Acaba ona bir anda ne olmuştu? Peşinden gidip gitmemek arasında kalmıştım. Ama ne yapacağım konusunda pek emin değildim. Karnına darbe falan mı almıştı ki? İyi görünmüyordu...
Ozou kapının önüne doğru giderken telefon edip bir taksi çağırdı. Taksi birkaç dakika sonra geldi. Buraya geldiği gibi binip gitmişti.
Bende eve girip odama çıktım. Telefonumun şarjı bitmişti. Şarjı prize takıp telefonu açtım.
Açıldığında Shina'yı arayacağım... Onunla konuşurken telefon kapandığı için ne olduğunu anlamamıştır. Onada Ozou'yu bulduğumu söyleyemedim.
Telefon açıldığında direk arama kısmına girip Shina'yı aradım.
Shina : Akane ne yaptın? Neler oldu?
Akane : Ozou'yu buldum, merak etme. Ama karnı kötüydü, onun için endişeleniyorum. Birşey olmaz değil mi?
Shina : Ah o konuda endişelenme. Ozou'ya birşey olmaz. Kendini bu konuda düşünüp üzme lütfen. Ben şimdi müsait değilim sonra konuşalım Akane. Kendine iyi bak.Shina öyle söylese bile içim pek rahat değildi. Hala Ozou konusunda endişeliyim. Ne olduğunu bilmiyorum... Sakin olup ne olacağını beklemeliyim.
Olanları düşünürken kafama bir anda kötü bir ağrı girdi. Doğru ya kafamı çarpmıştım. Ozounun o halini gördükten sonra kendi yaramı unuttum. Gidip aynada alnıma baktım. Ama okadar kötü değildi. Yarayı temizleyip bir tane yara bandı yapıştırdım. Sonrasında yatağa uzandım. Uykum vardı ve gerçekten çok yorulmuştum...
Sonraki gün ;
Gözlerimi biraz açtığımda hava pek aydınlık gibi değildi. Bu yüzden erken olduğunu düşündüm. Daha göz kapaklarımı tam açamadan karşımdaki saati görünce yataktan fırladım. Resmen öğlen olmuştu. Bir anlık panikledim ama bugün cumartesiydi. Okula gitmem gerekmiyordu. Okula haftanın ortasında başladığım için bu hafta çabuk bitmişti.
Yeni uyandığım için daha kendime gelemedim. Derin bir nefes aldıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp tekrar odama geldim.
Telefona baktığım da Ozou'nun mesajını gördüm.''Merak etme, ben iyiyim.''
Mesajı gördükten sonra Ozou'yu aradım. Ama telefonu kapalıydı.
İyi olmasına sevindim. Dün baya endişelenmiştim. Bir ara onu görmeye giderim...
Evde dolanıp duruyordum. Canım da sıkılıyordu. Biraz dışarıya çıksam belki iyi olurdu. Üstüme birşeyler giyip çarşıya çıktım.
Etrafa bakarken çiçekçi dükkanı gördüm. Rengârenk çiçekler vardı. Odama da çiçek almayı düşünüyordum. Çiçekçi dükkanına ilerlerken yan taraftaki manavda siyah uzun saçlı birisini gördüm. Durup bir kaç saniye baktığım da fark ettim. Haru değil miydi? Dışarıdan sebze alıyordu. Yanına gidip seslendim.
Akane : Haru nasılsın?
Haru : Ah Akane, seni görmedim. Ben iyiyim, sen nasılsın?
Akane : Bende iyiyim. Eee ne yapıyorsun?
Haru : Gördüğün gibi. Evde eksik olan şeyleri alıyorum.
Akane : Alışverişleri sen mi yapıyorsun?
Haru : Evet.
Akane : Şey karışmak gibi olmasın ama ondan çok fazla aldın. Eviniz kalabalık mı?
Haru : Doğru söylüyorsun, fark etmedim. Bekle şunları ödeyip geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANDERE ARKADAŞ
Mystery / ThrillerHerkes gibi normal bir hayatı olan sıradan bir kızdım. Fakat sonrasında hayatıma birinin girmesiyle tüm hayatım değişmişti. Ne yaparsam yapayım ondan kurtulamıyordum. 5.okuluma gelmemle başladı herşey... •Kurguyu ve kitaptaki herşeyi ben yazıyorum.