Yoongiye beraber kafeteryadan çıkıp revire gittik kapıyı açmamla içeri girdik yoongi konuştu "merhaba bayan sou biz kendimizi iyi hissetmiyoruz da bize bu günlük izin verebilir misiniz?" dedi bayan sou kafasıyla onaylıyarak bilgisayarına oturdu "tabii, ilca ihtiyacınız var mı?" dediğinde yoongi cevapladı "hayır teşekkürler" dediğinde yazıcı dan çıkan izin kağıdını imzaladı ve bize döndü "tamamdır çıkabilirsiniz, dikkat edin kendinize" dedikten sonra baş selamı verip teşekkür ettik ardından dışarı çıktık.
Dışarı çıktığımızda çantamı taşımaktan ağrıyan omuzlarımı ovaladım ve yürümeye devam edecektim ki yoongi beni durdurdu "istersen ben taşıya bilirim" dediğinde gülümsediği için kısılan gözlerine baktım "yok önemli deği-" diyecektim ki yoongi lafımı böldü "hadi hadi naz yapma" diyip çantamı çıkarttı ve kendisi taktı.
Merdivenlerden aşağı inerken yoonginin telefonu çaldı telefonu alıp kulağına doğrulttu "alo, efendim abi" biraz bekledikten sonra devam etti "hayır gelemem, haneulle proje ödeviniz var onu yapıcaz" mark cevap verince telefonu kapattı ve cebine koydu bizde o sırada okuldan çıkmıştık. Başımı yoongiye çevirip saçımı kulağımın arkasına attım "mark mı?" dediğimde olumlu anlamada kafasını salladı bende devam ettim "ne dedi?" dediğimde açıklamaya başladı.
"şirkette toplantı varmış işi olduğu için giremiyormuş bana girebilir misin dedi. Bende olmaz haneulle projemiz var dedim" dediğinde kaldırımda yürümeye devam edip yanıtladım "iyi demişsin, markete girelim mi?" diyip sağımızda kalan markete baktım yoongi "olur gidelim" dediğinde markete doğru yürümeye başladık.
Markete girip atıştırmalık reyonuna doğru ilerledik ramenlerin olduğu bölümü görür görmez o tarafa koştum kendime bol acı soslu bir bardak ramen alıp yoongiye baktım "sen ne istersin" diyip heyecanla ramenime bakıp dudaklarımı yaladım yoongide benim aldığım ramenin aynısından alıp bana döndü "burda yiyelim, gel" dediğinde ön tarafta kalan kasaya ilerleyip ödemeyi yaptık daha sonra boş olan bir masaya oturup ramenimizi hazırlamaya başladık.
Sıcaksu makinesine doğru ilerlerken konuştum "yoongi sana anlatmak istediğim bişey var" dediğimde yoongi sıcak suyunu doldurup kenarda beni bekliyordu bende suyumu doldurup masaya doğru ilerledim. Masaya oturduğumuzda yoongi konuştu "anlat bakalım" diyip bana odaklandı. Bende önüme gelen şaçlarımı arkaya atıp konuşmaya başladım konuşurken parmaklarımla oynuyor ve yoongiye bakıyordum "bize yemeğe geldiğiniz gün var ya" dediğimde yoonginin cevap vermesini bekledim yoongi onaylar şekilde kafasını salladığında devam ettim.
"o gün mutfağa su içmeye gittiğimde, üvey abin peşimden geldi benimle yakınlaşmaya çalıştı bende istemeyince beni duvara itti ve bana dokunmaya çalıştı ve bende tokat attım tam o sırada görevlimiz mutfağa geldiği için ayrılmak zorunda kaldı." dediğimde yanaklarım kızarık bir şekilde yoongiye bakmaya devam ediyordum yoongi kafasını yere eyince tekrar konuştum " biliyorum o senin üvey olsa bile abindi bunu söylemem yalnıstı... Özü-" tam özür dileyecektim ki sözümü kesti.
" o benim abim değil özellikle bunu sana yaptıktan sonra abim olamaz, özür dilememelisin haneul suçlu olan sen değilsin bunu yapan kişi. Bana bunu anlattığın için teşekkür ederim her zamana senin yanında olucağımı bilmeni istiyorum seni s-" telefonu çalınca cebine yönelip telefonu çıkarttı kulağına doğrulup konuştu.
"alo.. Efendim jimin... Haneulleyim.." telefonu kulağından çekip bana döndü "bizim grupta size proje yapmaya gelebilir mi?" dediğinde kafamı camdan cevirip cevapladım "tabii gelsinler" dediğimde yoongi göz kırpıp telefonun döndü "tamam işinizi hallettikten sonra haneullere gelin.. Görüşürüz" dedikten sonra telefonu kapattı.
Tekrar konuyu açmak istemediğimiz için ramenlerimizi yemeye başladık. Konuşmadan ramenlerimizi hapur hupur yerken yoongi gülerek bana döndü eline kenardan bir peçete alırken ne olduğunu anlamadığım için gözlerimi kocaman açarak yoongiye baktım ağazım yemek dolu olduğu için konuşamıyorum da yoongi elinde peçeteye bana döndüğü an daha çok gülüp kahkaha atmaya başladı bende sinirlenip omuzuna vurduğumda bu sefer omzunu tutarak gülmeye devam etti ağazım dolu şekilde konuşmaua çalıştım "ne vor yozomdo" dediğimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette & converse | MYG
FanfictionElimdeki sigara dalını fark ettiğimde kafamı kapıya çevirip elimi kabinin altından yan kabine uzattım. uzattığım sigarayı alan uzun ince parmakları hissettiğimde boş olan elimi kendime çektim. kendime de bir dal sigara çıkarttıktan sonra çakmağı alm...