11.

257 29 45
                                    

bu soonie ama olsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu soonie ama olsun

Dori bacaklarını iki yana açmış, ellerini aradan geçireren sırt üstü oturuyordu. Ben de yanında bağdaş kurarak oturup, derdimi tasamı anlatıyordum. "Farklı ülkelerden arkadaş edinmek için MEEFF'i indirdim, fuck bodyler salmıyor. Şaka gibi ya, Hea Jung (namı değer yazar) ile aynı kaderi paylaşıyoruz adeta!" dedim. Dori de kafa salladı.

Kenma içeri girip, "Benimle ilgilen." dedi. Elimi kaldırıp, 'Dur' işareti yaptım. Dori de aynı şekilde patisini kaldırdı. "Ya bir nagajuseyo Allah aşkına ya!" diye bağırmamla, Dori de hırladı. Bizim mükemmel konuşmamızı bölüyordu, inanılır gibi değil.

"Bebeğim, nagaju... Ne demek o?" demesiyle, "Ya bir git, demek." dedim. Odadam çıkıp, kapıyı kapattı. Soonie'yi, Doongie'yi seviyor, sonra da Dori'nin yanına geliyor. Ondan sonra da, vay efendim, neden iyileşmiyor bu kedi? Sinirlerimi yatıştırmak için tekrar Dori'ye döndüm. Oturduğu yerde uyumuştu.

"Ya sen bebek misin, aman da aman uyudun mu sen?" deyip göbeğine üfledim. Gıdıklandığı için patisiyle kafama bir tane geçirdi. Oflayıp yataktan kalktım ve salona doğru ilerledim. "Kedicik, nerdesin?" diye sormamla, Kenma yattığı koltuktan kalktı. "Burdayım." dedi.

Koktukta ters oturup, koridordan gelen bana baktı. Koltuğun arkasına geçip, elimle kedi sever gibi çenesinin altını sevdim. "Sen çok ilgi istiyorsun." dedim. Kollarını birbirine bağlayarak geri döndü.

Kedilerin evinr doğru ilerleyip, inde yatan iki kediye baktım. "Doongie, baba sana yemek verdi mi?" dedim. Doongie'nin kafasını iki yana sallamasından sonra Kenma'ya baktım. "Niye yemek vermedin hayvanlara?"

Düşünür gibi yaptı. "Unutmuşum ya." Arkamı dönüp mutfağa doğru ilerledim, kedi mamasını alıp kaplarına koydum. İkisini de sevip elimi yıkamaya gittim, sonrasında ellerime vücut spreyimi sıkıp Dori'nin yanına uzandım.

Arkamdan Kenma gelip, "Ben de seninle uyumak istiyorum." dedi. Birkaç saniye duraksadım. "Ellerini  yıkadın mı?" Sorumdan sonra Dori haraketlenmeye başladı, uyanmıştı sanırım. "Evet yıkadım." dedi ve elini bana uzattı.

Kenma yanıma yatınca, Dori kalkıp masamın üstüne oturdu. "Gerçekten kırıcı biri." dedi, Kenma. Omuz silkip ben de yattım. Kenma belime sarılıp, kafasını omzuma koydu. Saçlarını okşarken uykuya daldı.

Uyandığımda dışarı baktım, kiraz çiçekleri çoktan dökülmüştü. "Yaz geliyor..." diye mırıldandım. Kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Arkamdan Kenma, geldi. "Yazın tatile Kore'ye gidebiliriz." Sözlerinden sonra tezgaha koyduğum bardağa su doldururken, kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım.

"Cidden gider miyiz?" dedim. Kafasını salladı ve dolaptan rağmen çıkardı. "Ramen mi yiyeceğiz?" Soruma "Evet, sen git otur. Ben hallederim." dedi. Koltukta uzanırken telefonla oynamaya başladım, Doongie, üzerime çıktı kafasını sevmeye başladığımda Kenma üstüne yumurta kırdığı rameni sehpaya bıraktı.

Bağdaş kurup, ona doğru dönerek oturdum. "Yapabildiğin tek yemeğin bu olduğunu düşünmeye başlıyorum." dedim. Mırıldanıp, saate baktı. "İşe geç kalıyorum." dedi ve daha yarısından fazla olan yemeğini bırakıp kalktı.

Takım elbisesiyle, odasınfan çıktığında saliseliğine duraksayıp dik dik bakmaya başladım. "Nasıl?" diye sorunca ağzımı kapatıp, baş parmağımı yukarı kaldırdım ve beğendim işareti yaptım.

Gerçi içeri girip, bir süre sonra çıktı. Saçını toplamıştı, bazı tutamları dışarı çıkıyordu ve çok çekici gözüküyordu. Koltuktan kalkıp, yanına adımladım. "Ya çok içimde kaldı, demiyeyim demiyeyim diyorum. Ama bu görünüşüne aşırı daddy diyesim geliyor." dedim ve kahkaha attım. Elini kaldırıp, saçımı okşadı ve gülümsedi.

Açıkçası bu haraketi daha çok, 'OHA DADDY' diye çığlık atmak istememe sebep oluyordu. "OHA-" dedim ve devamını getirmemek için koşarak uzaklaşmaya başladım. Salona geçip, Doongie'nin arkasina saklandım.

Kenma'nın kahkahası duyuluyordu. "Ben gidiyorum!!" dedi, ardından. "Görüşürüz." lafımdan kapı sesi duydum.  Soonie  aniden Kenma'nın rameninin için atlayınca içimden, keşke ölsem diye geçirdim. Önce Doongie'yi alıp, duşakabine koydum. Sonrasında Soonie'yi içinde bulunduğu kaseyşe alıp, duşakabine koydum.

Kaseyi çöpe döküp, geri döndüm. Suyu açıp ikisini de ıslattım, sonrasında onlara özel aldığımız köpükleri döküp iyice yıkadım. Soonie'yi çıkarıp havluya sardım ve tüylerini biraz kuruladım, aynısını Doongie'ye yapıp sonrasında kurutma makinesini çalıştırdım. Onları içeri bıraktıktan sonra ellerimi yıkadım ve Dori'yi almaya gittim.

Onu da duşa kabinde yıkadıktan sonra odama geri götürdüm ve mamasını verdim. Dori'nin kabaran tüylerine bakarken kıkırdadım. Kenma'ya asla kendilerini yıkatmazlardı, ama konu ben olunca seslerini çıkarmıyorlardı.

Bütün yorgunluğumla içeri geçtim. Ne yapsam diye düşünürken, Kore'de yaşadığım süre boyunca hep yaptığım yemek geldi aklıma. Malzemeleri çıkarıp, Kimchi yapmaya başladım. 

Hepsi bittiğinde kendimi koltuğa attım. Yanıma gelip, koltuğun arkasından yüzünü eğip bana bakana kadar, Kenma'nın kapıyı açtığını bile duymadım.

"Selam, naber?" dedi, kafasını çekmeden. "İyiyim, sen nasılsın?" dedim. "İyi." dedi ve gözlerim yine takım elbisesine kaydı. "Burası çok sıcakladı klimayı mı açsak? Sen de çok yakın duruyorsun, zaten sıcak." dedim ve kafasını ittim.

Ceketini çıkarırken konuştu. "İyi ben duşa gidiyorum." Çıkarma, çıkarmasana ya! BASARIM ÇIĞLIĞI, ALLAH ÇARPSIN BASARIM BAK. AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA

Kenma pijamalarıyla geri dönüp, bar sandalyelerinden birine oturdu. Tezgahın öbür tarafından servis edip, yanına geçtim. Kolumla kafamı destekleyip, tepkisine bakmaya başladım. "Çok güzel, ne bu?" dedi.

"Kore'deyken çok yapıyordum, kimchi." Yanıtıma lafa sallayıp yemeğe devam etti. Tam Soonie cam kenarına zıplayıp, tekrar zıplamaya hazırlanmıştı ki durdurdum. "Ya hayır, yeni yıkadım zaten sizi." dedim. Kenma şaşkın şaşkın bakıp, "İzin verdiler mi?" dedi. Mırıldandım ve yemepe devam ettim.

-
-

hinata when kenma with takım elbise walks in:

hinata when kenma with takım elbise walks in:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

kuzenimin tisort nasi

Homemates (Kenhina)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin