14

236 28 33
                                    

-Hea Jung ve eşekler-

Hea Jung:
Ben ve üstün beynim diyor ki yazın buraya gelince

Kita:
아니, 부탁한
(hayır lütfen)
이번 여름에 듣고싶다
(bu yaz yalnız olmak istiyorum)

Yaku:
korece konusunu hallettik sanıyordum
geliriz ya
kenma da demişti bi kore turu yapılır

Kita:
내 뇌가 부풀어 오를 것이다
(Beynim şişecek)

Tsukishima:
OF SUS ARTIK SUS YA TAMAM ANLADIK TEK KALMAK İSTİYORSUN YETER YA
BİZ MİSAFİR İSTİYORUZ OK???????

Hea Jung:
Tsukishima
sen benim
besto firendo forevirimsin

Hinata:
gelmek istiyorum ben

Kita:
Neyse tarlada calisacak adam var en azından artık
isin iyi yanindan bakmak gerekirse

Lev:
не говорите по-корейски
(korece konuşmayın)

Kita:
ne

Lev:
hoş oluyor muymuş amk

Kuroo:
MWŞDLQÖMDİWÖFĞWÖFŞEÖIDEŞİFÇD

Kita:
나는 그를 싫어
(ondan nefret ediyorum)

Yaku:
me too

Kenma:
me three

-

|Hinata:|

Telefonumu kapatıp salona ilerledim. Kenma gülerek mesajlaşıyordu. Karnımı ovalayarak, ve zaten dağılmış saçlarımı ellerimle dağıtmaya devam ederek mutfağa geçtim. "Acıktım."

Kenma telefonunu masasının üstüne bıraktı. "Bebeğim, saat gece iki." Dönüp, tezgaha yaslandım. "Saat iki olunca acıkma iznim olmuyor mu?" Soruma kıkırdayıp, koltuktan kalktı. Yanıma adımlarken, "İstersen marketten paket bir şeyler alabiliriz ve ya sana ramen yapabilirim." dedi.

Kollarımı açıp gelen bedene sarıldım. "Ramen istiyorum." dedim. Dağılmış saçlarımı düzelterek yüzüme baktı. Göz bebekleri büyürken sebebini anlayamadım.

(Sevdiğiniz bir şeye baktığınızda göz bebekleriniz %45 oranında büyüyor.)

"Git otur sen, ben gelirim." dedi. Birkaç dakika sonra yemek kokusuyla beraber salona geçip, sehpaya yemeği bıraktı. Kaseyi alıp, direkt yememle dilim yandı. "Aa, acıdı." dedim. Aniden kalkıp çenemi tuttu, kafamı bir o yana bir bu yana çevirip dikkatlice bakıyordu. "Neresi, çok mu acıyor? Özür dilerim, seni uyarmalıydım."

Elimi bileğine koyup, sakinleşmesi için gözlerine baktım. "Çok acıktığım için, hemen yedim. Sende bir suç yok, sakin ol." Kenma, aniden geri dönüp kollarını göğsünde bağladı. Neyin tribini yediğimi anlamadığım için sordum. "Ne oldu?"

Birkaç saniye bakıp, derin bir nefes aldı. "Ben sana hep 'güzelim, bebeğim' diyorum sen bana hep 'Kenma' diyorsun."  Dediği şeye gülüp, önüme döndüm. Sonrasında vaz geçip kalktım ve dizlerine oturdum. Bacaklarımı, basenlerinin iki yanından koltuğa bıraktım.

Kafasını bana bakmamak için diretirken, ellerini reflex olarak belime koydu. "Ben sana 'Bebeğim, güzelim' gibi şeyler diyemem, çünkü o kadar basit kelimeleri sana yakıştıranıyorum. '505' diyemem, beni hayatta tutuyorsun ama öldürmüyorsun. 'Querencia' diyeceğim sana."

Homemates (Kenhina)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin