Araf...
Araf neydi?
Karnımda acı hissederken ölmek isterken şuan daha da kötü hissediyordum. Bebeğim bırakmışmıydı beni? Neredeydim? Ne haldeydim? En önemlisi Kürşat neredeydi? Ailem ne haldeydi? Güler, Güler neredeydi? Gözlerimi yavaş yavaş açarken korkuyordum. O mağarada uyanmaktan korkuyordum. Burnuma dolan tanıdık koku... Derin bir nefes çektim içime hastane kokuyordu. Hızla açtım gözlerimi. Kurtulmuş muyduk? Kim kurtarmıştı bizi? Gözlerimi iyice açıp etrafa bakındım, annem... Kokusuna hasret kaldığım annem koltukta uzanmış uyuyordu. Gözlerim dolarken elimi karnıma götürdüm. Yoktu... Hissedemiyordum meleğimi, eskisi gibi değildim. Bebeğim benimlesin değil mi? Bak daha baba gelecek seni söyleyeceğim ben, daha cinsiyetini öğreneceğiz. Yapma bunu bana, terk etme beni."Kızım?"
Gözlerimi camdan çekip anneme çevirdim. Annem gülümseyip sarıldı bana.
"Çok şükür evladım, çok şükür birtanem. İyi misin? Ağrın sızın var mı?"
Sıkıntı da buydu ya, hiç bir şey hissedemiyordum
"Anne, Güler..."
"İyi güzel gözlüm iyi."
Çok şükür.
"Anne, Kürşat?"
Annem göz yaşlarını sildi.
"Çağırayım ben onu."
Annem odadan çıktı ve ben hissizliğim ile baş başa kaldım. Elimi tekrar karnıma koydum.
"Yapamadım, koruyamadım seni..."
Göz yaşlarım bir bir yanaklarımdan süzülürken kapı açıldı ve içeriye o girdi. Kokusunu özlediğim adam... Ağır adımlar ile yanıma gelip sandalyeye oturdu ve elimi tuttu. Sıcaklığına o kadar ihtiyacım vardı ki...
"İyi misin güzelim?"
Bebekten haberi varmıydı?
"Ne zaman geldin?"
Dedim titreyen sesimle
"Sizin kaçırıldığınız gün."
Göz yaşlarım bir bir aktı.
"Kürşat... Ben özür dilerim."
Kaşlarını çattı
"Neden güzelim?"
Bildiğini biliyordum yüzü ifadesiz olsa da gözlerindeki acıyı görebilecek kadar tanıyordum onu.
"Gitti..."
Kürşat aniden kalkıp kollarını boynuma doladı ve ağlamaya başladı. Koskoca adam kucağımda ağlamaya başladı hemde hıçkıra hıçkıra. Kolarımı beline dolayıp ben de ağlamaya başladım.
"Koruyamadım sizi..."
Hıçkırıklarının arasından zor konuşuyordu.
"Affedin beni."
Sırtımdaki eli karnıma gitti ve benden uzaklaştı kafasını karnıma yaklaştırdı.
"Babacığım, özür dilerim. Vatan sağ olsun be babacığım."
Karnımın üzerindeki elini tuttuğumda dolu gözlerle bana baktı.
"Kalbim acıyor be güzel gözlüm."
Gözünden akan bir damla yaşı sildim.
"Vatan sağ olsun be yüzbaşı."
Bunu derken içim gitmişti, ama isyan etmemeliydik. Hepsi benim suçumken onun kendine bu kadar yüklenmesi canımı daha da yakıyordu. On dakika kadar karnımı okşadı ama hiç konuşmadı, konuşmadık...konuşamadık belkide. Sonra odaya yavaş yavaş ailenin geri kalan üyeleri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (Askıya Alındı)
Roman pour AdolescentsHiç görmeden sevebilirmiydim seni? Hiç tanımadan girebilirmiydim hayatına? Daha adını bile bilmediğim biri ile nasıl evlenebilirdim? Allah aşkına bir söyleyin bana? 24 sene bunun için mi bekledim ben? Hiç bilmediğim bir adamla evlenmek ve mutlu ol...