12. bölüm Kafes dövüşü

9 2 6
                                    

 

 

KAFES DÖVÜŞÜ

Talha

 

Omuzuma değen bir el ile irkildim. Etrafımdaki insanların pis bakışlarına aldırmadan korkuyla yutkunarak omuzumdaki elin sahibine selam verdim. Ne yapacaktım ben şimdi burada. Burası nasıl bir yerdi böyle? Ayağa kalktım ve karşımda duran adama selam verdikten sonra bir soru sormuştum. ‘Kaya Bey siz misiniz?’ dediğimi duymamıştı bile. O kadar çok gürültü vardı ki.

‘Hoş geldin çocuk.’

Çocuk mu demişti o bana. ‘Ben sana çocuğu gösteririm’ diyecektim ama karşımda duran bu uzun boylu sert bakışlı adama neyi nasıl gösterecektim. Sanırım bunun için çok çalışmam gerekiyordu. ‘Hoş buldum’ diyerek geçiştirdim.

-        Ben konumu sana göndermiştim değil mi?

-        Evet bana gönderdiniz.

-        Kafes dövüşünde yenisin galiba?

-        Evet yeniyim. Bir arkadaşım bahsetti iyi para varmış bu işlerde. Bende kendi harçlığımı çıkarayım dedim.

-        Fakat sadece parası iyi diye dövüşeceksen…

-        Yok hayır. Dövüşmeyi de çok istiyorum.

-        Çok çalışman lazım. Bugüne kadar daha ilk dövüşünde sakatlanıp çıkıp gidenleri çok gördüm ben.

-        Ben kararlıyım. Çok düşündüm. Dövüşmek istiyorum.

-        Adın neydi senin?

-        Talha

-        Benimde Kaya. Kaya adam derler bana. Yani bir lakaba sahip olmak için çok çalışman lazım Talha

-        Çok çalışıcam. Bunun için zaman yaratırım.

-        Tamam bakalım bu iş için kararlı olman yeter. Birazdan maç başlayacak. Bir yere geç ve izle. Bu işi yapmadan önce izlemen gerekir. Rakiplerini tanıman gerekir.

Mekanın tam ortasına yerleştirilmiş kafesin içinde iki adam çılgınlar gibi dövüşüyordu. Beklediğim kadar büyük bir kalabalık olmasa da insanı heyecanlandıracak derecede kafesin etrafını saran insanlar alkış yapıyordu. Korku ve heyecan içinde dövüşü seyrederken iri cüsseli adam diğerini bir un çuvalı gibi kaldırıp kafes tellerine fırlattı. O an etrafı saran herkes alkışlamaya başlamıştı. Parasını diğer adama yatıranlar ise büyük bir gürültü çıkarıyordu. Hakem bitti işareti yaptığında iri cüsseli adam kazanmış olmanın verdiği sevinçle ağzından tükürükler saça saça kükrüyordu. Rakibini yere sermiş olmasının verdiği haz onu öylesine ele geçirmişti ki terli vücudu ile ‘Ben yenilmem’ derken gözlerinin başka hiç bir şey görmediğini açıkça belli ediyordu.

O an içimi bir ürperti kaplamıştı. Beni bu adamın yanına koyarlarsa bütün kemiklerim kırılır yüzümde dağılmadık bir taraf kalmazdı. Bir daha tanınmaz hale gelirdim. Bu yüzden çok çalışmalıydım. O kafesin içine girdiğim anda çıkışım olmayabilirdi. Hafif kendini belli eden göbeğimi biraz eritip kaslanmam gerekiyordu. Bunun için aylarca çalışmam gerekse bile bunu yapacaktım. Dövüşmeye o kadar çok kararlıydım ki çocukluğumda benimle dalga geçen kim varsa beni itip kakan beni küçümseyen kim varsa hepsinden intikamımı dövüşleri kazanarak almış olacaktım.

Aradan 3 ay geçmişti ve ben hazırdım. Günlerimi geceyle bir edip durmadan çalıştım kendimi hazır hissediyordum. Artık avuçlarım kaşınıyordu ve birilerini dövmek istiyordum.

Takım Elbiseli AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin