Bölüm 8

177 14 40
                                    

Hareket edersem canım mı yanacaktı?

Ozou : Akane böyle davrandığım için üzgünüm. Sana herşeyi sonra anlatacağım. Şimdilik hareket etmene izin veremem çünkü burası güvenli değil. Bu yüzden sadece beni dinle...

Burada ne oluyordu? Ozou burda ne yapıyordu? Bilmiyorum, ama biraz sonra öğrenirim. Dediği gibi burası tehlikeli olabilir. Sessizce burdan gitmek en iyisi olur. Koşarken etrafa baktığım da tam göremesemde bu taraf pek güvenli gibi görünmüyordu. Yani doğru söylüyordu...

Ozou bunları söyledikten sonra elini ağzımdan indirip karşı tarafı gösterdi.

Ozou : Görüyor musun? Orada birisi var.

Eliyle işaret ettiği yere doğru baktım.
Ağaçların arasından az çok gölgesi görünüyordu.
Simsiyah gölgesine ve figürünün yapısına baktığım da tahminimce yaşlı bir adamdı. Ellerinde de birşeyler vardı. Ne olduğu uzaktan belli olmuyordu.

Ozou : Eğer ses yapsaydın, bizi fark edebilirdi. Onu tanıyor musun?

Belki evin sahiplerinden birisi olabilirdi. Emin değilim. Ama zaten evin sahibi de olsa onları tanımıyordum.
Ozou'ya alçak sesle cevap verdim.

Akane : Hayır onu tanımıyorum. Sen şimdi ondan mı kaçıyorsun?

Ozou : Hayır onunla alakam yok. Daha demin burada ne olduğu belli olmayan bir adam vardı. Onu arıyor. Bende buraya yanlışlıkla geldiğim için beni görürse benden şüphelenecek. Şüpheli duruma düşmemek için kaçıyorum. Yani aradığı kişi ben değilim. İnan bende bu duruma nasıl düştüm bilmiyorum.

Akane : Ah baya karışık bir durum. Neyse bana ne olduğunu sonra anlatırsın hemen gidelim. Ama sanırım şuanda hareket edersek fark edebilir. Doğru ya az önce neden öyle dedin?

Ozou : Ne dedim?

Akane : Hareket edersem canımın yanacağını. Neden öyle birşey söyledin? Ne demeye çalışıyordun?

Ozou : Kusura bakma, sadece seni uyarmak istemiştim. Bizim olduğumuz yerden hemen iki adım ilerisinde tehlikeli şeyler var. Nasıl desem... Dikenli tel, çivili tahtalar gibi zarar verebilecek sivri bir şeyler. Karanlık olduğu için ne olduğunu bende anlayamadım.

Akane : Nerede bunlar?

Ozou : Sağ tarafımız da. Ben sanada zarar vereceğini düşündüğümden seni gördüğüm gibi yakaladım. Bu yüzden hareket etmemeni söyledim. Dediğim gibi seni bıraksaydım ve o tarafa doğru biraz gitseydin canın yanacaktı. Önündeki ağacı görmedin. Onları kesin görmezdin. Biraz garip bir şekilde söylemiş olabilirim bu konuda üzgünüm.

Demek bu yüzden öyle yapmış. Şuan daha iyi anlıyorum. Muhtemelen bu durumda ben olsam bende aynı şekilde davranırdım.

Akane : Tamam şimdi anladım. Öyleyse sıkıntı yok. Peki orada öyle şeyler olduğunu nasıl fark ettin? Sakın bana onların üstüne bastığını falan söyleme.

Ozou : Evet tam olarak üstüne bastım. Ayağıma üç tane çivi giriyordu. Ama birşey yok merak etme. Eğilip sol elimle ne olduğuna bakarken elime daha fazla şey battı. Sol elime baksana.

Akane : Elini göremiyorum. Ayağında birşey yok değil mi?

Ozou : Hayır ayağıma çiviler değmeden ayağımı çektim birşey yok. Ayakkabımın tabanına girmişlerdi. Üç tanesini ordan çıkardım. Bu bahçede neden yerlerde böyle şeyler var anlamadım.

Akane : Birşey olmamasına sevindim. Bende neden böyle olduğunu anlamadım. Bu arada omzumu tutmayı bırakabilirsin. Hareket etmeyeceğim.

Ozou : Ah pardon unutmuşum. Alnın nasıl? Acıyor mu?

Akane :  Hayır. Küçük bir yara. Sorun yok. Biraz kafam ağrıyor.

Ozou : Şuan da bende göremiyorum. Daha demin baktığım da biraz kanıyor gibiydi.

Akane : Birşey söyleyeceğim.

Ozou : Ne oldu?

Akane : O adam nereye gitti? Gölgesi artık görünmüyor.

Ozou : Sanırım şuan yakınımızda.

Akane : Ne yapacağız?

Ozou : Biz onun daha uzaklaşmasını beklerken fark ettirmeden nasıl bukadar yakına geldi? Soldaki ağacın arka tarafına geçelim.

Akane : Ben onun uzaklaşmasını sağlayacağım. Sen ağacın arkasına git.

Ozou : Nereye gidiyorsun?

Akane : Bekle.

Ozou'nun dediği dikenli şeylerden ses yapabilecek birşey arıyordum. Ne kadar mantıklı olduğunu bende bilmiyorum ama onu uzaklaştırmamız gerekiyordu. Acaba adama doğru olan şeyleri söyleyip hiç uğraşmasak daha mı iyi olurdu? Ama Ozou'nunda dediği gibi bahçeye girenler biz olmasak bile şuanda burda olduğumuz için bize normal olarak inanmazdı. Kim bahçesine gizlice giren birinden sonra bahçede olan kişilerin yanlışlıkla girdiğine inanır ki? Ve tek Ozou değil artık bende bahçede gizlice saklanıyorum. Yapacağım birşey yok. Elime çivili bir tahta gelmişti. Onu bizim olduğumuz yerden daha uzak bir yere fırlatacaktım. Dikkatlice etrafa baktım. Ne tarafa atmalıyım? Adamın yürüyerek bizim olduğumuz yere doğru geldiğini fark edince yerimi belli etmeden biraz daha ileri doğru tahtayı atıp Ozou'nun yanına geldim.

Akane : Bak şimdi.

Adam tahtanın sesini duyduktan sonra arkasını dönüp o tarafa doğru gitti. Şuan kaçmanın tam zamanıydı.

Akane : Ozou beni kaybetme, bu taraftan hemen şimdi gidiyoruz. Kestirmeden gideceğiz.
Ozou : Tamam.

Ozouyla koşarak bizim evin olduğu yöne doğru gittik. Oradan iyice uzaklaşmıştık. Artık bizim sesimizi duyamazdı.
Bizim bahçeye atlayıp girdik.

Ozou : Akane biraz dinlenelimmi?
Akane : Olmaz, biraz daha gidelim.
Ozou : Ben daha fazla ayakta duramayacağım.

Arkamı dönüp Ozou'ya baktım yere çökmüştü. Ve karnını tutuyordu.

Akane : Sana ne oldu? İyi misin?
Ozou : Benim hemen hastaneye gitmem gerekiyor. Sana sonra anlatırım olur mu?
Akane : Bende geleyim mi?
Ozou : Hayır.
Akane : Dur telefonunu yanına al. Yukarı da kalmıştı. Hemen getireyim.

Yukarı çıkıp Ozou'nun telefonunu getirdim. Ben geldiğim de ayağa kalkmıştı. Ama zorla yürüyordu.

Ozou : Ben gidiyorum Akane. Görüşürüz beni merak etme. Seni ararım.

Aslında onunla gitsem iyi olurdu. Ama ısrar edersem onu daha fazla yoracağım.

Akane : Tamam banada haber ver.

Ona bir anda ne olmuştu? Peşinden gitmelimiydim?

----------------------------------------------------------
~Hatalarım varsa kusura bakmayın.

~Umarım bölümü beğenirsinizz(◕ᴗ◕✿)
        

YANDERE ARKADAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin