Kim bilebilirdi ki şizofren gibi davrandığım anların bir gün gerçek olacağını. Ve ben bela mıknatısı Merin Özer, çalkantılı hayatımda hepsi tek tek gerçekleşecekti.
"Bu saçma seslerin sebebi sensen çok fena olur." En öncelikle ayağını denk alması l...
Ne olacaktı şimdi. Gerçeklerimle nasıl yüzleşecektim? Neydim ben ayaklarından buz çıkartabilen buzlar kraliçesi mi, aman ne güzel.
"Hayır sadece ayaklarından değil ellerinden de çıkartabilirsin." gözlerini kısıp bakmaya başladı. "Bir çok kişiyi güçlerini kullanmayı bilmezken gördüm, senin gibisini ilk defa görüyorum..." ifadesizce yüzüne döndüm. "Daha ne istiyorsun? sayemde bir ilke adım atmış oldun."
"Gitmeyene dersin?"
Başımla onaylayıp yerden çantamı aldım. Neredeyse on dakikadır yürüyorduk. Karşımıza iki tane patika yol vardı. Soldakine girip caddeye çıktığımızda kaldırımın üzerinden giderken yanımızda hızla arabalar geçiyordu. Gözlerim benden bağımsız arabaları takip ederken ne yapacağımı düşünüyordum. Eve gidince Selime ne soracaktım? abime ne diyecektim. Abi kontrolümü kaybettiğimde herkesi dondurabiliyorum. Nasılım ama çok iyi dimi? bu düşüncemin üzerine gözlerimi devirdim. Peki ya Selimle Melisa benden ne saklıyorlardı? Bana bu kadar mı güvenmiyorlardı? Kendimi sanki düşüncelerimden korumak istermişçesine kollarımla bütün bedenime sarmaya çalışmıştım...
Barçına baktığımda hareketlerimi izliyordu. Güneşin ışığı sapsarı gözlerine vurunca rengi daha da güzel duruyordu. İnsanın içinde kaybolası geliyordu.
"Tamam Mer kendine gel saçmaladın iyice az daha dikkatli bakarsan düşüp bayılıcaksın."
"Yoo oda bana bakıyor işte..."
"Sen yiyecekmiş gibi bakıyorsun ama sorun orada."
"Kapa çeneni yankı..."
Soğuktu cidden ve benim üzerimde sadece okul forması vardı. Tam şu an kar yağsa trajikomik olurdu herhâlde.
Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Beni neden dikkatle inceliyordu ki "Neden öyle bakıyorsun?"
"Sen neden öyle bakıyorsun?"
"Soruma sorula karşılık vermesen..."
"Gücünü bu şekilde açığa çıkartman çok garip." ellerini cebine soktu önüne dönüp gözlerini kıstı.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Bizim gibiler güçlerini aylarca elleriyle zar zor kontrol ediyorlar. Hatta güçlerini açığa çıkartamayanlar bile var. Sense daha kim olduğunu bilmeden üstüne üstelik ayaklarına enerjiyi gönderebildin..."
"O sırada sadece ayaklarımda değil, bütün bedenimde enerji vardı." yüzüme bütün düşünceleriyle birlikte bakıyordu sanki.
"Daha önce ellerinle güçlerin hiç açığa çıktı mı?" ellerinle derken bastırmıştı. Gözlerimi gözlerinden ayırıp burnumdan güldüm.
"Bilmiyorum, emin değilim. " kullanmış mıydım? düşünmem gerekiyordu fakat mantıklı düşünemiyordum. Aklımda bir ton soru varken geçmişi hatırlamak zordu. Aslında... tabi yaa kullanmıştım o gece bana saldıranı geri püskürtmüştüm. Elimden lacivert bir ışık belirmişti.
"Evet" dedim birden. Kollarımı göğsümün altında bağladım. Bir yandan yürüyor bir yandan sarılarına bakıyordum "kullandım seninle ormandayken bana saldırana karşı." gözlerini kısıp bana baktı.
"Ben yere düşmüştüm üzerime doğru geldi." derin bir nefes aldım alanları en ince ayrıntısına kadar hatırlamaya çalışıyordum. Gözlerimi yere diktim, ellerimi oynatarak konuşmaya başladım. Çenesi kasılmıştı. Gözlerinde öfkemi vardı? "Sonra ellerimi yüzümü korumak için kaldırdığımda bi anda yere çakaldı..."
"Ondan önce hiç oldu mu? Yada ne bileyim birini dondurdun mu?"
"Sorma ya Barçın yedi yirmi dort ellerimden buz çıkartıp insanları donduruyordum."
"Daha önceden binsini dondurmuş olsaydım hatırlardım..."
"İlk sorum için demiştim."
"Hay-" bodrumda... Hayır hatırlamak istemediğim her şey yine gözümün önünde canlanmaya başladı. Durdum birden gözlerimi yere kitlenmişti.
"Merin ellerini kollarıma koyup yüzünü benimkiyle ayni hizaya yetirdi. "Tamam.. bana bak sadece." gözlerimi san gözlerine çevirdim. Endişeyle bakıyordu, dışardan o kadar mi kötü duruyordum. Kafamı hızla iki yana salladım. "Tamam sen özle diyorsan öyledir. Sorun yok tamam mi? zorlamayacağım seni konuşmak istediğinde konuşuruz." güven vermek ister gibi kollarımı sıktı. Kendime geldim hemen kafamı aşağı yukarı salladım.
Önüne dönüp yürümeye devam etti. Konuyu değiştirmek için konuşmaya başladı. "Güzel farkında olmadan olsa bile kendini koruya biliyorsun..." tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktım ama ciddiydi. "Farkında olarak da korunmuşluğum var bir kere..."
"Bi arada bana göster su tekniklerini o zaman." kocamandı cidden, uzundu, kalıplıydı. Beni tek parmağıyla alt edebilirdi. "Seni tek parmağımla alt edebilirim..."
"Kendinle çelişiyorsun be. Dayak yede bi kendine gel..."
"Ne olurdu yani yankı bu seferlik beni desteklesen..."
"Bilmem farkında mısın ama ben senin iç sesinim..."
"Çok konuşuyorsun."
Burnundan güldü. Cidden içten gülmüş, gamzesi yine ortaya çıkmıştı. "Tamam o zaman sözün olsun mu?" serce parmağını havaya kaldırdı. Parmağına baktım önce sonrada yüzüne bakıp tebessüm ettim Fazla temas sevmediğimi anlayan tek kişiydi sanırım. Bende onun gibi yapıp parmağımı onunkine doladım. "Sözüm olsun..." tebessümüm artık gülümsemeye dönüşmüştü. Sadece ben değil oda gülüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
__________________________________
***Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen...Bir dahaki bölüme kadar görüşmek üzere :)))