011

1.5K 169 214
                                    

ᜊ( ᜊ  ´ ˘) ੭🌷!!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ᜊ( ᜊ  ´ ˘) ੭🌷!!

pov: tighnari.

sırf havalı gözüksün diye tek omuzunda tuttuğum çantayı nilou'nun beni iteklemesiyle sıkıca tuttum. bir yandan beni itekliyor, bir yandan söyleniyordu.

"bak, lisa'lar, kaeyanin sevgilisi ve bir çift daha gelecek. hepsi güvenilir kişiler. her şeyi anlatabilirsin. kasıntı davranırsan silerim ecdadını."

oflayarak nilou'yu onaylarken kafeden içeri girmiştik bile. uzaktaki bir masadan kaeya'yı seçebilmiştim. kaeya'nın sol tarafında albedo, karşında tanımadığım ama okulda birkaç kere gördüğüm sarı saçlı bir oğlan oturuyordu. onunda yanında ise diğerlerine göre bir tık kısa kalan mor-lacivert karışımı bir saça sahip olan başka biri oturuyordu. diğer kalan iki sandalyede de jean ve lisa vardı.

nilou beni omzumdan tutup iterken hafifçe bağırarak dikkati bize çekti. "eeeveet millet! geleneksel 7. birbirinden hoşlananları kavuşturma toplantısına hoşgeldiniz. bu günkü konuğumuz okulun sessiz ve havalı çocuğuna ödev verme bahanesiyle aşık olan tighnari."

mor saçlı oğlanın gülmemek için dudağını ısırdığını gördüm. kaeya ise bıyık altından gülüyordu hafif hafif. ağzımın içinden sanki hiç konuşmak istemez gibi cıktı kelimeler. "merhaba."

biz de nilou ile yerleştiğimizde albedo konuşmaya başladı. "tighnari, bunlar scaramouche ve kazuha. kazuha sözel, scaramouche sayısal sınıfında. yaklaşık 2 senedir sevgililer."

"2 buçuk."

mor saçlıdan gelen sesle irkilmeden edemedim. bu çocuk bu sıfatla nasıl bu kadar korkunç bir aura yayabiliyordu?

isminin kazuha olduğunu öğrendiğim çocuk, scaramouche'un söylediği şey üstüne hafifçe güldü. daha sonrasında bana dönerek konuşmaya başladı.

"boş ver şimdi bizi, zamanla tanışırız ne de olsa. anlat bakalım derdini."

gerilmeden edemedim. omuzlarımı dikleştirip nilou'yu baktım. bana kaşlarıyla konuşmam için bir mimik yaptı. istemsizce tırnaklarımı avcuma batırdım.

derin bir nefes alarak konuşmaya başladım. tanışmamızı, collei ile olanları, bana ailesinden bahsettiği geceyi, her hafta sonu beraber kütüphaneye gittiğimizi anlattım. duygularımı anlatmaya çalıştım. yaklaşık yarım saatlik konuşmamdan sonra ufak bir sessizlik oldu.

ilk konuşmaya başlayan scaramouche oldu. "sen deliler gibi seviyorsun zaten. gerizekalı bile anlar bunu. sorun neden senin açılmadığın."

"çünkü... korkuyorum. yani, basit bir korku değil. deliler gibi korkuyorum. benden nefret ettiği düşüncesi bile nefesimi kesiyor. yani daha erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum, homofobik bile olabilir." dedim telaşla.

2 saniye sonra yüzüme sert bir şeyin çarptığını hissettim. ardından kaeya'nın sesini duymam bir oldu. "aptal, sence seni her fırsatta seni öpüp koklayan biri homofobik olabilir mi?"

sağ tarafıma dönüp tam kaeya'ya sataşacağım sırada albedo sözümü kesti. "kaeya manyak misin çocuğa niye tuzluğu fırlatıyorsun? düzgünce söylesene mal herif."

"tamam aşkım, sinirlenme. sinirlenince çekilmiyor sinirin."

albedo sanki sabır diler gibi nefesini içine çekerken bende hüzünle nefesimi dışarı verdim. o sırada masada en az konuyla alakalı duran ama en çok konuşan kişi olan scaramouche, tekrardan konuşmaya başladı.

"korkunun ecele faydası yok tighnari. iki seçeneğin var sadece, ya bunu itiraf edip sonuçlarına iyi veya kötü katlacanaksın. ya da sonsuza dek içine gömeceksin duygularını. duruma göre bu iki seçeneğin mantık oranları tartışılır ama senin durum için ikinci seçenek söz konusu bile değil. birincisi, sana güvenip geçmişini anlatmış. bunun ne kadar büyük bir adım olduğunun farkındasın, değil mi?
ikincisi, cyno'nun hareketleri bile senden hoşlandığını apaçık ortaya koyuyor. fazla geç kalmalısın."

scaramouche'nun son cümlelerinden sonra yerimden kalkıp çantamı almam 10 saniye bile sürmedi.

halletmem gereken çok, çok acil bir iş vardı.

☆☆☆

prefect | cynonariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin