Bölüm 17

81 6 20
                                    

Başından beri bu adamın Akane ile ne işi olduğunu merak ediyordum. Kimliğini saklıyordu. Ve beni gördüğü anda kaçıp gitmişti. Fakat o gün tesadüfen yerde bulduğum zarf bana herşeyi açıklamıştı.

Böyle birşey olmasına inanamıyorum.

Akane hiç birşeyi belli etmemişti. Ben bile onun bukadar derin olayların içinde olmasını beklemiyordum... Fakat o böyle yaparsa sadece incinecek. Onu bu saçma şeyden kurtarmam gerek.

Ozou : Ne tesadüf bende seni arayacaktım. Karşıma kendin çıktın.
Rin : Benimle ne işin var?
Ozou : Bana yardım etmek zorundasın.
Rin : Neden?
Ozou : Akane ve senin gizlice iş yaptığınızı biliyorum. Ve bundan daha fazlasını.
Rin : Bunu nereden öğrendin?
Ozou : Devamını başka bir yerde anlatmak istiyorum. Ama beni tamamen dinledikten sonra yardım etme konusunda karar ver.
Rin : Peki...

Bunları söyledikten sonra elini cebine soktu ve cebindeki nesneyi kavradığını fark ettim.

Ozou : Eğer ters bir hareket yaparsan karşılık vermekten çekinmem.
Rin : Dinledikten sonra ne yapacağıma karar vereceğim.

...

Sonraki gün sabah ;

Akane'nin Ağızından ;

Yine sabahın köründe alarmın çalmasıyla uyandım. Hemen hazırlanıp Haru'nun yanına uğrayacağım. Sonrada okula geçerim.
Hazırlandıktan sonra yola koyuldum.
...

Hastane'nin koridoruna bakınırken Haru'nun odasını bulduktan sonra kapıyı tıklayıp girdim. Umarım sabahın bilmem kaçında geldiğim için bana kızmaz.

Akane : Haru günaydın.

Dünden daha iyi görünüyordu. En azından yüzüne kan gelmişti. Ve biraz konuşabiliyordu.

Haru : Günaydın.
Akane : Bu saatte geldim ama rahatsız ettim mi?
Haru : Hayır. Sıkıntı yok. İstersen biraz dinlen.

Bende kafamı onaylar şekilde salladıktan sonra yatağın yanında ki sandalyeye oturdum.

Akane : Bu nasıl oldu?
Haru : Garip gelecek ama ne olduğunu hatırlamıyorum.
Akane : Hatırlamıyor musun?
Haru : ...

Akane : Üzgünüm. Bende öyle birşey duyunca şok oldum. Kim neden böyle birşey yapsın ki? Senden nefret eden birileri mi var?

Haru : Bilmiyorum. Neyse saate bak okula geç kalacaksın.

Akane : Ah doğru söylüyorsun. Ben gideyim ozaman.

Yerimden kalktım ve koşarak çıktım.

...

Okula koşarak geldiğim için nefes nefese kalmıştım. Geç kalacağım. Biraz daha koşmaya çalıştıktan sonra dayanamayıp yere dizimin üstüne çöktüm.

Ah öleceğim galiba. Ama pes edemem.

Ben nefes almaya çalışırken yanıma birisi daha çöktü. Bu kim?

Ozou : Sonunda nefes alıyorsun.

Diyip gülmüştü. Nefes almamla bile dalga geçiyordu.

Akane : Ne nefesi ölüyorum.
Ozou : Hadi geç kalmayalım.
Akane : Benide götür ne olur.
Ozou : Kucağıma alayım mı?

Hala bana gülüyordu. Çok eğleniyor galiba. Bunun hesabını sonra soracağım.

Akane : Neyse tamam kendim giderim.
Ozou : Hadi ama böyle oyalanırsan yok yazılacağız.

Elimden tutup beni kaldırmıştı. Şimdi de sürükleniyordum. Adım atmaya halim yoktu.

Belki de kucağına alma teklifini kabul etmeliydim. Bir dakika saçmalama Akane. Kendine gel. Onun garip ve tehlikeli olabilecek birisi olduğunu bilmeme rağmen neden temkinli davranmıyorum? Normalde şüphelindiğim birisi beni rahatsız eder. Ama o neden beni rahatsız etmiyor...?

Sınıfa gelmiştik. Ama bilin bakalım kim yoktu. Shina nerede? Neden yok acaba? Telefonu çıkarıp tam soracakken öğretmen geldi.

Of şimdi gelmenin sırası mıydı?

Hemen konu anlatmaya başlamıştı. Ozou çok uzağımda oturuyor o yüzden ona soramam. Tek seçenek Mizu.

Akane : Hey Mizu. Baksana.
Mizu : Efendim?
Akane : Shina nerde?
Mizu : En son onunla dün konuştum. Neden gelmediğini bende bilmiyorum.
Akane : Anladım.

Shina olmayınca hep birşeyler eksikmiş gibi hissediyorum. Neyse yapacak birşey yok.

Ders hızlıca bitmişti. Tenefüs olduğunda koridora çıktım. Hızlıca sessiz bir köşeye geçip Shina'yı aradım... Açmıyordu. Aniden bir ürperti hissedince telefonu elimden düşürdüm.

Akane : Zaten sakar olmasam herşey iyi olurdu.
Ozou : Akane, ne yapıyorsun?
Akane : Ah Shina'yla konuşmak için çıkmıştım. Yanına az sonra gelecektim.

Ozou bugünde garipti. Bana tekrar öyle bakıyordu... Beni ürpertiyor.

Ozou : Neden benden kaçıyorsun?

Akane : Kaçmıyordum. Ama önce seninle konuşabilirdim haklısın.

Ozou : Ben aslında öylece çıkıp gidince benden kaçtığını düşündüğüm için üzüldüm...

Akane : Özür dilerim... Amacım öyle birşey değildi.

Ozou : Hmm ozaman kantine inelim mi?

Akane : Olur.

Tekrar normal haline dönmüştü. Gülümsüyordu. Neden böylesin Ozou?
Sürekli farklı bir moddaydı.

Kantine indik. Aslında biraz garip hissediyordum. Ozou'yla vakit geçirmek benim içinde eğlenceliydi. Ama bazen bakışları korkutucu olabiliyordu.

Ozou : Ne düşünüyorsun?

Bu konu hakkında düşünmeyi bırakmalıyım.

Akane : Hmm... senin gibi yakışıklı biriyle kantinde oturmanın ilginç bir deneyim olduğunu düşünüyorum.
Tüm kızların bana nefret dolu bakışlarını hissedebiliyorum. Sırtıma bıçaklar saplanıyormuş gibi.

Ozou : Onlar sadece dış görünüşüm için beni seviyorlar. Öyle insanlara ihtiyacım yok. Sinir bozucu.

Akane : ...

Ozou : Onları boşver. Şuan hiç başkalarından konuşmak istemiyorum.

Akane : Eh anlat ozaman?

Ozou : Peki... Öyleyse-

Ozou cümlesini bitirmeden arkamdan geçen birisi bana çarpıp omzumdan aşağı çay dökmüştü. O anda ayağa kalkıp omzumu tuttum.

Akane : Ne oluyor? Önünü görmüyor musun?

Omzumun yanmasına daha şaşıramadan Ozou'nun tepkisini görünce gözlerime inanamadım.

Onun yaptığı bu yüzü ilk defa görüyordum. Aşırı sinirli duruyordu.
Bu sefer cidden öldürecek gibi bakıyordu. Bana sinirlenmemesine rağmen ben bile korkudan konuşamadım... İstemsizce titremeye başlamıştım...

----------------------------------------------------------
~İyi okumalarr umarım beğenirsinizz(⁠つ⁠≧⁠▽⁠≦⁠)⁠つ

YANDERE ARKADAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin