17 | sen bırakmadığın sürece

2.8K 240 295
                                    

İyi Okumalar ✨ | Sütyen 👀

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum sevgili okurlarım  <3 Umarım beğenirsiniz !! ♡

Kim Seoha'nın Gözünden :















"Anne ben çıkıyorum." diye seslendim salona doğru. Çantamın içindekileri kontrol ederken. "Bugün haftasonu değil mi güzelim ? Nereye ?" Salondan çıkan annem ağır adımlarla yanıma yaklaşırken ben de ayakkabımı giymeye başladım. "Minho ile dışarı çıkacağız. Bana sürprizi varmış." dedim, bağcıklarımı bağlarken. Önüme gelen saçlarımı omzumdan geriye attım bıkkın bir şekilde. "Erken dönerim merak etme."

Annem usulca başını salladı hafifçe gülümserken. "Gelirken Minho'yu da getir. Sizin için güzel yemekler yapacağım. Hatta tüm arkadaşlarını çağırabilirsin. Uzun zamandır Alice'i görmüyordum."  Son olarak boy aynasından kendime baktığım sırada onayladım onu. "Harika olur. Alice geldiğini duyar duymaz eve gelmeyi teklif etti zaten."
Kapıyı açarak dışarı çıktım. "Seoha." Annem ben gitmek için bir hamle yaptığım sırada beni durdurmuştu.

Tek kaşımı kaldırdım merakla. "Evet anne ?"
Derin bir nefes alarak gülümsedi. Gözünün kenarları kırışırdı hep.  "Seni seviyorum." dedi, sakin bir ses tonu ile. İçtenlikle gülümsedim. "Ben de seni anne." Birkaç saniye daha orada durmak istemiştim. O an annemi ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Onun yokluğu gerçekten hissediliyordu.

"Hadi git artık. Erkek arkadaşını daha fazla bekletme." Kapıyı kapatmaya başladığında güldüm ve el salladım. Annem de böyle bir kadındı işte. Duygularını çok belli etmez ama belli ettiği zaman da gerçekten hissetmeni sağlardı. Onu gerçekten çok seviyordum.

Aşağıya indiğimde daha fazla beklemeden beni bekleyen arabaya bindim. Parmakları ile direksiyonda ritim tutmakla meşgul olan Minho'ya gülümseyerek kemerimi bağladım. "Günaydın." Uzanarak dudaklarına bir öpücük kondurdum. "Günaydın Seo." demişti zorlama bir gülümse ile bana bakarken. Kaşlarım istemsizce çatıldı. "Nasılsın ?" diye sordum, koltukta geriye yaslanırken. Omuz silkerek önüne döndü. "İyiyim iyiyim. Sen ?" Hafifçe gaza bastı bakışlarını yoldan ayırmadan. Tamam, bir şeyler tuhaftı.

"Dün çok konuşamadık. Annemle ilgileniyordum. Sorun yok, değil mi ?" Tek kaşımı kaldırarak sorar bir şekilde ona baktığımda yutkunduğunu şahit olmuştum. "Hayır, hayır... Her şey yolunda."

Kesinlikle inanmamıştım. Bir şeyler yanlıştı ve Minho'nun bana söylemediği başka bir şey vardı. Yine de inanmış gibi yapmaya seçerek kollarımı göğsümde bağladım. Onun gibi bakışlarımı yola odaklarken sordum. "Nereye gidiyoruz ?" Ne kadar ısrar etsemde bir türlü söylememişti. Bir işler karıştırdığı kesindi. Ve ben öğrenmek için can atıyordum. Açıkçası... Korkuyordum da...

"O konuya gelirsek... Gideceğimiz yere kadar senden bir şey yapmanı istiyorum. Torpidoyu açar mısın ?" Göz ucuyla işaret ettiği torpidoya gitti parmaklarım. Açıp içine baktığımda gözlerime inanamadım. Bu kadarı da fazla değil miydi ? "Yok artık..." dedim, mavi göz bandını elime alırken. "Bu bir şaka mı ?" Merakla Minho'ya döndüğümde göz göze geldik. Hafif utangaç bir gülümseme ile omuz silkti. "Lütfen..."
Birkaç saniye boyunca ona anlamsız bakışlar atsamda en sonunda pes ederek derin bir nefes verdim.

sütyen | lee know ff ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin