☆☆☆
elindeki poşetle 2 katlı gri eve yürüyordu cyno. evin kapısına yaklaşınca önce duraksadı. gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve zile bastı.
tighnari kapının zilini duyduğunda aynadaki yansımasına son bir kere bakıp anlının ortasında duran yeşil perçemini düzeltti. 2'şer 3'er merdivenlerden aşağıya inip kapıya vardı.
hızla kapıyı açıp direkt baktığı kırmızı tonlarındaki gözlere gülümsedi ve cyno'nun elindeki poşeti aldı. "hoşgeldin." dedi cyno içeri geçerken. cyno da gülümseyerek "hoşbuldum." diye mırıldandı.
tighnari annesinin cyno'yu sorguya çekmesinden korkarak acaleyle cyno'ya döndü, "sen yukarı çık ben tabakları alıp geleyim" diyerek koşar adım mutfağa girecekken annesinin mutfaktan çıkmasıyla duraksadı.
tighnari gerginlikle yanağının içini dişlerken annesi cyno'ya yaklaştı. "hoşgeldin oğlum, tighnari çok bahsetti senden. geçen gün de gelince davet edelim dedik." dedi gülümseyerek.
cyno'nun saniyelik kaşları çatılsa da karşısındaki kadına gülümsedi. "rica ederim, keşke zahmet etmeseydiniz." dedi utançla.
"ne zahmeti oğlum, tighnari de çok sevinmiştir geldiğine." dedi tighnariye bakarak. tighnari annesinin kendine attığı imalı bakışları anlıyordu. salak değildi. kendi kendine "hee, aynen. çok sevindim. babaannemi yedim sevinçten." diye mırıldandı.
"hadi siz yukarı çıkın, ben getiririm size tabakları." kadın tighnari'nin elindeki poşeti alarak mutfağa yönelirken iki oğlan merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.
ikisi de tighnari'nin odasına girerken cyno üzerindeki ceketi çıkarıp yatağa yerleşti. tighnari de çalışma masasının yanındaki dönen sandalyeye yayıldı.
tighnari sandalyesini yatağa doğru itip çocuğun dikkatini kendine çekti. "ee, naber?"
cyno hafifçe kıkırdadı. "iyi, sen?" tighnari yanaklarını şişirdi hafifçe. "ehh işte, sinirliyim biraz." cyno yerinde dikleşti biraz. "sorun ne?" diye sordu lacivert saçlıya.
tighnari serin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "fizik projesi için bireysel çalışacaktık ya, ben dün o projeyi bitirdim. 20 sayfa kadar yazı yazdım sırf zhongli hoca çıktı kabul etmiyor diye. örneklerim resimlerini bile çizdim. 60 vermiş. allahın gıcığı."
cyno karışısındaki oğlanın anlattıklarından çok yeşil gözlere ve pembe dudaklar odaklanıyordu. yutkundu hafifçe, "kendine gel cyno" diye geçirdi içinden.
tighnari hala zhongli hocaya yakınırken karşıdaki oğlanın bir yere daldığını fark etti ve kaşlarını çattı. elini cyno'nun çenesine koyup biraz yüzüne eğildi. "beni dinliyor musun sen?"
cyno, lacivertlinin ani hareketi sayesinde transtan çıkıp kafasını salladı. "e-evet. dinliyorum."
tighnari geri çekilip tekrardan sandalyesine yaslandı. "dalgın gibisin, bir şeyin mi var? sıkıldıysan senin evine kadar yürüyebiliriz."
cyno kaşlarını çatarak oğlana baktı. "saçmalama, ben buraya sıkıldığım için geldim zaten. bizim evde durmaktan iyidir diye." tighnari bunun üzerine kendini tutamayıp "neden?" diye sordu.
cyno dondu kaldı. ağzından kaçırdığı için kendine lanetler okudu. yutkundu hafifçe, boğazını temizledi. "hiç, sıkılıyordun yani, ondan." diye geçiştirdi. en azından geçiştirmeyi umdu.
tighnari'nin kafasına her şey oturdu o an. hızla ayağa kalktı ve odadan çıktı. birkaç dakika sonra geri geldiğinde kapıyı kilitleyip pencereyi kapattı.
yatakta oğlanın karşısına geçip onu kendine çekti. "anlat bakalım, ailenle derdin ne?"
☆☆☆
eveetetetettt sonunda cyno'nun yasandiklarina geliyoruz. hic hazir degilim bunu yazmaya😣😣
bu gun aslinsa 2 bolum atma gibi bir planım vardi ama bu gun inazuma questlerini falan yapip wish attim. tighnarim claymore kullanici olmus hayret alla alla😳 hic degilse fischl aldim, ona seviniyorum. f2p gariban moment☹☹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prefect | cynonari
Fanfictiontighnari: cyno tighnari: matematik ödevlerini yapmayı unutuma ☆' #1 in the cynonari <3 #1 in the genshinimpact <3 300822 22:37