11 | tüm cevaplar

3.2K 315 150
                                    

İyi Okumalar ✨ | Sütyen 👀

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum ♡

Kim Seoha'nın Gözünden ;

O an beynim durdu. Zihnim işlevini yitirdi. Kalbim on binlerce parçaya ayrıldı. Adımlarım durdu, nefes alışverişlerim durdu. Elim ayağım birbirine karışırken ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Aniden hızlanan adımlarımla odaya girdiğimde dolu gözlerim hızla ikisinin üzerinde gezindi. Minho yatağın üzerine oturmuş, Changbin ise onun karşısında dikeliyordu.

Her şey, her şey yalandı.

"Seoha ?" diyerek hızla ayaklandı Minho. Bana doğru bir adım attığında elimi kaldırarak onu durdurdum. Minho hakkında her şey yalandı. "Biliyor musun... Sana teşekkür etmeliyim. Çünkü beni haklı çıkarttın. Biliyordum, sana güvenmemem gerektiğini biliyordum! " Ağlamıyordum. Ağlamayacaktım.

"Seoha her şeyi yanlış anladın. Onlara beni o konudan uzak tutmalarını söyledim. Hiçbir zaman bu iddaa işinin içinde değildim. Gerçekten ! İstersen diğerlerine sor. Sana yemin ederim senin üzerinde hiçbir iddaya girmedim güzelim. Sana böyle bir şeyi asla yapm-."

"Sus! Gerçekten sus! Sen sadece hayal kırıklığısın Lee Minho. Sen benim hayatımdaki en büyük hayal kırıklığısın. Sana inanmayı geçtim sana güvenmiyorum bile!"

Herkes odaya doluşmaya başladığında ben bağırmaya devam ediyordum. Onun söylediği hiçbir söze inanmayacaktım elbet. Az önce kendi kulaklarım ile duymuştum her şeyi. Tüm yalanları...

"Seoha, Minho doğru söylüyor. O hiçbir zaman iddaaya girmedi. O seni ve sizi tanımadan önce bizim aramızda olan saçma bir muhabbeti sadece." Felix bir elini omzuma atmış beni sakinleştirmeye çalışırken diğerleri de onu onaylıyordu. Bakışlarımı Minho'ya çevirdiğimde onun tepkisiz yüzü ile karşılaştım. Az önce söylediklerim canını yakmıştı. Belli oluyordu. Ama şu an bu umrumda bile değildi. Neye uğradığımı şaşırmıştım!

"Boş versene Felix. Bana hiçbir zaman güvenmedi zaten. Şu an da kendi kafasındaki şeylere inanmakla meşgul." Minho hızla yanımdan geçerek dışarı çıktı. Sertçe yutkunup beni tutan kollardan kurtuldum. Odadan çıkmak için yeltendiğimde Chris önüme geçerek beni durdurmuştu."Seoha önce bir dinle! Minho'yu dinlemesen bile çocukları dinle!"

Kafamı hızla iki yana salladım. "Eve gitmek istiyorum Chris. Sadece eve gitmek istiyorum." Yanından geçerek hızla çıktım odadan. Minho ortalıkta yoktu. Koltuktan çantamı alıp hızla kendimi dışarıya attım.

Kanmış, kandırılmış hissediyordum. Ama aynı zamanda bir o kadar suçlu.
Bir yanım ona inanmamı söylerken diğer yanım iyi yaptığımı söylüyordu.
Changbin'in söyledikleri netti. Resmen daha ne kadar Seoha ile eğlenmeye devam edeceksin diye sormuştu. Bunu yapmıştı.

Derin bir nefes vererek yere çöktüm. Başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi kapattım.

Belki de koca bir hayal kırıklığı olan bendim. Hatalı olan bendim. Az önce olanları teker teker analiz etmeye çalışsam da olmuyordu. Beynim net bir karar verme konusunda berbattı.
Çok sinirliydim. Kendime sinirliydim.
Belki de gerçekten onları dinlemeliydim. Ama o an yaşadığım duygular elbette buna izin vermemişti. Changbin'in söylediklerine mi inanacaktım, yoksa diğerlerine mi?

sütyen | lee know ff ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin