersini verdiği sınıftan atmıştı.
Ardi daha çok bilgi alabilmek için çabalasa da eline bir şey geçmemiş, sınıfı hızla terk eden Jeomiel kütüphaneye yönelmiş, Felaz ise hala ten rengi solgun olan Ursa'yı yaşam alanına götürmek için endişe ile hareket etmişti.
Bense sadece koridora çıkmış, nereye gideceğimi bilemeden öylece kalmıştım. Aklımda Ukate ve Ojusa hakkında pek çok soru vardı. Günlerimi Oniks Kütüphanesi'nde kalan kitapların arasında geçirmiş ama Ukate'nin günlüğü olduğuna artık emin olduğum kaynak dışında başka yararlı bir kitap bulamamıştım.
Dünya- çapa- 23.düzlem hangi isimle anılırsa anılsın, bir zamanlar yaşadığımız yer olan yeryüzü hakkında çeşitli bilgiler vardı. Jeomiel'de son raporunda bu bilgilerden bazılarını kullanmıştı. Ama Ukate adeta hiç var olmamış gibiydi. Aynı günlüğü gibi gözlerin göremeyeceği bir köşeye atılıp unutulmuştu.
Yeniden ayak bastığı evinde ne yapmıştı?
Düzlemlerin oksijen sorunu nasıl çözülmüştü?
Neden unutulmuş ikinci bir lider olan Ukate, cevapsız bu kadar soru ile beni sınamak için tam da statü sınavına kalan bu kısacık sürede karşıma çıkmıştı?
Çaresizlik beni ele geçirip omuzlarımın çökmesine neden olurken ''Ah!'' diye haykırıp bedenimi geriye attım. Filopim hareketim ile elimden kayıp yataktan aşağıya düştü. Son iki saattir okuduğum makalelerin hiçbirine odaklanamıyordum.
Raporumu bitirip sunmam için iki günüm kalmıştı. Yataktan kalkıp banyoya yöneldim. Sensörler aktifleşip gözlerimin ışık yüzünden yanmasına neden olurken aynadaki yansımam beni karşıladı.
Suratım bitkin bir ifadeye ev sahipliği yaparken gözlerimin altındaki mor halkalar yorgunluk seviyemi ele veriyordu. Göz bebeklerimi çeviren kızarıklık düne göre daha fazla yayılmıştı. Musluğu açıp suratıma su çarparken görünüşümden kaçındım.
Uyumaya ihtiyacım vardı. Burnum bedenim hakkında hoş olmayan sinyaller verince duş kabinine baktım. Yüzümü buruştururken ''Önce duş, sonra uyku.'' dedim.
On beş dakika içinde yıkanmış, ağzıma iki hijyen kapsülü atmış ve temiz giysiler ile yatağıma gömülmeye hazırdım. Amacıma ulaşmak için beş adım yeterliydi. Tabii bu kısacık zaman diliminde filopim yerdeki kirli kıyafet yığınından onu almam için alarm sesi çıkarmasaydı.
Eğilip kıvrılmış ekranı alırken kaslarımın isyan eden kasılmalarını görmezden geldim. Parmaklarım yüzeyinde gezinip beni uykumdan koparan mesajı açtı.
Bu bir geri sayım bildirisiydi.
Statü Sınavına Kalan Süre: Elli saat kırk üç dakika dokuz saniye.
Ekranda hızla değişen rakamlara bakıp ciğerlerimdeki havayı boşalttım. Öğretici Hans bize bu konu hakkında bilgi vermişti. Son raporumuzu en geç statü sınavından iki saat önce teslim etmeliydik. Başarı oranımızı bakılmadan hepimizde bu bildiri ekranı aktif olsa da son raporlardan istenilen sonuçları alamazsak sayacın bir önemi kalmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yedi Gün Son Nefes
Fantascienza-Giraj- Besin zincirinin en tepesinde artık ukalar vardı. İnsanlık gökyüzünde süzülen şehirlerinde yaşamaya devam ederken başardıkları çarpıcıydı. Tek amacım yükselmek ve yükselmeye devam etmekti. ''En Tepedeki Ojusa ve Çapadaki Ukate adına üç oluşu...