sütyen | lee know ff ✔

10 | hayal kırıklığı

İyi Okumalar ✨ | Sütyen 👀

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum sevgili okurlarım ♡

Seoha Kim'in Gözünden ;

Felix elindeki küçük torbayı salonun ortasındaki sehpanın üzerine bıraktı. Telefonumdan kafamı kaldırıp ona baktım. "Geçen gün Seoha'nın bahsettiği çöreklerden aldım." dedi yüzündeki büyük gülümseme ile. Elindeki gitarın akorlarını ayarlamaya çalışan Hyunjin hızla gitarı yanında oturan Jeongin'in kucağına bırakarak çöreklere uzandı. "Acıkmaya başlamıştım." dedi ağzına koca çöreği sıkıştırmaya çalışırken. Minho göz devirerek onun ensesine bir şaplak atmış ve yavaş olmasını söylemişti. Gülerek önüme döndüm ve sosyal medyamda gezinmeye devam ettim.

Hafta sonuydu, güneş çoktan batmıştı. Minho'nun evindeydik. Çocuklar prova yaparken, ben ve Alice onları izliyorduk. Artık alışılagelmiş bir alışkanlık olmuştu bu bizim için. Neredeyse her gün birlikteydik. "Bu şarkı hakkında ne düşünüyorsunuz çocuklar ? Dün gece yazdım ama pek emin olamadım." Chris elindeki kağıdı davul malzemelerini toparlayan Seungmin'e uzattı. Seungmin yerdeki kablolarla uğraşmayı bırakıp doğruldu ve Chris'in elindeki kağıdı aldı. Şimdi tüm dikkat onların üzerindeydi. Seungmin tek kaşını kaldırarak kağıdı inceledi.

"Red Lights ? Wow, sözler gerçekten..." dedi gözünü kağıttan ayırmadan.  "Göz atmama izin ver." diyerek yerinden fırladı Felix. Onun ardından diğerleri de ayaklanmıştı. Onlar kendi aralarında bir sohbete dalarken ben ve Alice telefonlarımıza gömülmeyi seçmiştik.

İnstagram hesabıma gelen birkaç isteği kabul ettikten sonra dm kutuma girdim. Mesaj isteklerine bakarken kaşlarım istemsizce çatıldı. Ne çok sapık vardı böyle... Çoğu da bizim okuldandı. Önceden bu kadar istek yoktu aslında. Mesaj isteklerim gayet sakindi. Tabi son bir buçuk aydır SKZ sayesinde okuldaki herkesin dikkatini çekmiştim. Neyse ki, eskisi kadar rahatsız edici değildi. Bu mesaj istekleri dışında. 

En altlara doğru inerken telefonum biri tarafından çekilip alınmıştı. Lee Minho. Çatık kaşları ile telefonu inceledikten sonra sinirle tuşlara bastı. "Hepsini engellemelisin. Cinsel organını gönderen bile olmuş. İğrenç herifler..." 

Omuz silkerek masadaki çöreklere uzandım. "Engelliyordum zaten." Bakışlarını kısa süreliğine yüzüme çevirse de tekrardan telefona döndü. Boşta kalan eli ile dudağımın kenarındaki kremayı silip diğer yandan da yazanları engellemeye devam etti. Sorun olmadığı için engellemesine izin verdim. En azından o iğrenç fotoğrafları görmek zorunda kalmıyordum. En sonunda telefonu kapatıp bana uzattı. Hiçbir şey söylemeden kendi telefonunu eline aldı. 

Diğer çocukları kontrol etmek için kafamı kaldırdım. Jeongin, Felix, Hyunjin ve Jisung şakalaşıyorlardı. Chris, Changbin ve Seungmin ise bir şeyler üzerinde çalışmaya devam ediyorlardı. Alice ise online alışveriş yapıyordu. Herkes kendi alemlerinde takılıyordu kısacası. İç çekerek Jeongin'in geçen hafta zorla indirttiği savaş oyununu açıp oynamaya başladım. Mantığını asla anlamasam da sarıyordu en azından.

Neredeyse birini öldürmek üzereyken üstten gelen bildirimle tüm dikkatim dağılmış ve çok güçsüz bir karaktere yenilmiştim. Yanaklarımın içini ısıra ısıra bildirime tıklayarak bekledim. Bildirim açılır açılmaz kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Minho geçen hafta sahilde çekildiğimiz fotoğrafı post olarak atmış, açıklamaya da beni etiketlemiş ve yanına da siyah bir kalp koymuştu.