13. Bölüm

62 8 1
                                    

Son ders bittiğinde çantamı toparladım ve yoongiyle beraber tae ve jiminin peşinden gittik bahçeye çıktığımızda tek omuzumdan düşen çantamı düzelttim ardından yoongi ayaklarına bakarak sordu "ee bay kim nasıl?" ona döndüğümde sırıttım "iyi iyi, sana selamı var" yoongi şaşkınca bana baktı "cidden mi? Dalga geçme!!" dediğinde ciddi yüzümü bozmamaya çalışıyordum ki dudaklarımdan bir kahkaha fışkırdı o sırada cevap vermek yerine yoonginin tipine daha çok gülüp tae nin yanına koştum.

Elimi jiminle ciddi ciddi konuşup beni fark etmeyen taehyung'un omzuna koydum. Yoongi beni görünce koşa koşa yanıma geldi "aaaa arkadaşlar, hadi ya gitmiyor muyuz?" diyerek tae ile benim arama girince yoongi'ye oynamaya karar verdim haince sırıttım ve çocuklarla sohbet eden yoonginin omzuna elimi koydum, yüzüne baktığımda dudağını ısırıyordu bundan cesaret alarak daha da ileri gitmeye karar verdim 'sen şimdi görürsün' ellerimi ozuzunda daha çok haraket ettirip parmaklarımla boynunu okşadım. Aniden hızlanan kalbi sanki araba yarışlarına hazırlanıyordu elimi boynundan hafifce göğüsüne doğru indirmeye başladım tam o sırada arkamdan namjoonun sesini duyunca yoongi den elimi çekip namjoona sevinçle el salladım aslında bu küçük oyun benimde ufaktan hoşuma gitmişti.

Jhope etrafına bakındı "herkes tam mı?"diyip sırayla bizi saymaya başladı "haneul? " elimi havaya kaldırdım "burdayım hobi" jhope mutlu ve şaşkın bir şekilde gülümsedi "hobi mi? Sevdim bunuuu" diyip tekrar bir isim daha söyledi "yoongi?" sessizlik oluştuğunda yoongiye döndüm "burdayım desene" diye sinirliymiş gibi çıkıştım yoonginin kendi elini tutup sesimi kalınlaştırdım "burdayım jhope" diyip yoonginin taklitini yapınca taehyung kıkırdamaya başladı ardından jhope konuştu "tamam yoongi ve taehyung'da burda.... Namjoon, jin, jungkook ve ben de burdayım" jungkook hobinin lafını ağzından aldı "ee kim eksik o zaman" diyip etrafına bakındı

Arkamızdan duyduğumuz sesle herkes oraya döndü. Jimin elinde bir kutu içecekle buraya koşuyordu bir de sevinçle elini sallayıp gülüyordu "bakıınn kafeteryadaki son Ice tea'yi kaptım" diyip yanımıza geldi jungkook dalgacı bir ses le konuştu "ooo jimin hayatının başarısı, bunu UNESCO Dünya rekorlar kitabına yazmalıyız" diyince jimin ona dil çıkartıp arkasını döndü daha sonra sohbet ederek okuldan çıktık.

Belirlediğimiz restorana yaklaşınca çantamdan telefonumu çıkartıp Chuyae ablayı ardım telefon çalmaya başlayınca gurubtan biraz uzaklaşarak yürümeye devam ettim.

*arama başlatıldı*

-alo Chuyae abla
Ben bugün yemeğe gelemiyorum
Arkadaşlarımla yicez de
Sen babama bişey
uydurur musun lütfen..?

-tamam canım
Ben hallederim babanı
Afiyet olsun sizee
Öptüm seni

-ohh cansın Chuyae abla
Teşekkür ederim
Görüşürüz

*arama sonlandırıldı*

Telefonu kapatınca restoranın önüne gelmiştik içeri girip cam kenarından bir masaya oturduk, karşıma namjoon yanıma tam jimin oturuyordu ki yoongi onun kolunu tutup hemen yanıma oturdu masadan menüyü alıp bakmaya başladı "biz zaten tteokbokki yemicekmiydik niye bakıyorum be" diye kendi kendine konuştuğunda herkes yerlerine yerleşmişti sevimli suratlı ve bir o kadar da çekici üniformalı genç kız bize doğru geliyordu masanın önünde durup eline defterini ve kalemini aldı "buyurun ne alırdınız?" dediğinde sarı saçlarını elinin tersiyle hafifçe savurup erkeklere döndü.

Namjoon diğerlerinden daha az etkilendiği için söze o başladı "merhaba hepimiz birer tteokbokki alıcaz iki şişe soju sekizer de bardak olsun lütfen" dediğinde garson hanımcıklıklıkcık notları alıp onaylar şekilde başını salladı ardından yanımda oturan yoongiye döndü ona yaklaşarak konuşmaya başladı "sizin başka bir ihtiyacınız var mı?" dediğinde yoongi rahatsız şekilde geri çekilerek kibar olmaya çalıştı "yok teşekkür ederim" diyip garson hanımcıkcıkın gitmesini bekledi o gidince tuttuğu nefesini vererek kafasını masaya yasladı.

Biraz sonra garson hanımcıkcık elinde siparişlerimizle geldi yemekleri masaya koyup önce peçeteleri dağıttı ardından tüm servisi yapıp gitti yemeklerimizi yemeye başladık ağzıma koca bir lokma aldım ve  ağzımdaki tteokbokki yi yutmaya çalışarak sevinçle ve heyecanla konuştum "ooo tadı çok güzel" dediğimde herkes bana bakıp güldü jin ardımdan heyecanla konuştu "damak zevklerimiz aynı haneul inanamıyorum!! Bende buna bayıldım" diyip üst üste yemeye başladı lokmayı yuttuğumda tek kaşımı kaldırarak konuştum " gurme gibi konuşuyorsun jin-ahh" diyip jin'e döndüm

o sırada yoonginin bana baktığını fark ettim tedirgince konuştum "bişey mi var" yoongi masadan peçetesini alıp dudaklarıma yönlendirdi, parmakları dudağıma deydiğinde dudaklarım alev alev yanmaya başladı, kalbim hızlandı, göz kırpış saniyem azaldı, ellerimin içi terledi aniden mutasyon geçiriyordum sanki yoongi dudağının sağ kenarını kaldırarak sırıttı "dudağında sos kalmış" diyip dudağımı sildiği peçetesini masaya koydu o sırada bişey fark eder gibi tekrar peçeteyi eline aldı ve içini açtı. Peçetede bir telefon numarası yazıyordu ve kenarında kırmızı rujlarla öpücük izleri vardı.

bunu gördüğümde çatılan kaşlarıma ve ağzımdan çıkan kelimelere dikkat etme gereği duymadım "o.. Kaltak karı" diyip yoonginin elindeki peçeteyi kaptığım gibi masadan kalktım hızlı ve sert adımlarla kasada duran garsoncuğa yaklaştım sarı platinlerini tutup kafasını aşağı çektim o bağırıp çağırırken arkamdan koşarak bizimkiler geldi restorandaki diğer müşterileri önemsemeden onun o dolgulu dudaklarının içine yazdığı geçeteyi tıkıştırıp karnına tekmeyi bastıktan sonra arkamı dönüp kalabalığı aştım ve masadan çantamı alıp mekandan çıktım.

.

.

..

. Bölüm bittiğğ askolar oy verin 😻😻

cigarette & converse |	MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin