"Justin Bieber- As long as you love me"
Dün uçaktan indikten sonra direk otele geldik. Gece saat çok geç olduğu için hemen uyuduk. Aa söylemeyi unuttum. Şu an New York tayiz. Yani annem ve babamın bulunduğu, benimde çocukluğumun geçtiği mükemmel şehir. Zayn bana söz verdi. Bugün annemi görmeye de gideceğiz. Onu o kadar özledim ki. Kaburgalarını kırana kadar sarılacağım. Yataktan banyoya fırladım. İşlerimi hallettikten sonra kıyafet seçimine geçtim. Eğer açık giyinirsem Zayn beni keserdi. Kıçıma bir kot geçirdim. Üzerime siyah yarım kol bir bluz giyindim ve sütlü kahve fularmla tamamladım. Saçlarıma da iri sade dalgalar verdim. Hafif bir makyajla işim bitti. Zayn Bey hala uyuyor. Ama uyandırmaya korkuyorum......
Zayn kalkınca bir cafede kahvaltı ettik ve annemin yanına gitmek için yola koyulduk.
"Zaynn seni çok seviyorum."
"Ben de seni."
Gözlerimi devirerek radyoya uzandım. Ahh çok şanslıyım "Justin Bieber-As long as you love me" diye çığlık atmamla Zayn radyoya abandı. "O ağzını varya. Elinin oglanlarını dinleme." Tüm sevincimi aldı. Yine göz devirdim. Dudaklarımı dislemeye başladım. Eğilip yanağımı öptü. Öküz işte yaa. Gülümsemekle yetindim.Sonunda gelmiştik. Annemle 1 saattir sarmaş dolaş oturuyoruz. Zayn lede iyi anlaşıyordu. Ee müstakbel damadı yani. Babamlada tanıştırayım onu. Ayy hayali bile güzel. Kapı çaldı. Annemin yardımcısı kapıyı açtıktan sonra bize doğru şaşkınca yöneldi. "Efendim John Bey gelmiş." John ? Hangi John? Demeye kalmadan eski sevgilim. Ergenlik aşkım içeri girdi. Çok taştı be. O saçlar falan. (Enrique Iglasias) "Hoşgeldin oğlum" dedi annem. Eminim geleceğimi o söylemişti. Ama Zayn John un eski sevgilim olduğunu ogrenirse beni gebertir. Asla öğrenmemeli. John "Hoş buldum kraliçem." dedi. Ulan bu ne cıvıklik anneme yaranmaya çalışıyor. Yalancı bir selam verecektim ki beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Aha şimdi sıçtık....
Zayn in gözlerine korkudan bakamiyordum. Sinirden elimi bırakmıyordu. Kulağına eğilip. "Sakin ol. Ben sadece seninim." dedim. Eminim biraz rahatlamıştı. Sonra Zayn in telefonu çaldı yanımızdan uzaklaştı..... Yaklaşık 10 dakika sonra sinirden çatılmış iki çift kaş ve siyaha dönüşmüş iki çift göz ile geri döndü. "Quin acil bir işim var. Akşam annenin şoförü seni otele bıraksın. Geç geleceğim. Ona göre." dedi. Yanına gidip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. "Peki."Zayn gideli 2 saat olmuştu. Biz de. (Annem, ben ve John) sohbet ediyorduk. Johnu hep sevmişimdir. Çok neselidir. Buradan ve ondan ayrıldığımda çok ağlamıştım zamanında. Ama artık Zayn var ve ben yani John ve biz diye bir şey yok. John bana döndü. "Hey Quin akşam bara gidelim mi? Geç olmadan ben seni otele bırakırım." hayır Zayn beni. Tövbe tövbe. "Ay çok güzel olur bence. Hem Zayn ede haber ver öyle git. Kızım " dedi annem. Ahah yirttim. Zayn asla izin vermez. Aradım aradım ama açmadı. Bir sürüde mesaj attım. Sanırım işi cidden önemliydi. En son mecburen John un teklifini kabul ettim.
Evden çıkıp önce otele geldik. Ee hazırlanacağım heralde. Bu tiple orman kaçkınları gibi ahahah. Aceleyle dolabıma yöneldim. Gümüş renginde mini bir kıyafet giyindim. Saçlarım açık ve hafif maşaliydi. Eğer Zayn beni böyle görse asla izin vermezdi. Ama o olmadığına göre. İstediğimi yapabilirdim. Benden size tavsiye sakın sevgili falan yapmayın hele de kıskacından hiç asla. Bekarlik sultanlık anam dünya varmış oh be. Otelin lobisine indiğimde John birileriyle sohbet ediyordu. Beni görünce ağzı kocaman açıldı. Ne yani guzelsem ne yapayım eheheh.
Arabaya binip yola koyulduk. Ben kafamı camdan ayırmıyordum. Burayı o kadar ozlemisim ki. Brooklyn köprüsünü görünce çok heyecanlandım. "Çok güzel olmuşsun." Yeni mi geldi aklına John. Her neyse cevap vermedim. Etrafa bakmaya devan ettim....Bara gelmiştik. İğrenç bir şekilde ter ve içki kokuyrodu. Bir an geri dönmeyi düşünmedim değil. İçimde bir korku vardı.
