yirmi dört, final

353 38 93
                                    

"Mahkemeyi öne alabildim. Sonunda sizi buradan çıkaracağız."

Geçen sefer de öyle demiştin Kim Seungmin.

"...zor oldu ama iletişime geçtik. O da ifade vermek istediğini söyledi. Islak imzalı şahitliğini yolladı."

Bahsettiği kişi, babamın arkadaşıydı. Bu yaşına kadar olanları unutmamış veya unutmaya çalışmamış olması şaşırtıcıydı. Daha şaşırtıcı olanı da bana Choi için şahitlik edecek birilerinin bulunmasıydı. Gerçekten, Soojin o haliyle benim için ifade mi verecekti? Bunu nasıl başardıklarını merak ediyordum doğrusu.

"Jisung nasıl? İdare edebiliyor mu?"

Duraksadı. Kendimi artık önemsemiyor, buraya ait görüyormuşum gibi davranıyor oluşumu tuhaf bulmuş gibiydi. Ancak yalan söyleyecek değildim, sıkılmıştım artık. Her şeyin kesinleşmesini istiyor, hücre yatağıma çoktandır alıştığımı biliyordum.

"O merak etmemenizi söyledi, kendinizle ilgilenmenizi geldiğinizde şirketi sağ salim teslim edeceğini belirtti."

"Anladım."

Uykum geliyordu ve avukatımın anlatacağı çok şey vardı. Bunu net bir şekilde görebiliyordum ancak kendimi umutlandırmanın, mahkememe çıkan lanet savcı nedeniyle, verebileceğim en kötü kararlardan biri olacağını da sezebiliyordum.

O da ruh halimin farkına varmış gibi çabucak toparlanıp birkaç güne kadar kendime iyi bakmamı söylemiş, iyi geceler dilemişti.

Gardiyan kelepçelerimi çözüp beni hücreme bıraktığında, her zamanki gibi bana çevrilen beş çift gözü yok sayarak köşedeki ranzanın altına yerleşmiştim.

"Ne oldu? Yine avukatın mı gelmiş?"

"Evet."

"Ne diyor?"

"Her zamanki şeyler önemi yok," dedim yatağın gıcırdamasını umursamadan uzanınca. Hâlâ başını eğiyor, anlatmamı bekler gibi aşağı sarkıyordu. "Millet bize bakıyor, uyuyalım artık."

"Baksınlar, hep bakıyor puştlar. Sen gidince de arkandan atıp tutuyorlar. Tek başıma ne kadar yapabilirsem hadlerini-"

"Sağ ol Changbin," dedim nefesimi vererek. Araya girmesem tüm olayı anlatıp sinirini kontrol edemeyerek yine gereksiz bir kavgaya girişeceğini biliyordum ve bunu bile kafam kaldırmıyordu artık. "Yorgunum. Uyuyacağım."

Bir şey demedi. Üst katımda bir süre kıpırdandıktan sonra hareket etmeyi bıraktı ve ben de yastığımın altındaki kitabı çıkararak okumaya başladım.

Bilmem kaçıncı kez aynı kitabı, aynı paragrafları, aynı altı çizili kısmı ve aynı el yazısını okuyarak bir gecemi daha uykusuz geçirmeyi seçmiştim.

Senin gitmeyi seçtiğin cehennem buradan daha mı iyi, Hwang?

×××

"...Gördüğünüz gibi müvekkilim Yang Jeongin'in yapmış olduğu fiilin sebebine, yani Choi Sejun'un manipülatif, şantajcı, tehditkâr biri olduğuna dair yeni bir şahit olarak Bay Bahng ifadesini yolladı. Fakat kendisi şu anda Amerika'da olduğu için bizzat burada bulunamıyor, bu nedenle hoş görmenizi umuyoruz..."

"Tek şahidiniz olmadığını söylemiştiniz."

"Evet, sonunda olay yerinde bulunmuş olan Yeon Soojin, tanıklık yapmayı kabul etti..."

Gözlerimi sol tarafımda dikilerek konuşmakta olan avukatımdan alıp kapıya çevirdim. Verilen anonsla içeriye giren iri yarı adamı gördüğümde buz kesilmiştim. Arkamda bir yerlerde oturmuş Jisung'a dönmüş bir açıklama bekler gibi durmuştum. Bu adam, belinden aşağısı felç olan adam, yürüyor muydu?

heavydirtysoul - hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin