17. Bölüm Bir çift ayakkabı

1 0 0
                                    

Yasmin ile Talha yine aynı bankta buluştular. Yasmin bu defa mavi kot pantolonunun üzerine ince askılı siyah bir crop giymişti. Talha'nın üzerinde ise siyah kot pantolonu ve siyah bir tişört vardı. Talha hayatını daha bir kaç gün önce tanıdığı birine anlatırken oldukça zorlanıyordu. Ama anlatmak ona da iyi geliyordu. Bütün dertlerinden arınıyormuş gibi hissediyordu. Selamlaşıp birbirlerine hal hatır sorduktan sonra Yasmin sorularını sormaya devam etti.

Yasmin - En son onları yatak odanda gördüğünde neler hissettiğinde kalmıştık.

Derdimi anlatacak bir dostumda kalmamıştı artık.
Ailem uzaktaydı. En sevdiğim bana en yakın gördüğüm dost değil dostluktan da daha öte kardeşim gibi hissettiğim, sevdiğim adam ile sevdiğim kadını yatak odamda yakalamıştım. O an bir cinnet geçirip öldürebilirdim de onları. Bir çok insan zaten böyle katil oluyor. Neden benim evim? Neden bir otele veya başka bir yere gitmiyorsunuzda benim evimde beni aldatıyorsunuz? Eviniz mi yok? Bu his gerçekten bambaşka bir his. Günlerce yemek yiyemedim. Günlerce yataktan çıkamadım. En kötüsü de neyin var diye arayıp soranımın olmamasıydı. Çünkü araması gereken kişiler onlarken, en yakınlarım onlarken şimdi en uzağım bile değillerdi. Yüzlerini görmek bile istemiyordum. Umut daha sonra işten de istifa etti. Yoksa onu rezil edeceğimi çok iyi biliyordu. Şimdi istedikleri kadar boşalabilirlerdi.

Yasmin - Biliyorum ihanetin gerekçesi olmaz ama hiç sormadın mı daha sonra neden beni aldattın diye?

Sormadım. Çünkü biliyordum. O gün kapıda onların iniltilerini dinlerken bunu anlamıştım. Ben onu öyle inletemiyordum. Belki beni yönlendirmiyordu belki rahat değildi bana karşı bilmiyorum ama 'Boşalmam problem değil, sen boşal yeter' derken aslında bu bir problemmiş. Çünkü onları dinlerken 'Beni çok güzel boşaltıyorsun' diyordu. Belki ilk değildi. Daha önceden de sevişiyorlardı. Belki başkalarında benim evime çağırıp sevişti. Bilmiyorum. Onun yüzünü bir daha asla görmek istemiyordum. Görürsem elimden bir kaza çıkabilirdi çünkü. O gün evden çıkarken 'Özür dilerim' diyordu. İhanetin özrü mü olur? Hangi yüzle özür diliyorsun? Dilesen ne olacak? Ben seni affetsem ne olacak? Sen bir defa sevgimizi kirlettiysen o kir ne yapsan çıkmaz. Alkolün etkisiymiş. Lan bütün gece sevişmişsiniz zaten. Sen yokken benim evim daha temizdi. Kirletmişsiniz her yeri. Hadi gece alkolün etkisi. Ne yaptığını bilmiyorsun, birlikte uyumak nedir? Gece doymayıp sabah da devam etmek de alkolün etkisi mi oluyor? Hala 'Özür dilerim. Seni seviyorum.' diyor bana.

Aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyordum ilk zamanlar. Sonradan alışıyorsun tabi. İnsan ölüme bile alışıyor. İlk bir kaç gün üzülüyorsun. İştahın kaçıyor, canın birşey yemek istemiyor. Ama zamanla eski haline dönüyorsun.

Napıcağımi bilemedim bir süre. Odaya giremedim. Yatağımda yatamadım. Nefes alamadım, yutkunamadim. Sanki karnımın içinde kocaman bir kaya parçası varmış gibi hissediyordum. Evin içinde hareket etmeye dahi zorlanıyordum. Günlerce başım ağrıdı durdu. Üç beş gün koltukta yatıp kalktım. Biraz kendime geldikten sonra kirlenen yatak odamı tamamen boşalttım. Çarşafları attım, yatağı attım. Kendime daha konforlu bir yatak aldım. Fakat o odanın içinde olmak da beni huzursuz ediyordu. Odanın yerini değiştirdim. O odayı boş bıraktım. Kendime yeni baştan bir yatak odası kurdum.

Yasmin - Hiç intikam almayı düşündün mü?

Evet, hayatımı mahfeden o insanlarında acı çektiğini görmeyi isterdim. Sonra düşündüm ki intikam benlik bir olay değil. Unutmaya karar verdim herşeyi. Fakat aklımdan kötü hatıraları silmek kolay olmadı.

Hergün anlamsızca işime gidip gelmeye devam ettim. Günler, aylar böyle geldi geçti. Ama bomboş geçti. Sanki yaşamıyor gibiydim. Artık yaşamamın bir anlamı kalmadığını düşünüyordum. Hayatımın yemek içmek ve çalışmaktan başka farklı bir yanı yoktu. Aslında vardı. Son zamanlarda daha çok içmeye başlamıştım. İçip içip uyuyamıyordum. Aslında uyumak için içiyordum ilk zamanlarda. Ama daha sonraları içtikçe uykum kaçtı. Uykum kaçtıkça da içmeye devam ettim. Nasıl iyileşebilirdim bunu bilmiyordum. İyileşmeyi de istemiyordum zaten. Sadece içiyordum. Ancak bu şekilde beynimi uyuşturabiliyordum.

Ustamı çok özlüyordum. Eğer o hayatta olsaydı Onunla dertleşirdim. Ona herşeyi anlatırdım. Ama o an anlatacak kimsem yoktu. Duvarlara anlatsaydım belki o da iyi gelebilirdi ama onuda yapmıyordum. Kendimle konuşmaya bile korkuyordum. Kendimi umursamaz tavırlarım her geçen gün beni benlikten çıkarıyordu. Kendime daha yabancı biri olmuştum artık. Ne yapmak istediğimi beş dakika sonra ne yapacağımı kestiremiyordum. Bu kendime yabancı halimden o kadar çok utanıyordum ki hayatıma yeni birini dahil etmek, kimseyi tanımak istemiyordum. Herkesten uzaklaşmam yetmiyormuş gibi kendimden bile milyonlarca km uzaklaşmıştım. Artık geriye dönüp kendime yaklaşmam imkansız gibi geliyordu. Ve ben arkama bakmadan uzaklaşmaya devam ediyordum. Hem kendimden hem çevremden hem ailemden. Etrafımda kim varsa herkesten kaçıyordum. Karnımı alkol ile doyuruyordum resmen. Hayattan zevk aldığım tek şey içip sızmaktı.

Yasmin - Bu durum böyle ne zamana kadar devam etti peki?

O geceye kadar...

Yasmin - Hangi geceye kadar?

Çatıdan ayaklarımı sallandırdığım o geceye kadar.

Yasmin - Nasıl yani?

Talha sevdiği kadının ihanetinden ve Ustasının ölümünden sonra toparlayamadı kendini. Bu koskoca dünyada yapayalnız kalmış gibi hissediyordu.

Ona iyi gelecek tek şey Ustasının yanına gitmekti.
Merdivenleri tek tek indi ve annesinin babasının oğullarının intihar edeceğinden haberi olmadan yürümeye devam etti.
Sonunda mezarlığa gelmişti. Hangi tarafa gömüldüğünü az çok biliyordu. Mezar taşlarında ki isimleri tek tek okumaya başladı.
Sevdiğimiz insanların ölümü ne tuhaf? Bazen öldükten sonra anlıyoruz kıymetlerini. Yada 5 dakika sonra öleceğini bilmeden hayatımıza aynı sıradanlıkla devam ediyoruz.
Talha mezarın önünde diz çöktüğünde içindeki bütün zehri dökmeye başlamıştı. Ustasının ölümünden bu yana hiç ağlayamamıştı ve daha önce buraya gelmeyi de çok istememişti. Çünkü onun ölümüne inanmak istemiyordu. Ölüm ona yakışmamıştı.
Şimdi gözyaşları içinde toprağı avuçladı ve konuşmaya başladı.

'Ustam, ben geldim. Biraz önce yanına gelmek için niyetlenmiştim ama arkadaşım engel oldu bana. Sen bana annemden babamdan bile daha yakındın be Usta. Neden gittin beni bırakıp. Böyle mi anlaşmıştık seninle. Daha seni sevdiğim kızla tanıştıracaktım. Şuan hayatımda kimse yok ama olduğu zaman elini öpmeye gelecektik.'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Takım Elbiseli AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin