M' nin notu: Merhabalar,
Yaklaşık 2 haftadır yazı yazamıyorum farkındayım beklettiğim için çok üzgünüm. Unuttuğum için değil zorunlu ve üzücü sebeplerden. Zaten yazımı okuduktan sonra anlayacaksınız bunu.
Iyi okumalar dilerim.Merhaba,
Birazdan okuyacağınız hikayenin iki kahramanından biriyim. Sizlere kısaca hikayemizi anlatacağım. Öhöm öhöm başlıyorum.Çok küçükken başladı tanışmamız. Ben hatırlamıyorum ama o her fırsatta anlatırdı.
Şaşkın bir doktorun ultrasonda 'Bebeğiniz erkek' haberini alan genç anne sevincini yakın çevresiyle paylaşmak adına telefonlar eder. Herkes memnundur alınan haberden. Zaten bir kızları vardır ve 2. Bebek erkek olacaktır. Lakin hikaye bu ya bebek doğunca herkes şaşırır. Bebek erkek değil bir kızdır. Herkes şaşırır önce ama sevinçleri devam eder yanlız bir kişi dışında. Herkes mutlu mesut iken o ağlar, üzülür. Ağlamasının sebebi çok ironiktir. Iki tane oğlu vardır ve şimdi iki oğlunun da iki kızı olmuştur. Erkek toruna hasrettir bu kadın. Tarlası, evi, malı mülkü neyi varsa hepsine sahip olacak bi erkek torun ister. Lakin yine kız olmuştur son torunu.
Kötü başlayan tanışmadan sonra zaman geçtikçe babaanne torununu sevmeye başlar. Aynı evi paylaştıkları için iyice pekişir bağları. Babaanne masallar anlatır, öğütler verir. Hep mükemmel olmaz hayat arada atışmalarda olur tabi.
Torun büyümüştür bu süre zarfında. Okulları bitirir yavaş yavaş. Ilkögretim, lise derken üniversite çağı gelir il dışına okumaya gider. Tatillerde ara ara eve geldikçe bayram gibi olur babaanne için.
"Sen gelince eve şenlik geliyor. Sen gitme hiç." Der.
"Eğitimim için gidiyorum babaannem." Klasik sohbetleri olmuştur. Bu hasret zamanlarının meyvesi ise mezuniyet fotoğrafları olur babaanneye. Çocukluk resimleriyle birlikte babaannesinin arşivinde yer alır bu fotoğraflar.Babaanne bu torununu biraz farklı sever diğerlerine göre. Torunu aynı onun gibidir çünkü. Kaşlarını çatar ufak bir sinirli anda, inat eder, lafını esirgemez halleriyle birebir aynıdır. Bu huysuz özellikleriyle beraber güzel huylarını da almıştır. Onun gibi hamarattır mutfakta, örgüler örer ilmek ilmek.
Su gibi akar gider zaman. Yıllar sonra torunlar evlenmeye başlar. Evlerde ki torunlar azalınca babaanne son torununa sana evlenmek yasak der, Sebebini de ekler ardından "Kızlar gidince amcanın evi çok sessiz oldu, senle didişerek zaman geçiyor. Eve neşe geliyor sen gelince."
"Tamam o zaman ben evlenmiyorum. Birbirimizi bırakmıyoruz." Der son torun.Bu anlaşma 25 Nisan'a kadar geçerli olur. Babaanne sözünü tutamaz, bırakır torununu.
O inatçı kadın sadece 1.5 ay inat edebilir hayata karşı. Hayatta 2. Kere verdiği büyük savaşı kaybeder.İlk savaşı hayata gelerek kazanmıştır ama bu sefer kazanamaz. Hayatının 2. büyük savaşı son nefesiyle biter. Herkes ona son görevini lâyıkıyla yerine getirir ağlamaktan şişen gözler eşliğinde.
Bu günlerde ise ağlamalar yerini yaşanılan güzel anıları yâd etmeye bırakır yüzlerde buruk bir tebessümle.
Hikayemiz burada baş karakteri olmaksızın biter. Geride bıraktığı 1 eş, 3 evlat, 7 torun ve yarım kalan bu hikaye olur.M'nin notu 2: Bu yazımı hikayenin baş kahramanına ithaf ediyorum. Son torunundan Babaannesine.
Babaannem'e.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşüncelerimden Seçmeler
ComédieAklıma aniden gelen ve belli bir konu içermeksizin yazacağım. Bir çeşit anı defteri gibi. Özellikle genç kızları konu alacağım. Ama bu erkekler okumayacak demek değil. Sevgilisini anlamakta sıkıntı çeken erkeklerde kızların -en azından bu kızın- b...