15 | rujunun tadı

3.7K 266 197
                                    

İyi Okumalar ✨ | Sütyen 👀

Uzun bir aradan sonra...
Yorumlarınızı merakla bekliyorum sevgili okurlarım <3

bölüm müziği : doja cat - streets


Seoha Kim'in Gözünden :


"Daha çok renk eklemelisin." dedi Minho elindeki fırçayı tuvalime uzatırken. Hızlı davranarak elini havada yakaladım ve ona öldürücü bakışlarımı atmaya başladım. "Deneme bile Lee Minho. Bu ödevi teslim edemezsem Bayan Mi beni bu sefer öldürür. Bir aydır geçiştiriyorum." Minho elini kurtararak dudak büzdü. "Sadece hızlı bitirmeni sağlamak istiyorum." Siyaha boyattığı saçlarını yavaşça geriye taradı derin bir nefes verirken. Ben resmime devam ederken Minho fırçasını bir kenara bıraktı. Kısa süreliğine göz göze geldiğimizde dudaklarım yana kıvrıldı. "Zaten bütün günümü seninle geçirdiğim için geciktirdim. Sabır er biraz. İlgileneceğim seninle." Ben bunları söylerken o sessizce arkama geçiyordu. "Hmm..." Mırıldanarak ellerini belime yerleştirdi.

Çenesini omzuma yaslayarak bedenini bana yasladı. Kalp atışlarımın ritmi değişirken yutkunarak boğazımı temizledim. Dikkatimi dağıtmasına izin vermemeliydim. "Sana hiçbir zaman doyamıyorum. Biliyorsun sevgilim." Fırçayı hareket ettirdiğim elim durakladı. Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak yavaşça başımı ona doğru çevirdim.
Burunlarımız birbirine değerken sıcak nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Bir elini kaldırarak saçlarıma yerleştirdi. Yavaşça okşayarak elini saçımdan yanağıma indirdi. İşte bu kısım aklımı yitirdiğim kısımdı.

"Çok güzelsin Seoha."

Aldığım nefesi geri veremezken elimdeki fırça ben anlamadan yere düştü. Beynim hiçbir şey olmamış gibi düşünürken oturduğum oturakta tüm bedenimi Minho'ya çevirdim. Ani bir hareketle belimden tutarak beni kendine bastırmıştı.
Yüzündeki çapkın gülümsemesini hiç bozmadan yavaşça bana yaklaştı. "Bence biraz mola verebilirsin..." Dudakları dudaklarımı kavradığında ödevi çoktan unutmuştum bile. Lee Minho ne yapıyor ediyor ilgimi çekmeyi başarıyordu.

O her zaman ki gibi baskınlığını kurarken ellerim daha fazlasını istediğimi belirtircesine omuzlarına çıktı. O da bunu anlamış gibi kalçalarımdan tutarak beni havaya kaldırmış ve hemen yanımızdaki masaya ilerlemişti. Masaya oturduğumda kısa süreliğine dudaklarımız ayrıldı. Minho önüme gelen saçlarımı nazikçe omzumdan geriye atarak gülümsedi. "Delireceğim." O kafasını iki yana sallarken bense kendimden hiç beklemediğim bir şey yaptım.

Yakasındaki salaş bağlanmış kravatı tutarak onu kendime çektim. "Daha az konuş." diye de ekledim. Kıkırdayarak tekrardan dudaklarıma yapıştı. Minho adeta beynim için bir uyuşturucu gibiydi. Onunlayken ben çok farklı alemlerde gibiydim. Her anlamda sınırlarımı aşmaya hazırdım onunlayken. Ve bu his, tüm uyuşturuculara bedeldi. Parmaklarım ipeksi siyah saçlarının arasında geziniyordu. Ya başım dönüyordu ya da bulunduğumuz oda.

Ellerim henüz okul gömleğine kaymıştı ki kapı kulu sesini duymam ile hızla onu kendimden uzaklaştırdım. Minho'nun bozduğu saçlarımı toparlamaya çalışırken hızla oturduğum yerden indim. Kapı açılarak içeriye Felix girdiğinde hızla arkamı dönerek tuvalime ilerledim. "Hey... Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz ? Herkes sizi öğlen yemeğine bekliyor. Bir dakika... Hyung sen ruj mu sürdün ? Ve neden ikinizin de saçları dağınık ?"

sütyen | lee know ff ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin