...
+Dinliyorum.
-...size güveniyorum ve tahmin edersiniz ki bunun yayılması hiç hoş olmaz.
+Anlaşıldı.
Derin bir iç çekiyorum ve etrafı kolaçan ediyorum. İçime Süleyman Han'a haber vermeden bir şey yapmamın rahatsızlığı çöküyor.
-...bilinç durumunda bir karışıklık var. Eğer gün içerisinde anormal bir durum yaşandıysa, buna fiziksel zihinsel ağır stres diyebilirim, gece ayrı bir benlik olarak ayındığı oluyor.
+Çok zıt bir karakter mi?
-Hayır, sadece içinde sakladığı insani yönü olduğunu düşünüyorum. Sevecen ve uysal biraz da kırılgan oluyor. Sanki Hürrem Hanım'a sergileyeceği bir hali gibi.
+Hafıza bağlantısı var mı?
-Hayır, hatırlamıyor.
+Bir tıbbi rahatsızlığı var mı?
-Hastanede DNA diziliminin hiçbir insanda bulunmadığını söylediler.
+Birkaç ihtimal olabilir.
+İlk ihtimal basit bir şekilde psikolojik. O hislerini gün boyunca aşırı bastırıyorsa böyle bir tepki alması doğal.
+İkinci ihtimal bahsettiğin DNA farklılığından kaynaklı olabilecek bir biyolojik aktivite.
+Üçüncü ihtimal de...frekansıyla alakalı.
-Açıklamanız gerekli.
Etrafıma bakıp zemine çökercesine oturuyorum.
+Şöyle açıklayayım, portalın onun yanında belirme sebebi de frekansının güçlülüğü. Yani 2022 model bir oyunu eski bir bilgisayarda açmaya çalışmak gibi.
+Şu anki Milenyum dünyasının frekansı düşük olduğu için sistem Sultan Süleyman'ı, Sultan Süleyman da sistemi kaldıramıyor olabilir.
+Bu aleme göre fazla gelişmişliği o gücü atabileceği bir yol olamadığı için zihinsel faaliyet olarak yansıyor, yani beyin dinlenmesi gereken vakitte halen harekette.
-Anladım, açıkçası bu DNA olayının da bundan olduğunu düşünüyorum. Bedeni o frekans aralığını fiziksel bir forma büründürüp normalde tutmaya çalışıyor olabilir.
+Başka yardımcı olabileceğim bir şey var mıdır?
-Yeterince yardımcı oldunuz, sadece bir bilgi öğrenirseniz anlatmaktan çekinmeyiniz lütfen. Fikirler için teşekkürler.
...
"Anlayışınız için teşekkür ederim~" deyip Sultan Süleyman'ın karşısına oturuyorum ve sonra dirseklerimi masaya yaslayıp ona doğru biraz eğiliyorum. Bana bakıp kulak kabartıyor.
"İhsan Bey'le toplantının şekli ve muhtemel katılımcıları hakkında bilgi aldım. Bunu Beç'e gittiğimiz vakit detaylandırabiliriz."
"Malumatlar nedir?" diye mırıldanan Sultan Süleyman gözümde aşşşırı parlayan bir mafya babası gibi görünüyor hey işte bunu da beğendim.
"Alemimizin büyük şirketlerinden ve ünlü simalarından pek çok kişi olur sanıyorum. Lain şeytanla bizzat bağlantısı olan kimseler de olabilirler."
"Büyülerle uğraşanlar gibi mi?"
"Şeytanın hizmetkarları da denebilir."
"Anladım."
"Toplantı sanırım bir tür 'maskeli balo' şeklinde icraa edilecek bilmem kefere topraklarındaki bu geleneği hiç duymuş muydunuz?"
Kanuni Sultan Süleyman fincanındaki çayından asil bir yudum aldıktan sonra bir süre bir şeyleri harırladıktan sonra konuşuyor.
"Rodos Kalesi çok karanlık bir yerdi." diyor direkt.
"Ben bizzat bakmadım ama gönderdiğimiz adamlardan kalenin gizli mahzenlerinde senin anlattığın gibi ayin ve büyü yapan kırmızı cübbeli keşişler olduğu haberlerini almıştım."
...Masonluğun kökenindekiler mi...
"Hah işte onun bu alemdeki hali diyelim. Kılık değiştirmemiz icap edecek. Ve...içeride iğrenç şeyler görebiliriz."
"Benim için sıkıntı yok ama sen halledebilecek misin?"
"Sizinle olduğu sürece sıkıntı yoktur efendim çünkü şu yaşıma karşın ben de birkaç iğrenç şey görmüşümdür." diyorum.
...birkaç iğrenç şey...telefondan...internetten...herkes kadar...
Bir süre sessizleşiyoruz ve yemeğe devam ediyoruz. Şu toplantı hem midemi bulandırıyor hem de heyecanlandırıyor beni.
"Peki dil bilginiz ne düzeydedir?"
"Macarca işimizi görür mü? Biraz biliyorum."
"Harika. Zaten çok konuşulan ortamlar değiller. İşimize yarayabilecek bilgiyi bulup sıvışmaya bakarız. Benim de azıcık İngilizcem var."
Birbirimize bakıp onay anlamında baş sallıyoruz.
"Pekii~ Yemekten sonrasında yapmayı düşündüğünüz bir şey var mıdır?"
"Sıcak suda biraz uzanmaya hayır demem. Senin?"
"Bilemedim şimdi...aşağıdaki kadınlar havuzuna hiç gidesim yok." derken dudaklarımı büküyorum.
"Ha bu arada, tatlı ister misiniz? Hepsinden biraz kapıp gelebilirim."
"Olur."
"Hemenn~!" deyip 2.kez fırlıyorum ve kısa süre sonra tüm kekkeri, muhallebileri dizdiğim tatlı tabağıyla geri geliyorum.
"Buyurunuz lütfen...bir fincan çay daha getireyim mi?"
"İyi fikir."
Ve bir fincan çay daha~
...*iç çekiş* ona hizmet etmeyi seviyorum. Bu benim şefkatimi gösterme biçimim gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Osmanlı'dan Gelen 'Muhteşem' Misafir
Ficción históricaBu iğrenç zamanımıza ve bu aciz benliğime... ...Kanuni Sultan Süleyman Han'la lütuflandırıldık. Hayat, Osmanlı'nın yüce hükümdarı ile Milenyum'un akıl sağlığı kırılgan bir kızını bir araya getirdi. (Taklitlerinden sakınınız. ^▽^)