16.Bölüm

668 86 40
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Özgür
Evde uzanırken, gözlerimi kapatmaya korkuyordum. Her gözümü kapattığımda, gözümün önünde beliren beden beni korkutuyordu. Evet, Haktan'dı bu. Bana hissettirdikleri, ne kadar inkar etmekte zorlansam da, eski hislere benziyordu. Semih'e karşı hissettiğim duygulara...

Tavanla bakışırken, gündüz kafede geçirdiğimiz o an aklıma geldi. Nasil yapabiliyordu bunu? Nasıl Semih gibi hissettirebiliyordu? Hareketlerinin Semih gibi olmasını daha tam sindirememisken, sözleriyle bile bana onu anımsatıyordu. Bir şeyler dönüyordu ama ben anlamıyordum.

Bu yaşadığım şeylerin psikolojide bir karşılığı var mıydı bilmiyordum? Milyonlarca soru dönüp duruyordu aklımda. Aklım o kadar bulanıktı ki, sağlıklı düşünememeye başladım.

Aklıma gelen şeyle, yerimden doğruldum. Telefonumu aldım ve tuş kilidini açıp, doğruca rehbere girdim. Tanıdık isme dokunup, aradım. Beni anlasa anlasa o anlardı. Birine anlatmam lazımdı bazı şeyleri yoksa artık kafayı yiyecektim.

...

Kapı çaldığında, hızla kapıya gittim. Saat gece yarısına geliyordu. Kimin geldiğini bildiğim için, sorgulamadan açtım kapıyı. Tanıdık yüzü görünce gülümsedim ve kapıyı tamamen açtım içeri girmesi için.

"Hoş geldin." dedim ve kapıyı kapattım. Üstündeki ince ceketi çıkarırken cevap verdi.

"Hoş buldum da, iyi misin sen? Gecenin bu saatinde neden çağırdın beni?" diye sordu.

"Anlatacağım. Bir şeyler içer misin?" diye sordum, mutfağa doğru geçerken. Soğuk bir şeyler istediği için, dolaptan meyve suyu çıkardım ve iki büyük bardağa doldurdum. Bardaklarla salon gectim ve birini Yusuf'un  önüne bıraktım. Bir süre sessizlikten sonra, meyve suyundan içti ve bardağı sehpaya bırakırken konuştu.

"Anlat bakalım." dediğinde yutkundum. Bana inanır mıydı ki? O benim en yakın arkadaşım. Liseden beri arkadaşız. Yönelimimi, Semih'i bilen tek kişi. Ailemde sonra...

"Aslında bundan sana bahsetmemem lazım ama birine anlatmazsam delireceğim." dediğimde, sesim ağlamaklı çıktı. O da bunu farkedip yanıma oturdu.

"İyi misin sen?" dedi ve elimi tuttu destek olur gibi. "Ben yanındayım her zaman. Önce biraz sakinleş tamam mı?" dediğinde, başımı salladım ve derin nefes aldım birkaç kez. Biraz daha iyi hisseder gibi olunca, konuşmaya başladım.

"Bir danışanım var. Daha yeni gelmeye başladı. Adamı bir görsen Yusuf, aynı Semih gibi. Davranışları, konuşmaları, mimikleri her şeyiyle Semih'i hatırlatıyor bana. O geldiği zaman, sanki Semih karşımda oturuyor gibi hissediyorum." dediğimde, Yusuf kendini geri çekti.

"Nasıl yani? Sen şimdi birini Semih'e benzettin ve bu hale geldin?" dedi. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır. Yani aslında kısmen öyle sayılır. Ya olay sadece bu değil. Bu adam, bazı şeyler görüyormuş. Rüya gibi. Bazen rüya, Bazen zihnine görüntüler düşüyormuş." dedim. Yusuf, beni uzun süre sonra bu kadar heyecanlı görüyordu sanırım. Çünkü dikkatli bir şekilde beni dinliyordu.

"Nasıl görüntüler?" diye sordu. İlgisini çekmişti konu belli ki. Belki bana bu konuda yardım bile edebilirdi.

"İki genç görüyormuş. Eşcinsel bir çift olduğunu ve çok mutlu olduklarını söyledi." dediğinde, hafiften kaşları çatıldı ama ben anlatmaya devam ettim. "Mesela geçen arkadaşıyla bir yere gitmiş. Gittiği yere daha önce gitmediğine emin olduğunu söyledi. Ama o kadar tanıdık gelmiş ki her şey. Çiçek kokuları, deniz, kaldığı otel bile." dedim. Yusuf, bir süre düşündü.

"Aklıma bir şeyler geliyor ama..." dedi ve başını sağa sola salladı. "Bu çok garip olurdu. Ve inanılmaz." deyip meyve suyundan bir yudum aldı. "Yine de... Reenkarnasyon olayını biliyorsun değil mi?" dediğinde, başımı salladım onaylar şekilde. "Yani anlattığın olayı net bilmiyorum ama bana reenkarnasyonu çağrıştırdı. Ne bileyim? Aklıma ilk bu geldi." dediğinde ona baktım.

"Bu durumun reenkarnasyonla ne alakası var?" diye sordum. Yanımdan kalktı ve ayağa dikildi.

"Anlattıklarına baksana Özgür. Zihnine eşcinsel bir çiftin görüntüleri düşüyor. Ayrıca rüyasında da görüyor. Daha da ayrıca, gitmediği bir yeri tanıyor, biliyor. Daha önceden gitmiş yani. Ama başka bir evrende." deyince, tokat yemiş gibi bir etki bıraktı üstümde.

Reenkarnasyona inanırdım ama bunun olabileceğine emin değildim.

"Y-yani sen, sen diyorsun ki..." dedim güçlükle. Cümlemi bitiremedim ama Yusuf anladı.

"Aynen öyle diyorum. Semih geri gelmiş olabilir." dediğinde, kalbime kocaman bir darbe yemiş gibi hissettim. Gerçekten de Semih geri gelmiş olabilir miydi?

Yusuf hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸

PAIN IN MY HEART (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin