bir

1.1K 94 100
                                    

"Bilmem gerekenler sadece bunlar mı?"

"Evet," dedi tüttürdüğü piposunu ağzından çekerek. Dumanını havaya üflemeden kısık gözleriyle bana döndü. "Kalan bilgileri umuyorum ki bana sen getireceksin."

Gözlerimi kısarak gülümsedim. Sen. İki gündür tanıştığı herkesle böyle miydi? Hoş, bana burun kıvırarak bakanlara uzun zaman önce alışmıştım ancak bu adam yapabileceğime bile inanmıyor gibiydi. Onun bu tavrına karşın sadece gülümsemekle yetinmiştim.

"Her neyse," dedi koltuğunda dikleşirken. "Sen işini yap, ben de sana paranı ödeyeyim. Ününün karşılığını ver Hwang..."

Evet. Kiralık katil, casus veya suikastçı Hwang yalnızca soğukkanlılıkla işini yapar ardından parasını alırdı. Nedenini ya da doğruluğunu sorgulamadan üstelik.

Ben böyleydim işte. Gerçi, çok da umursamıyorum. Zira yaşamaya devam etmek için binlerce yol var, eğer nefes aldığınız bu süreçte birileri sizi hedefine almışsa ya yanlış yola sapmışsınızdır ya da aptalsınızdır. Bu da yalnızca sizin hatanızdır, başkasının değil.

Bu seferki hedefime, elimde bulunan kağıt parçasına, baktım: Yang Jeongin. 2001. KDQ Holding tek patron/ceo...

Kağıdın sol üst köşesine iliştirilmiş vesikalık boyutta kırpılmış fotoğrafını inceledim. Her ne kadar siyah beyaz filtreli olsa da saçlarının siyah olduğundan emindim. Boş ve soğuk gözlerle bakmıştı kameraya, bundan yola çıkarak nasıl biri olduğunu söyleyemezdim.

"Bunlar da senin için. Bundan sonraki kısmı senin halletmen gerekiyor biliyorum ama benim yardımımı alarak daha fazla yol kat edebilirsin."

Bu kez uzattığı bir dosyaydı. Oturduğum yerden kısa bir bakış atıp elime aldım. Hah, ben de bunu düşünmüştüm...

"Stajyer mi? Sizce de çok klişe değil mi?"

"Seni müdür yardımcısı yapamadığım için özürlerimi kabul et Hwang," diye mırıldandı. Piposunu kaldırıp fırlatasım geliyor çünkü devamlı olarak ağzından çıkardığı sesleri duyuyordum. Göz devirdiğimde nefesini vererek devam etti. "Ona olabildiğince yaklaşman gerektiğini biliyorsun... Zor biridir, uyarmadın deme."

Kafamı sallayarak az önce elimde tuttuğum kağıdı da dosyanın içine koydum. Gömleğimin yakasını genişletip ayağa kalktım. Dosyayı koltuğumun altına sıkıştırmıştım şimdi.

"Gelişme olursa haber ederim Bay Choi. Bana ulaşmaya çalışmayın, bekleyin."

Bu sözlerimle içinden dalga geçtiğini biliyordum. Kanıt olarak da doğrulurkenki hafif sırıtışından bahsedebilirdim size. Görüşme boyunca işin zor olacağını söyleyip durmuş ama bunu sadece beni küçümsediği için yapmıştı. Küçümsenecek halde olan oydu aslında, ben değildim. Yalnızca bunu bilen tek kişi bendim.

Bir adamının gözetimiyle beraber dışarı çıktım. Arabama binene kadar bakışlarını benden çekmemişti. Daha fazla beklemeden kontağı döndürüp ana yola çıktım. Kırmızı ışığa denk gelene kadar ayağımı gaz pedalından çekmedim.

Beklerken dosyaya göz attım. Sahi, Choi denen bu adam, neden kendinden bunca yaş küçük birinden bilgi almak ve sonrasında da gerekirse işini bitirmek istiyordu?..

Duraksadım. Beni ilgilendirmezdi. Bundan önceki işlerim gibi, yalnızca bana söyleneni yapacaktım. Zaten en fazla 3 saniye düşünmüştüm bunu. Nitekim şu anda stajyer kimliğim için kendime isim bulmaya çalışıyordum.

×××

Pazartesi sabahı erteleyip durduğum alarmıma sonunda hak verip yatağımdan doğruldum. Soğuk, çabuk bir duştan sonra aynadaki görüntüme baktım.

heavydirtysoul - hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin