1

2.1K 109 25
                                    

     Felix, derin vadide son hızla koşarken üzerinde hissettiği gözlerle tökezlemiş ve ritmini kaybetmişti. Sürüdeki hisleri en kuvvetli kurt olmayabilirdi belki ama kalın kafalı da değildi, birinin onu izlediğinden emindi.

     Yavaşlayan adımlarını da fırsat bilip koşmayı keserek yürümeye başladı. Burnunu havaya dikip çaktırmadan etrafı koklayıp izleyicisinin izini bulmaya çalıştı ancak burnunu dolduran tek koku kendi saldığı fenomenler ve toprağınkiydi; duyabildiği tek şey ise uzaktaki nehrin sesiydi.

     Ancak tam o anda arkasında duyduğu çıtırtıyla hiddetle döndü ve karşısında... bir yaratık buldu. Diğer kurt için yaratıktan başka ne diyebileceğini bilmiyordu, çünkü cılız şey korkunç görünüyordu. Felix kokusunu almaya çalıştı ancak kurttan yayılan tek koku kan kokusuydu.

     Dişlerini çıkararak cüssesini olabildiğince büyük göstermeye çalıştı ve müdafaa pozisyonu aldı. Diğer kurt da onu taklit etmiş ve ikili birbirleri etrafında dolanmaya başlamıştı. Ama yaratığın Felix karşısında şansı yoktu.

     Güçlü ve sivri dişlere sahip, kalın ve kırılmaz pençeleriyle Felix sürüsünün en güçlü kurtlarından biriydi. Gençti ve kurdunun büyüklüğüne rağmen oldukça hızlı koşabiliyordu. Güneşin altında iyice sarıya çalan tüyleri parlak ve yumuşacıktı. Çenesi düşmanını ısırdığı zaman paramparça ediyor, pençeleriyse saplandığı yerdeki derinin bir kısmını koparmadan vücudundan ayrılmıyordu.

      Yaratık ise... Yaratık ise ölümle burun buruna duruyordu. Tüyleri vücudunda yer yer dökülmüş, derisini ortaya çıkarmıştı. Ayrıca pislik ve kurumuş kanla matlaşarak sertleşmişti. Pençeleri zayıf ve ince, bazıları ise düpedüz eksikti. Dişleri güneşin altında parlıyor olsa bile çenesi avını yeterince güçlü kavrayabilecek bir kuvvette değildi. Derisine yapışmış kaburgalarını görmemek imkansızdı. Mavi gözlerinden birinden aşağı inen derin pençe darbesinden dolayı ise gözünü açamıyordu. Bacaklarından birinde hala açık olan ve kanayan bir yara ise topallamasına neden oluyordu.

     Yaratığın acınası hali Felix'in kurduna karşı koyarak şefkatle geri adım atmasına neden oldu. Arka bacakları üzerine çökerek başını eğdi ve boynunu açığa çıkardı. Bir alfanın bir alfa karşısında yenilmesi dışında asla göstermeyeceği bir duruştu bu ancak Felix diğer alfalar gibi değildi. Felix'in teslim olması yaratığı da oldukça şaşırtmıştı.

     Yaratığın etrafında dolaşmayı bırakmasını fırsat bilerek dostane bir tavırla uzattı patisini ona doğru Felix. Usul ve sakin hareket ediyordu ürkütmemek amacıyla diğer kurdu. Ancak tam yıpranmış tüyleriyle temas edeceği sırada yaratık çenesini koluna saplamış ve var gücüyle sıkıştırmıştı.

     Kolunu çekiştirmeye çalıştı ilk refleksle Felix ancak dişlerin kolunda bir yara açtığını hissederek durdu. Başka bir şansı olmadığını anlayarak boştaki pençesini kaldırdı ve yaratığın boynuna geçirerek tırnak izlerini bıraktı. Gücünün etkisiyle savrulan kurdun geri ayaklanmasını beklerken acısını saklamaya çalışıyor, yarayı yalamamak için zor tutuyordu kendini Felix.

     Korktuğu gibi olmadı, yaratık yattığı yerde kıpırdamadı. Tedbirli adımlarla yaklaştığındaysa baygın olduğunu gördü Felix. Onu orada terk etme amacıyla hızla arkasını döndü onu öldürmesini söyleyen kurdunu susturarak lakin yaratığın açık tutabildiği tek gözündeki acı dolu ifade zihnini doldurarak düşündüğü iki şeyi de yapmasını engelledi. Derin bir iç çekti. Sürünün alfasından duyacağı azarları göze alarak ve sonuçlarıyla yüzleşmeyi planlayarak yeniden ölüm döşeğindeki yaratığa çevirdi bedenini.

How Not to Get a Pack; by Seo Changbin/ChanChangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin