Keyifli okumalar 🤗Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 🍀
Çiçek sonunda Volkan'ı ikna edip Kıraç'ı başına bekçi dikerek banyoya yollamıştı. Endişeyle kıvranıyordu! Sonuçta yüzünü yıkayamayan Kıraç'ı yara temizlesin diye bekçi dikmişti.
Tüm ısrarlarına rağmen Çiçek'i oturtmuşlardı ama kızın ne kadar kurtlu olduğunu bildikleri için Giray sarılarak kelepçelemişti kardeşini.
Çiçek'in kucağında birleştirdiği ellerinin üzerine kendi ellerini koyarken ritim tutuyordu Giray. Demir Çınar ise kızının bu sıkıntılı bekleyişini büyük bir tebessüm ile izliyordu. Kızı, ne kadar uzak kalmak için çabalasa da ailesine kayıtsız kalamamıştı sonuçta.
Daha fazla bu bekleyişe dayanamayan Çiçek, -ki 5 dakika bile olmamıştı- Giray'ın omzuna vurarak eliyle telefon işareti yapmıştı. Kardeşini bekletmeden ellerinin arasına telefonunu bırakırken omzuna başını yaslayarak gözlerini telefona dikmişti.
"Gittiler gelmek bilmiyorlar! Kıraç, yara bandı ile koli bandını birbirinden ayıramaz! Beni salsanız mı bi?"
Ilgaz, Ediz ve Demir Çınar ne yazdığını merakla sorarken Giray, okuduklarına gülerek kendisine her şeyden habersiz bakan kardeşine dönmüştü. Yanağından makas alarak burnunun ucuna fiske atarken Çiçek önündeki parmağı havada kapıp dişlerinin arasına almıştı.
Gözlerini Giray'a dikerken arkasındaki kahkahalardan ve Giray'ın söylenmelerinden habersizdi. Omzuna değen şifreli dokunuşla tükürürcesine dişlerinin arasındaki parmağı bırakmıştı. Her zaman ki dokunuştan Kıraç olduğunu anlasa bile dönüp bakmamış Volkan'ı aramıştı gözleri.
Koltuğun ucunda beliren gölge ile gözleri odağını bulmuştu. Volkan, Kıraç'ın ısrarları sonucunda sardığı ellerinin arasına Çiçek'in ayaklarını alarak kaldırmış ve oturup kardeşinin minik ayaklarını kendi dizlerinin üzerine uzatmıştı.
Çiçek tüm dikkatini Volkan'ın sargılı ellerine verirken onun kucağındaki ayaklarını kendine çekerek Giray'ın kucağında doğrulmuştu. Dizlerinin üzerinde koltukta dikilirken kızın bu haline dayanamayan Volkan belinden tuttuğu gibi dizlerinin üzerine kardeşini oturtmuş ve Giray'a Çiçek'in ayaklarını uzatmasını söylemişti.
Volkan'ın omzunu matkapla oymak istermişcesine dürtmüştü işaret parmağıyla Çiçek. Sonunda kendisine dönen bakışlar ile elini havada sallayarak tek gözünü kırparken hayırdır demek için dudaklarını oynatmıştı. Artık alışmıştı Volkan kızın bu hallerine, o yüzden gülerek telefonunu uzatmıştı.
Ilgaz, karşısında ki tiyatroyu daha yakından izlemek için çaprazda ki tekli berjere geçerken Ediz, boynu bükük izliyordu. Kıraç kadar yakın olmayı beklemiyordu ama en azından sürekli tartıştığı Volkan Abisine gösterdiği ilgiyi görmek istiyordu kardeşinden.
"Yüz vermeye de gelmiyor size, buldukça kucaklıyorsunuz sonra! Benim ayağım sargılı olduğu için sekemiyorsam senin de ellerin sargılı, o sargılar çıkana kadar hiçbir şeye dokunmayacaksın!"
Volkan'ın okuduklarıyla kalkan kaşları Çiçek'in yüzünde hınzır bir gülümsemeye sebep olmuştu. İntikamını ona böyle hayatı dar ederek alacaktı.
Giray, Volkan'ın elindeki telefonu çekip alırken Çiçek'in yazdıklarını sesli okumuştu. Şifreli dokunuş ile Kıraç'a dönen Çiçek, gözlerini havada sallanan parmaklardan çıkan kelimelere dikmişti.
"Efsane bir intikam Çiçek'im böceğim, nar danem! Eline sargıyı sararken bile patladı bu Volkan, dikkat et sana alev kusmasın."
"Daha onun parmağına bu Çiçek'in dikeni batmadı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür Çiçek
ChickLit"..... Çiçek' imin babasına ve abilerine ihtiyacı var. Ben bilirim o inkar eder bunu. Kocaman gözlerini açar, burnunu havaya diker ve ceketini alıp gider. Bazen o cekete bile ihtiyaç duymaz. Ama siz onun omuzlarında ki görünmez ceketler olun. Çünkü...