1. BÖLÜM
Yıkık dökük bir evde yaşayan bir adam vardı. Onun sarayıydı o ev. Oysaki jipinden yeni inmiş gibi bir hali vardı. Beyaz gömleğini tutuşturduğu sobasından alıp içine kömür koyduğu ütüsüyle özenle ütüleyip takım elbisesinin içine giyerdi her zaman. Burada yaşamayı seviyordu. Çünkü evin yıkılan duvarları ona geçmişin gerçeklerini anlatıyordu. Çocuklar evin önünde top oynarlardı. Bazen topları evin içine kaçardı. Uzaklarda oynayın derdi. Sevmezdi gürültüyü fazla. Ama küçük bir çocuk vardı ki sürekli yanına gelirdi adamın. Kızardı ona adam. 'Git buradan, bir daha gelme yanıma'Küçük çocuk ilk başlarda korksada o evde onu çeken bir şeyler vardı. Top oynamak için evden kaçar ama top oynamaz o yıkık eve koşardı hemen.
Talha- 'Neden bu yıkık evde yaşıyorsun?' dedi çocuk aklıyla.
'Çok sevdim' dedi içinden.Çok sevmek böyle yıkar mıydı herzaman?
Sönmez Emmi- Gidecek başka yerim yok. Burası yıkılsa da benim evim.
Diye cevap verdi çok bilmiş çocuğa.2. BÖLÜM
DoktorHerkes korkar olmuştu o yıkık evin önünden geçmeye. İçinde saçı sakalı birbirine karışmış bir adam vardı. Adam ne kadar takım elbiselerini ütüleyip giyimine kuşamına dikkat etsede nafileydi. Kim görse korkardı ondan. Çocuklarını tekrar tekrar tembihliyorlardı anneler sakın o adamın yanına gitmeyin diye. Bir gün mahallede top oynarken top o yıkık binanın içine kaçmıştı. Çocuklar arasında bir kural vardı. Topa kim vurursa o alıp gelirdi. Talha atıldı hemen korkmadığını göstermek istiyordu herkese. Abisi bağırdı arkasından 'Talha dur sakın gitme oraya. Annem kızar dur bekle'
Talha'nın umrunda degildi. Onu o evde çeken birşeyler vardı. Annesine hiçbir zaman karşı gelmezdi ama bu defa onu dinlemeyecekti. Daha on yaşındaydı. Kendi kendine düşünüyordu kırık pencereden onu seyrederken. 'Bu takım elbiseli adam neden bu evde yaşıyor ki?'
Onun hakkında hiç birşey bilmiyordu ve üzülüyordu ona. Hemen top oynamayı bıraktı ve eve koştu. 'Anne benim karnım acıktı' dedi. Annesi Talha'ya yiyecek birşeyler hazırladı. Talha yiyyormuş gibi yaparak ceplerini doldurmuştu. Mandalina, poğaça, kek, kurabiye ne bulduysa yıkık evdeki takım elbiseli adama götürüyordu. Adam Talha'ya sordu. 'Kimse gördü mü senin buraya geldiğini?' 'Hayır, ben gizli geldim. Kimse görmedi merak etme. Zaten birileri görürse anneme söyler, annemde bana çok kızar. ' Akşam olduğunda ise evde kıyamet kopacağından habersizdi Talha. Abisi durur mu? Hemen yetiştirmişti annesine kardeşinin yıkık eve girdiğini. Ailesi Talha'yı hemen apar topar doktora götürdüler. Talha çocuk aklıyla olanlara anlam veremiyordu, çok korkmuştu. Onu neden doktora getirdiklerini ise bilmiyordu. Annesi doktora şöyle diyordu. 'Bizim mahallede yıkık bir ev var. Orada yaşayan yaşlı bir adam var. Oğlumu defalarca uyarmama rağmen o adamın yanına gitmiş. Bizde korktuk size geldik.'
Talha annesinin neden korktuğunu anlayacak yaşta degildi. Kimse de ona bu durumu açıklamıyordu. Doktor kontrollerini yaptıktan sonra eve gönderdi onları. Talha hastalandığını düşünmüştü o yaşlarda. Büyüyünce ise bu olay hazfızasında yer edecekti. Ama henüz bilmiyordu.
Annesi defalarca kez uyardı Talha'yı. 'Eğer birdaha o adamın yanına gidersen ...' diye bağırıyordu.
Talha odasında ağlıyordu.
Takım elbiseli adam ise çatısı olmayan evinde bir sigara yakmış gecenin karanlığında oturduğu sandalyesinden gökyüzünü seyrediyordu...3. BÖLÜM
Ben o kapıyı açılana kadar çalarım- İnsanlar bu takım elbiseli adamdan, çocuklarını hergün bıkmadan tembih edecek şekilde neden bu denli korkuyordu? Ne suç işlemişti de ona bu cezayı kesmişlerdi? Sanırım Müge Anlı'yı çok seyrettiğimiz için çevremizde gördüğümüz bir çok insana böyle yaklaşmamız olası bir durum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takım Elbiseli Adam
Short StoryDikkat! Bu hikaye tamamiyle gerçek bir hikayedir. Elimde geldiğince gerçeklikten sapmadan yazmaya çalışıyorum. Okuduktan sonra yorum yazarsanız çok mutlu olurum. Eleştiriye her zaman açığım.