İçeri geçip bir masaya oturduk. Etrafima baktığımda bir çok gözün üstümde olduğunu gördüm. Ya o kadar mı açık giyindim. Yani biraz göğüs, biraz sırt dekoltesi ve birazda süper miniydi. Ama sadece hayatımda bir kez böyle giyinecektim. Sonuçta bir daha elime böyle rahat bir fırsat gelmeyecekti. Zayn siz güvende hissetmiyordum. Ama bilmiyorum. John un elini belimde hissettim. "Seni çok özledim Quin. Neden gittin? Hem de o gangster kılıklı adamla mı sevgilisin?" sinirlenmistim. "Zayn hakkında düzgün konuş." dedim sertçe. "O benim geleceğim. Hem ben vazgeçtim. Kötü hissediyorum. Hadi beni otele götür." büyük bir kahkaha attı. "Artık benimsin Quin. Sadece benim." dedi salak. Ne diyor bu be? Anneme uyan aklıma tukureyim ben. Bu piçe güvenilir mi zaten. Eskidende beni sürekli kullanırdı ama ben hep ona inandırdım. "Sen kafayı yemişsin. Ben kendim giderim." dedim
"Hic bir yere gidemezsin. -hıçkırık- birdaha beni bırakamassın. Sana aşığım lan." dedi. Ağzım bir karış açıldı.
"Çekil." dedim ama umursamadı. Bileklerimi bırakmıyordu. "Taman tuvalete gidiyorum." dedim. Sonuçta sarhoştu ve beyni durmuştu. Ellerimi serbest bırakınca hızla arka çıkış olduğuna inandığım kapıya doğru yürüdüm. Ama lanet olsun karanlık ve pisliklerle dolu bir koridordu. "Benden kacamazsin prenses." Bu John du. Etrafa deli gibi baktım ama bir kaçış yoktu. "Benden ne istiyorsun?" dedim hıçkırıklarımın arasında. "Seni" üzerime abandı. Kollarımı bırakmıyordu. Boynumu öpmeye başladı. Ondan igreniyorum. Pislik. Yalvarmaya başladım. "Lütfen bırak beni. Noolursun?" dedim. Ama bırakmıyordu. "Asla!!" dedi. Canım yanıyordu. Kalbim parçalara ayrılıyordu. Zayn e ihanet mi ediyorum simdi ben? Kafasını boynumdan çekip dudaklarıma doğru çevirdi. Asla ama asla öpemezdi. Bana ne yaparsa yapsın beni Zayn den başka kimse öpemezdi. Ona söz vermiştim. Zaynden başka kimse bana dokunmayacak tı. Kafamı yana çevirdim. Bir yandan da çığlık atıp yardım istiyordum. Belki biri bu kalabalıkta ve seste tanrının yardımıyla sesimi duyardı. Tek çarem Zayn di avazım çıktığı kadar. Boğazım parçalanırcasına bağırdım. "ZAAAAAAAAYYN!" artık dayanacak ve direnecek gücüm yoktu. Aglamaktan nefes dahi alamıyordum. Gözlerimi kapadım ve ölmeyi diledim.
Bir kaç yumruk sesi duydum. John un pis elleri ve bedeni yoktu. Gözlerimi araladım "Zayn." dedim. Gelmişti. Beni bırakmamıştı. Johnu öldüresiye dövdü. Sonra elini arka cebine attı. Bu bir bıçaktı. Gözlerimi faltası gibi açmamla kapamam bir oldu. Zayn bıçakla yüzünü parçaladı. Önüme gelen etlerle deli gibi ağlamaya başladım. Zayn resmen kükrüyordu. "Seni bunlarla mı öptü!" dudaklarını kesmişti! Aman Tanrım Zayn sinirden patlıyordu. "Sana bunlarla mı dokundu!" ellerini kesmişti. Daha fazla bu acıya katlanamıyordum. "Seni bununla mı kokladı!" burnunu kesmişti. "Zayn yeter! Yalvarırım yeter!" en son kalbini söktüğünü görmüştüm ve kendimi derin uykunun kollarına hazince bıraktım...........NOT: ARKADAŞLAR SİZİ SEVİYORUM UMARIM GÜZEL OLMUŞTUR PSİKOLOJİK OLARAK İYİ DEĞİLİM OKUDUĞUM BİR KİTABA ÇOK ÜZÜLDÜM SANIRIM BU DA BÖLÜME BİRAZ YANSIDI :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"One Week" (Bad Boy)
Fanfiction"Zayn ya seni bir gün bir bırakırsam?" "Seni öldürürüm Quin!" "Ben ölünce üzülmez misin?" "Sen ölünce üzülecek bir kalbim olmayacak." ............................. ❤ ZAYLENA ❤ "Aşkı bulmuşken kaybetmek mi?"