17. Bölüm: "Reyyan Aslanbey"

206 11 6
                                    

17. Bölüm: "Reyyan Aslanbey"

Şu an hiç sevmediğim bir adamın soyadını taşıyordum.

Aslanbey.

Reyyan Aslanbey.

Buna alışmam baya zaman alacaktı ama alışmama gerek yoktu.

Çünkü babam konusunu hallettikten hemen sonra Miran'dan ayrılacaktım.

Kendimi onun yanında iyi hissetmiyordum, bu bir gerçekti.

Miran Aslanbey bana dışarıdaki yabancılardan daha yabancıydı.

Acıydı belki, ama gerçekti.

Ve ona karşı hislerimi kaybetmiştim.

"Evimiz burası," dedi. Beni Aslanbey konağının tam karşısına getirmişti. "Evin," diye yanıtladım. "Bu cehennem benim evim olamaz, sen de aynı şekilde."

"Yapma," dedi yalvarır şekilde. "Şimdi yapma lütfen."

"Kimler yaşıyor bu evde?" Onu ve söylediklerini umursamıyordum.

Bir kaç saniye sessizliğin ardından sorumu cevapladı. "Babam burada değil, İstanbul'da. Serap onun gözbebeği. Bana bile emanet etmiyor. Bu evde Nil, ben ve çalışanlar yaşıyorduk. Artık Nil, ben, çalışanlar ve sen yaşıyor olacağız."

"Sadece misafir olduğumu unutma. Ayrıca eğer sadece Nil ve sen kalıyorsan seninle aynı odada kalmak mecburiyyetinde değilim demektir."

"O ne demek?"

"Nil de bizim saçma ilişkimizi biliyor zaten bu yüzden yalandan aynı odada yaşayıp vıcık vıcık sahte ilişki sergilememize gerek yok. Burası büyük bir konak, elbet bana da bir oda vardır."

"Bu kadar çok istiyorsan tamam. Senin için ayrı bir oda gösteririm."

"Sağol," dedim soğuk bir sesle.

Burada olmaktan hiç hazetmemiştim.

Kaçmamak için zor tutuyordum kendimi.

"Şevval senin neyin?"

Şevval. Miran. Cehennem bu demekti galiba çünki burada yaşadığım için Şevval bana cehennemi yaşatırdı.

"Hiçbir şeyim," dedim. "Sadece babam annem öldükten sonra onun annesiyle evlendi. O da onun kızı işte. Ama en garipi de ne biliyor musun? Bu yaşananlar benim değil de eğer Şevval'in başına gelseydi babam böyle yapmazdı. Melikeden çok korkuyor bunu görmemek mümkün değil."

"Kendi kızı olmadığı için yapamaz zaten."

"Kendi kızı olsa bile yapamaz. Şerefsizlerin yaptığı bir suçu ben çekemem. İlk önce seni öldürmeyi düşünseydi eğer ölümünü zevkle izlerdim."

Güldü. "Biliyorum ve bu söylediklerine şaşırmıyorum artık. Benden istediğin kadar nefret edebilirsin, pek de umurunda değil Reyyan."

"Biliyorum," diye yanıtladım. "İkimizde bir birimizin umrunda değilsek eğer babam sakinleşir sakinleşmez ayrılalım. Bizim için en iyisi bu. Ama bu sefer yalandan değil. Bu sefer gerçekten ayrılalım."

"Tamam," dedi.

"Eda'yı özledim," dedim. Eda'yı çok özlemiştim. Şu zamanlarda olsa babamın karşısına geçer ona haddini bile bildirirdi. Eda beni seviyordu ama onun da diğerleri gibi olmasından özellikle de Yaren gibi olmasından çok korkuyordum. Bu benim yıkımım olurdu.

"Doktorlar aynı şeyi söylüyor," diye yanıtladı beni. "Bir umut var Reyyan. Bekle. Ama kendini çok kaptırma. Çünkü hiç uyanamayabilir."

"O gün Eda oraya sana hesap sormaya gelmişti." Bu olayda Miran'ın parmağı olduğunu düşünmüyordum, ama ben düşünmüyorum diye bu onun yapmadığı anlamına gelmiyordu. Bu yüzden gerçekleri öğrenmem lazımdı.
"Seninle konuştu. Sahte evlilik meselesi hakkında. Sonra ona "sana acımam" dedin ve kız şirketten çıkar çıkmaz arabaya çarptı."

SEVDA MASALI (REYMİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin