Yatağımdan kalkıp yerde duran terliklerimi giydim ardından lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım odama geçip makyaj masasına oturdum aslında çokta huyum olan bir şey değildi. Hafif bir makyaj yapıp üstümü değiştirdim çantamı da omzuma atıp odadan çıkmadan önce aynadan kendime bakıp elimle hızlıca saçlarımı düzeltip çıktım. Aşağı doğru inecektimki yan odanın kapısı kapandı arkamı döndüğümde yoongi kabarık saçlarını eliyle dağıtarak düzeltiyordu beni fark edince gülümsedi ve konuştu "hey haneul günaydın" dediğinde kafamı hafifce yana eyip gülümsedim ve cevap verdim "sana da günaydın yoongii" diyip merdivenlere yöneldiğimde o da peşimden geldi aşağıda kocaman bir masa karşıladı bizi hâlâ bişeyler getirip götüren Chuyae ablayı durdurdum " bu kadar yeter de artar Chuyae abla neden bu kadar çok yordun kendini?" diyip sistemle masaya oturdum yoongi de karşıma oturduğunda tabağıma seçtiğim yemekleri alıp yemeye başladım.
Ağazım dolu dolu yerken aniden unuttuğum okul aklıma geldi saatime bakıp fırladım" yoongi kalk geç kaldık " diyip kapıya fırladım. Bizim peşimizden gelen Chuyae abla endişeyle sordu" dikkatli olun çocuklar " dediğinde ona gülümseyip cevap verdim "dakkatli oluruz, yemek için teşekkürler Chuyae abla " dediğimde kapıdan çıkıp yoongiyi bekledim o da ayakkabısını giyip Chuyae ablaya teşekkür ettiğinde bizi bekliyen arabaya binip yola koyulduk.
Okulun kapısının önünde duran arabadan inip çantamı omzuma attım. Bahçeye girdiğimde herkes sınıflarına dağılmıştı bile endişeyle yoongiye döndüm ve konuştum "ilk ders bay Lee nin dersi, geç kaldık" diyip somurtmaya başladım yoongi bana dönüp sırıttı "geç kalmicaz" diyip elimden tutarak koşmaya başladı bende ardından onunla birlikte koştum. Sınıfa çıktığımızda bay Lee çoktan gelmişti ben tam konuşacakken yoongi söze başlamıştı "özür dilerim bay Lee yolda bir sorun çıktı o yüzden geç kaldım haneul aslında tam vaktinde okuldaydı bana yardım ederken o da benim yüzümden geç kaldı lütfen haneul ü affedin bay Lee" diyip yalandan tiriplere girip üzgün bir ifade yaptı sonunda kendimi tutamayıp bir kahkaha attım.
Ama kendimi o kadar zor tutmuşum ki karnım yarılana kadar güldüm gözümdeki yaşları silip yoongiye döndüm "ne saçmalıyorsun yoongi" diyip bay Lee ye döndüm onun sert bakışlarını hissettiğimde kendimi durdurup dişimi sıktım ve başımı yere indirip bay Lee yi dinledim "ikiniz de dışarı çıkın ders bitene kadar gelmeyin" dediğinde arkamı dönüp sıktığım dişimi gevşettim ve tekrar gülmeye başladım kapıdan çıkıp koridora geçtim yoongi de yanıma gelip çantasını yere attı ve çöküp oturdu bende aynısını yapıp yoonginin yanına oturdum "seni şapşik" diyip hafifce kıkırdadım.
Bana dönüp somurttu ve dudak büktü "bana ayak uydursaydın şuan derste olucaktık haneul" cümlesi bittiğinde kafamı ondan çevirip sırtımı duvara yaslandım ve sakince konuşup omuz silktim "senle baş başa kalmışım kötü mü?" yoongi cevapladı "hayır çok güzel tabiki" dediğinde sırıtarak ayağa kalktım ve yerden çantamı alıp bahçeye çıkmak için koridorda ilerlerken yoongi bana yetişti sessizce yürüdük ve kafeteryaya gelince kendime ve yoongiye bir kahve aldım cam kenarından bir masya oturup karşımda oturan çocuğa baktım 'saçları, teni, gözleri, elleri, dudakları, dudakları, dudakları... Herşeyi mükemmeldi' nasıl hu kadar mükemmel olabilir?
Yoongi çantasından kulaklığını çıkarttı telefonundan bir şarkı açınca kulaklığın tekini kendine taktı diğerini ise bana yaklaştırdı önce saçlarımdan geçip kulağıma yaklaşan ellerini tenimde hissettim sonra Kullaklığı bana taktı. "lovely" güzel şarkı. Şarkıyı dinlemeye başladım ve masanın üstüne kollarımı koyup üstüne yattım. Yoongi tam karşımda aynısını yaptı o parlak gözleri gözlerime deymişti narince bana bakıyordu çok kırılgan görünse de çok canlıydı.
Sol omzumda bir el hissettim ani bir refleksle o tarafa döndüm. "ohh soo bin beni korkuttun" diyip elimi kalbime koydum. Soo bin korkuşuma aldırış etmeden konuştu "zil çaldı hoca sizi kapının önünde göremeyince bana sizi bulmamı söyledi" kaşlarımı şaşkınca çatıp söylendim "ne oldu yine" soo bin dudak büzüp omuz silkti "bilmiyorum sadece odasında bekliyormuş" dediğinde yoongiye döndüm "hadi gidelim mâdem" diyip kalktım ardımdan yoongi de kalkınca hocanın odasına doğru ilerledik.
Merdivenden çıkarken yoongi konuşmayı devam ettirdi "min cha bişey mi dedi acaba?" dediğinde son adımımı atıp cevapladım "ne diyebilir ki o kaltak?" konuşmayı sonlandırıp saçımı düzelttim ve kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette & converse | MYG
FanfictionElimdeki sigara dalını fark ettiğimde kafamı kapıya çevirip elimi kabinin altından yan kabine uzattım. uzattığım sigarayı alan uzun ince parmakları hissettiğimde boş olan elimi kendime çektim. kendime de bir dal sigara çıkarttıktan sonra çakmağı alm...