on üç

230 42 28
                                    

Parmak uçlarım, çaresizliğimin farkına varmış gibi titriyor, birkaçı birbirine vuruyordu. Yatağın başına asılmış Monet'in tablosuna dair olan tüm teorilerim kumdan kaleye dönüşmüş, ne yapmam gerektiğini bilmediğim o anda kocaman bir dalgayla savrulup yok olmuştu.

Yang Jeongin, dibine henüz varmadığı bardağını yavaşça olduğu yerin solundaki masaya yerleştirdi ve yüzünde belki de ilk defa gördüğüm bir bakışla tekrar beni süzdü.

''Sağda,'' dedi gözlerini gömleğimden çekip eliyle işaret ederek. ''Benim lavabomu kullanabilirsiniz.''

Dediğini yaptım. Hiçbir şey düşünemiyordum. Yang Jeongin'e yakalanmış mıydım şimdi? Her şey bitmiş miydi? Ya da düpedüz tuzağa düşmüştüm. Bilmiyordum. İhtimaller kafamda dolandıkça büyüyor, yavaşça silmeye başladığım gömleğime gösterdiğim baskı giderek artıyordu.

Hwang Hyunjin. Ben Hwang Hyunjin'im.

Yüzüme vurduğum birkaç avuç suyla beynimde duyduğum tek ses, yine açılmak üzere olan kartlarımın yankısıydı.

Kaybetmeyeceğim. Oyuna gelmeyeceğim. Ben, Hwang Hyunjin'im.

''Temizlendi mi?''

''Leke kalacak gibi...''

''Yazık oldu,'' dedi kitaplığına yanaşırken. Benimle yan yana duruyor fakat gözlerini rafta gezdiriyordu. ''Kombinizi çok beğenmiştim. Sorduğumda beklentimi düşürme sebebiniz şok olmamı sağlamak mıydı yoksa?''

Tuhaf değildi. Ben mi sakinleşmiştim ya da o mu az önceki soğuk havasından sabahki ilgili tavrına dönmüştü anlayamamış, ayak uydurmaya karar vermiştim.

''Aslında mütevazi davranmaya çalışıyordum. Sizi şok ettiğimi düşünmüyordum,'' dedim gözlerimi kestirdiğim kitaplara tekrar bir bakış atarak. ''Sonuçta o kalabalıkta verdiğim selamı bile görmediniz.''

Gülümseyerek kafasını sağa eğdi.

''Ben de bunun için sizi aramaya çıkmıştım. Sizinle karşılıklı viski içmek istiyordum ancak sizi burada buldum.''

İmalı konuşmalar. Benim kozumu bende kullanmanız ne kadar da akıllıca Bay Yang.

''İsteyerek olmamıştı ama kitaplığınızı görünce dayanamadım Bay Yang,'' dedim hafifçe başımı eğerken. ''Merakımı mazur görün lütfen.''

''Sorun değil. Sonuçta buraya birinin girmemesini istesem gerekli önlemi alırdım Bay Hwang,'' dedi ve geriye doğru bir adım attı. Ben yerimde kalırken devam etti. ''İstediğiniz kitapla ilgilenebilirsiniz, çekinmeyin.''

Kısa bir teşekkürle en sevdiğim kitaplardan birini elime alıp sanki değerli bir eşyaymış gibi dikkatle sayfalarını çevirmeye başlamıştım. Altı çizili bir sayfaya geldiğimde o da boğazını temizleyerek yeni bir şey söylemeye hazırlanıyordu.

''Size sormam gereken bir şey var, Sam.''

Yüzümdeki sakin ifadeyi koruyarak bakışlarımı onun siyah gözlerine kitledim. Ondan korkmuyor, her sorusuna hazırlıklı olduğumu biliyordum. Kendimdeydim artık. Kolayca yıkılmayacaktım.

''Koridorda veya odalarda garip bir şey fark ettiniz mi?''

''Baştan ikinci odada sanırım,'' dedim kendime düşünme payı vererek. ''Garsonlar iş değişimi yapıyordu. Bir de çalışma odanız olduğunu düşündüğüm odanın kapısı aralıktı.''

''Aralık mıydı,'' dedi şaşırarak. Şaşkınlığı bir saniyeden az sürmüş, gerçekten şaşırdığına emin olmuştum. ''Oranın kilitli olması gerekirdi. Etrafta birini gördünüz mü?''

heavydirtysoul - hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin