Sanırım onu alt etmekten başka çarem yoktu.
Bugece bütün dövüşlerimden daha zor bir geceydi. Kuralsız olacaktım. O bıçağı nasıl içeriye soktuğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Mademki o bıçağı içeriye sokmayı başardı bende onu kendi bıçağıyla yaralayacaktım.
Yumruğunu bana doğru salladığında kendimi sağ tarafa doğru attım. Bir yumruk daha savurduğunda bu defa sol tarafa attım. Amacı yüzümü tanınmaz hale getirmekti. Ama ben buna izin vermeyecektim. Belkide hayatımı baştan sona mahfedecek bir işe kalkışmıştım. O kafese hiç girmemeliydim. Şuan kalbimi yeni bir korku yokladı.
En son aldığım darbe ile yaslandığım kafes tellerinden destek alarak ayağa dikildim. Biraz yalpalasamda sonunda ayaktaydım. Kolay biri değildi karşımdaki. Ama son nefesime kadar onunla savaşacaktım. Bende onun için kolay olmayacaktım. Ortamın soğukluğu tüm vücuduma yayılmıştı. Bir an gözüm karardı. Sanki dünya karardı o an. Etrafta hiçkimse yoktu ve sanki sadece ikimiz vardık kafes tellerinin içinde. Birimiz ölecek birimiz hayatta kalacaktık öyle hissediyordum. Tek bir ses bile çıkmıyordu. Yada ben duyamıyordum. Sanki sağır olmuştum. Bir süre sonra kendime geldim. Sesleri duymaya başladım. Herkes merak içinde maçın bitmesini bekliyordu. Maçın bitmesi için verilen bir süre yoktu. Kim pes ederse maç biterdi. Ben son nefesimi vermeden pes etmeyecektim. Bu kadar kolay harcanmayacaktım. Bu maçı kaybetsemde onu kendi bıçağıyla yaralayacaktım.Bir yumruk darbesi geldi. Yüzüm kan içindeydi. Ellerim kan içindeydi. Hakem iyi misin diye işaret ettiğinde iyiyim diye cevap verdim. Öyle bir iki bıçak darbesiyle yılmayacaktım. Canımın yandığını şuan hissetmiyordum. Acıya dair hiçbir belirti yoktu.
Ateş elindeki bıçağı tüm gücüyle tam bana dogrultmuştu ki etrafı birden duman kapladı.
Dumanların arasından bir ses işittim. 'Seni almaya geldim.' diyordu. Şuan olayların nasıl buraya geldiğine dair hiçbir şey hatırlamıyordum. Beni bu kafesin içinden sürükleyen el kimin eliydi. Neden heryer duman içindeydi. Ölümümün sebebi Ateş mi olacaktı yoksa etrafı saran bu duman mı? Sanırım kan kaybediyordum fakat hiçbir acı hissetmiyordum. Herkes bir taraflara kaçışmaya çalışıyordu.
Yer altı dünyasının gizli bir geçidi varmış meğer. Sisler içinde bir geçit. Kimsenin bilmediği bir kaçış yolu. Sislerin içinden geçtikten sonra uzun bir koridor gözüktü önümüzde.Tabiki öyle filmlerdeki gibi gizli bir tünel değildi ama kapısı kitaplık halinde bir odanın varlığını belli etmeyen gizli bir gecitti. Elimi Tutan kişi hemen git burdan dedi. Evine git ve uyu. Peki ama niye? Diye sitem ederken 'Git ve uyu dedim sana' diye tekrar etti. Bu gece seni onun karşısına çıkarmamalıydım diye geveledi. Dışarıya çıktığımızda taksinin ışıkları gözüme çarpıyordu. 'Hadi kaybol diye tekrar etti.
Peki bunca yaralanmamın hesabını kim verecekti. Biri bir yangın çıkartmıştı ve Kaya hoca beni o kafesin içinden kurtarmayı başarmıştı. Maç henüz bitmemişti ve bu yüzden çok kızgındım.Kız arkadaşımın uyumuş olmasını dileyerek kendimi eve gelir gelmez banyoya attım. İyice temizlendikten sonra suyu kapatıp duştan çıktım. Yumuşak bir havlu alıp saçlarımı kurularken aynadaki görüntüm ile yüz yüze gelmiştim. Çıplak, ıslak ve yara bere içindeydim. Sefil bir halim vardı. Deli bir adam gibi aynadaki halime gülümsedim. Halim ne kadar berbat olursa olsun kendimi eğlendirmeyi başarabiliyordum.
Derya beni bu halde görünce ne diyecekti merak ediyordum. Yalan söyleyemezdim. Söylesem inanmazdı çünkü. Kavga ettim desem de kiminle neden kavga ettiğimi sorup dururdu. Ayrıca yalan söylememi gerektirecek bir durum da yoktu ortada bileğimin hakkıyla para kazanıyordum. Belki karşı çıkacaktı ama kimsenin hayatıma karışmasına izin vermezdim. Kararlarıma saygı duyması gerekiyordu. Uyumuş olmasını umut ediyordum. Şimdi açıklama yapmaya hiç dermanım yoktu.Sanırım yüzüme bulaşan elimdeki kan Ateş'in kanıydı.
Elimi yüzümü yıkadığımda hiç bir yara izi olmadığını gördüm. Beni bıçaklamaya çalışırken kendini bıçaklamıştı. Tabi bunda benim etkimde çok büyüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takım Elbiseli Adam
ContoDikkat! Bu hikaye tamamiyle gerçek bir hikayedir. Elimde geldiğince gerçeklikten sapmadan yazmaya çalışıyorum. Okuduktan sonra yorum yazarsanız çok mutlu olurum. Eleştiriye her zaman açığım.