ASRA

ASRA-23

"Ellerin başkasına benim kadar yakışmaz, bilirim.."

İYİ OKUMALAR ❤️

Saçlarımda dolaşan bir el , yüzümde istemsizce tebessüm oluşturuyordu. Anlayabiliyordum güneşin doğuşunu gözlerimi bir türlü açamayışımdan. Yüzümde nefes alış verişleri hissediyorum belime sıkı sıkı sarılan kolları..
Kabul, öylece durmuyordum bende sarılmıştım işte gıcığın birine.
Şuan düşünüyorum da çok mutluyum aslında , açsam gözlerimi bir daha tadamam bu anı ancak açmasam da kavuracak beni bu güneşin sıcaklığı.

Er- Pişt uyuyan güzel uyansan mı artık..

Erez'in sesini duymama rağmen güneşin tam tepemde olmasından dolayı gözlerimi bir türlü açamıyordum .
Gıcık şeyin deyişine bakacak olursam da bu gidişle uyuyan güzele dönüşeceğim kesindi. Yani ona kalsa uyuyordum ancak sadece gözlerim kapalı idi.
Başucumda durmuş saçlarımı okşarken bir yandan da uyanmam için sorduğu sorusuna cevap vermem gerekiyordu ve işte bu yüzden uyuyormuşum gibi yapıp mırıldanarak konuşmaya çalıştım.

As- Uyanmayacağım sayın prens ,az daha müsade edin uykumu tam alamadım.

Er- Müsade sizin güzelim neticede bu hikayenin sonunda alnınızdan ben öpeceğim .

Tabi canım fırsattan istifade öp direk !
Hayır yani iltifat ederek de uyandırabilir illa öpmesi şart mı ya diyeceğim ki ,
durun bir dakika durun şimdi günahını da almayayım çocuğun,
kendisi ile iltifat arasında dağlar kadar fark var sonuçta.
Of Asya off bu gözler açılır mıydı gıcığın tek bir lafıyla ,daha ne güzel kapalı kalacaktı anın tadını çıkara çıkara..

As- Al bak uyandım işte , öpmeyi falan çıkar aklından .

Er- Ooo siz uyanık mıydınız güzelim ..

Hem de sabahtan beri !

As- Yok hayır, yeni uyandım prens hazretleri mağlum öpeceğim diye seslendiğiniz sırada kalın sesinize maruz kalınca istemsizce açılıveriyor gözlerim.

dediğim an da göz kırparak;

"Daha çok ağzınız açıldı gibi ha ne dersiniz?"

demesi , açılan gözlerimi de ağzımı da kapatmam için büyük kapak idi. Hayır yani nasıl oluyor anlamadım , kale de duran kendisi , laf atmak için şutu çeken ben ama dönüp dolaşıp o şutu yiyen yine ben !

As- Bana baksana sen öyle durup durup laf atacağına çek artık kollarını da, çıkayım yataktan.

Er- Oww güzelim sinirlendin bakıyorum ama bana kalsa ne yap sen biliyor musun ? Derin uykuna devam et söz ben canım istediği zaman çekeceğim ellerimi .

As- Güneşin sıcaklığının farkında değilsin heralde yanıp kül olucaz burda ! o yüzden canın istediği zamanı bırak bir kenara da artık al kollarını belimden.

Ne kadar desem de , dil de döksem ha duvara demişim ha Erez'e.
Dediklerimi duymuyor gibi yüzüme bakıp sırıtıyor ya birde , gel de sinirlenme!

Er- Ya kızım çeksem şuan ellerimi üstünden kurutulabilecek misin sandın bu güneşten. Hatırlatırım burda olma sebebimizi , fareler hâlâ misafirimiz alt katta . Eğer burdan atlayıp da kaçabilecek isen bırakacağım seni ?

Off Allah'ım ya delirecem, neden bu kadar mantıklı konuşuyor bu .. Hayır yani konuşmasına lafım yok ama sadece bir kere ya bir kere ! şans benden yana olsa ne olurdu yani . Her seferinde her lafında o haklı olmak zorunda mı ki ..