19. Bölüm: "Kırık Kalp"

169 15 2
                                    

19. Bölüm: "Kırık Kalp"

Kalbim kırılmıştı.

Ama kalbim kırık olsa bile yapmak istediğim bir şey vardı.

O odaya girmek ve nasıl kandırıldığımı izlemek.

Resepsiyon yerinden ayrıldım ve yavaş yavaş yukarı çıkmaya başladım.

Her mertebe çıkışımda canım yanıyordu. Ama yapmak zorundaydım.

Çünkü bu benim Aslanbey olarak devam edip etmeyeceğimi belirleyecekti.

Ve böyle bir şeyi Mert'in tek bir sözüyle bozamazdım. Olan biten her şeyi görmem lazımdı.

Çünkü ben sadece gördüklerime inanırdım.

Reyyan Aslanbey duyduklarına değil gördüklerine inanırdı. Sadece işime gelince duyduklarıma inanırdım. Hayatın kanunu bu.

Kimisinin işine gelince çok büyük şeylere bile göz yumabilir.

Miran'ın odasının kapısı aralıktı. Konuşmalarını duyabiliyordum.

"Reyyan'dan uzak durmayı bileceksin." Miran. Bunu söylemişti.

"Ben zaten ondan uzağım ve sizinle bir alakam yok. Durmadan aynı şeyleri söyleyip durma. Kendime has bir hayatım var ve seninle, senin karınla ilgilenmiyorum. Ayrıca bahsettiğin kazada ve sizin yaralanma olayınızda benim bir payım yok. Daha kaç kere söylemem gerek?" Azra'nın sinirli sesini de duymuştum.

"Beni kandıramazsın," dedi Miran.

"Ya ne kandırması? Yeter artık Miran. Aynı şeyleri söyleyip durma. Yanınızda dolaştırdığınız Yaren'in üzerine bile bu kadar gidilmedi. Peşimi bırakın ve beni rahat bırakın. Eskide olan eskide kaldı."

Bir kaç dakika sonra sohbetlerini sonlandırdılar. En sonunda Azra kapıdan çıkmadan önce yüzünü Miran'a dönüp bir şeyler söyledi.

"Sana ve karına mutluluklar diliyorum en içtenlikle. Senin beni hâlâ bilmediğim bir nedenden terketmenin ağırlığını yaşamıyorum artık. Seneler önce bıraktım. Bazen karşındaki insanın gerçekten seni sevdiğine inanırsın. Ben de böyle bir hata yaptım. Umarım karın da aynı şeyleri yaşamaz. Beni terketmen o zamanlar beni incitse bile şu an düşünüyorum ki, iyi ki terketmişsin. Beni bir ömür incitmekten vazgeçmişsin. Umarım incitme hevesin son bulmuştur."

Kapıdan çıktığında beni gördü ve yanımdan geçip gitti.

Miran Azra'yı ne sebepten terketmişti? Üstelik bana bu konuda hiçbir şey bile söylememişti.

"Reyyan?" Miran'ın sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrıldım. "Ne işin var burada?"

"Seni görmeye gelmiştim," diye cevap verdim. Sana inanmadığım için seni yoklamaya gelmiştim diyemedim.

"Beni mi özledin yoksa?" Kolumdan tutup beni ofis odasına çekti ve ardından kapıyı kapattı. "Evet evet ondan," dedim gülerek.

"Eda nasıl? Serkanla konuştun mu?" diye sordum hemen ardından. "Evet. Durumu iyi ama hala ne zaman uyanacağı ile alakalı bir şeyler söylemiyor doktorlar. O da bu konuda bilgili değil." Eda'yı özlemiştim. "Yalnız böyle sorular sorarak seni öpmemi engelleyemezsin."

Güldüm ve hemen ardından dudaklarını dudaklarımda hissettim. Beni kendine çekip öpmeye başladı.

"Aklını mı kaç-" Sorumu sormama izin vermeden tekrar bu sefer daha şiddetli şekilde öpmeye başladı beni.

"Konu sen olunca bende aklın a-sı yok, biliyor musun?"

"Bu kadar yeterli bence," diyerek onu kenara çektim. "Ayrıca Azra'yla ne konuşuyordunuz öyle?"

"Onu gördün mü?"

"Evet. Hem de senin odandan çıkarken."

"Önemli bir şey yok Reyyan. Eda'nın kazası ve bizim vurulma olayı. Suçluyu Azra olarak görüyordum. Şu an o mu değil mi bilmiyorum."

"Neden onu terkettin?"

Sessizlik

"Neden?" diye sordum tekrar. "Ona söylemediğin o nedeni bana söyle. Neden terkettin Azra'yı?"

"Arkadaşım yüzünden."

"Ne?"

"Arkadaşım ve ben aslında ikimiz de aynı kadına aşıktık. Serhat benim çocukluk arkadaşım hatta kardeşimdi. Azra'yı ilk o görmüştü ve sevmişti. Bense arkadaşımın sevdiği kadınla sevgili olmuştum. Doğru onu seviyordum. Bu yüzden Azra'yla olan ilişkimi Serhattan sakladım. Ama bir şekilde öğrendi. Onu kaybetmemek için Azra'yı terkettim ama Serhat benimle iletişimini kesti. Başka bir yerde yaşıyor, yeni numara almış galiba eskisi çalışmıyor. En sonunda aradan aylar geçtikten sonra Azra'yla barışmak istedim ama o kabul etmedi."

"En yakınının sevdiği kadınla nasıl sevgili oldun? İğrenç bir şey bu."

"Biliyorum, Reyyan. Ama o eskidendi. Şu an Azra'ya karşı bir şey hissetmiyorum. Yemin ederim."

"Arkadaşının arkasından bıçaklayan birisi eminim yalan da söyler."
Ardından ekledim. "Ama Azra da akıllıymış. Kimi affedeceğini, kimi ise hayatından silmesi gerektiğini çok iyi biliyormuş."

"Reyyan," dedi. "Bu konu kapansın. Geçmiş geçmişte kaldı. Bu konunun bizimle alakası yok."

"Ama her yeni bir şey öğrendiğimde bu beni mutlu etmek yerine üzüyor. Demek ki bizimle bir alakası var."

Gözlerimi kapattım ardından devam ettim. "Eve gitmem gerek, işim var," diyerek ofisten çıktım.

SEVDA MASALI (REYMİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin