9.Bölüm

751 98 27
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

"İsterseniz bugün bir şey anlatmak zorunda değilsiniz. Bugünü tanışma günü olarak geçirebiliriz." dedi Özgür, Haktan'a. Haktan, zaten pek bir şey anlatacak durumda değildi. O yüzden doktorun fikrine sıcak bakıyordu.

"Aslında evet çok iyi olur. Şu an konuşmak için hazır hissetmiyorum kendimi." dedi Haktan. Doktorun gözlerine bakmamaya çalışıyordu. Çünkü her göz göze geldiğinde, kalbi sızlıyor, garip şeyler hissediyordu.

"Tamam o halde. İsterseniz bugün erken bitirebiliriz." dedi Özgür. Konuşulacak bir şey yoktu çünkü. Ama Haktan hem gitmek istiyor hem de gitmek istemiyordu. Onu burada tutan bir şey var gibiydi. Bugünlerde sürekli ikilem yaşıyordu. Bedeni ve psikolojisi dayanacak gibi değildi. Gitmeye karar verip, oturduğu koltuktan kalktı. Onunla eş zamanlı olarak, Özgür'de ayaklandı.

Haktan, Özgür'e baktığında, kalbinin sızladığını hissetti ve sağ eli istemsizce kalbine gitti. Yüzünü de buruşturmuştu hissettiği sızıyla. Özgür, Haktan'ın yanına gitti birkaç adımda.

"İyi misiniz Haktan bey? Kalbiniz de bir sorun mu var?" deyince, Haktan başını eğdi ve gözlerini kapattı. Ne oluyordu böyle?

"İyi değilim sanırım." dedi fısıldar gibi. Özgür, Haktan'a destek olarak, koltuğa oturttu. Kendisi de yanına oturdu ve sehpanın üstünde duran suyu verip, içmesine yardımcı oldu. Haktan, sudan içti ve derin nefesler aldı. Kalbinin sızısı biraz da olsa dinmişti sanki.

Özgür, neler olduğunu anlayamıyordu ama kavramaya çalışıyordu. Haktan'ın bakışları ve davranışları neden bu kadar tanıdık geliyordu? Neden 'O'nu hatırlatıyordu?

"Daha iyi misiniz?" diye sordu. Haktan, başıyla onayladı.

"Evet. Daha iyiyim. Teşekkürler." dedi ve derin bir nefes aldı. "Kalbim sızladı yine. Bu aralar çok sık oluyor." dedi ve yutkundu. Özgür, başını salladı anlayışla.

"Kalbinizde bir sorun mu var? Kardiyolojiye göründünüz mü?" diye sordu. Haktan yine başıyla onayladı.

"Evet. Kalbimin sağlam olduğunu, bir sorun olmadığını söylüyorlar. Sanırım psikolojik. Yani, son gittiğimiz doktor, 'Psikolojik olabilir.' dedi ve psikiyatriye görünmemi önerdi." dedi. Özgür başıyla onayladı bu kez.

"Anlıyorum. Aslında bunun birçok nedeni olabilir." dedi ve Haktan'ın yanından kalkıp, masasına geçti. "Haktan bey, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?" diye sordu. Genelde, bu tip sorunlar çocukluğa bağlı oluyordu. Travmalar, ailevi sorunlar, akran zorbalığı ve daha birçok neden...

Haktan, bir süre düşündü Özgür'ün sorduğu soruyu. Çocukluğunu düşünmeye çalıştı. Çok sorunlu bir çocuk değildi. Normal bir çocukluk geçirmişti. Sadece gidip gelen ve belirsiz olan hayaller vardı.

"Normal bir çocukluk geçirdim. Sorunum yoktu. Annem ve babam çok ilgili ve sevgi doluydular bana hep." dedi. Tek çocuk olduğu için, ailesi bütün sevgisini Haktan'a vermişti ve veriyordu da.

"Peki sizi çok etkileyen, unutamadığınız bir anınız olmadı mı hiç?" diye sorunca, Haktan, tekrar düşündü. Aslında bir şey vardı. Ama silikti. Yine de ufak tefek anılar geliyordu gözünün önüne.

"Bir kez sınıfça pikniğe gitmiştik. Ormanın içindeki piknik alanlarındandı. Birkaç arkadaş yürüyüşe çıktık ve bir süre sonra ben, nasıl olduğunu bile anlamadan kayboldum. Daha on yaşlarında bir çocuktum. Yol bilmiyordum ve korkmuştum. Bir ağaç dibine oturup ağlamaya başladım. Sonra birden bir şey hissettim. Çok garip bir şeydi bu. Sanki hep benimle olan bir şey gibi." dedi ve yutkundu. "Kalktım ağacın dibinden ve yürümeye başladım. Yarım saat kadar yürüdükten sonra, sınıfımın olduğu yere geldim. Sanki içimde bir şey vardı da, beni o götürmüştü. Bunun gibi birkaç şey daha var işte." dedi. Özgür, bir an şizofren olduğunu düşündü ama öyle belirtiler yoktu. Sadece bu anı, onu şizofren yapmazdı. Belli ki bambaşka bir şey çıkacaktı bunun altından.

"Nasıl bir şey? Altıncı his olayı gibi bir şey mi?" diye sordu Özgür. Haktan, emin değildi ne olduğuyla ilgili. Dudaklarını ısırdı ve başını olumsuz bir şekilde salladı.

"Ne olduğunu bilmiyorum? Garipti işte. Hâlâ daha oluyor. Ne olduğunu anlayamıyorum? Geçen gün arkadaşımla bir sahil kasabasına gittik iki gün tatilde. İlk kez gittiğime eminim ama sanki daha önce gitmişim gibi her yeri tanıyordum. Sümbül kokuları bile çok tanıdıktı." dedi. Özgür'de anlayamamıştı ne olduğunu? İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyordu.

"Haktan bey, siz bana gelmeye devam edin. Bu sorunun üstesinden birlikte geleceğiz. Bana güvenin." dedi Özgür. Haktan zaten nedenini bilmediği, anlayamadığı bir şekilde güvenmişti Özgür'e daha ilk anda. Hafiften gülümsedi ve cevap verdi Özgür'e.

"Size güveniyorum. Tekrar geleceğim."

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸

PAIN IN MY HEART (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin