27

565 53 3
                                    

Melik - Beyim atınız Aktolgalı kaçtı..?
****

Hepsi atın kaçmasına mı şaşacak yoksa Efruz'un evliliğine mi şaşacak bilememişti lakin kız bu evliliğin nedenini onlara anlatmıştı. O sırada sessizliği bozan kızla hepsi gülümsemişti çünkü söyleme şekli hoştu.

Ş - Aktoygayı !

Ert - Atımı biliyor musun?

Dedi merakla hatta hepsi merakla ona bakmıştı, o ise babasını onaylayıp şunu söylemişti.

Ş - Evet ayyem dedi .

Ert - Ertuğra annen neden evlendi ?

Ş - Kayıt üştüymüş, hem size demiş ki ...

Diyince hepsi rahat bir şekilde nefes almıştı çünkü o günü hatırlamıştılar. Kızın onlara zorla evlendiğini söylediği gün akıllarına gelmişti, ancak Ertuğrul Bey'in bir anda içine hüzün çökmüştü. Çünkü hem eşinin nerde olduğunu bilmiyordu hemde ne halde olduğunu bilemiyordu. Bu yüzden de konuşan minik bedene bakmıştı, ne yani bu minik onun muydu? Hoş zaten gözleri onun olduğunun kanıtıydı, güzelliği vede saçlarıysa annesinden geldiği belliydi. Çünkü en az onun kadar güzeldi, bu yüzden de derin bir nefes alıp şunu söylemişti.

Ert - Şirin sen bana olayı bir baştan anlatasın, annene ne oldu?

4 gün sonra...

Ne attan haber vardı nede bulunuyordu, sanki yer yarılmışta içine girmiş gibiydi . Ertuğrul Bey ise bir yandan da kızıyla ilgileniyordu, hoş zaten kızının da dibinden ayrıldığı yoktu . Bu da onun hoşuna gidiyordu çünkü bu hâliyle tam olarak Efruz'a benziyordu . Tıpkı onun gibi bir anda önüne çıkıyor sonra da sevimlice gülümseyip konuşmaya başlıyordu . Şimdiye kızıyla oynayan oğullarını izliyordu, Savcı kızla uğraşıyor. Bu yüzden kız devamlı ya ona vuruyordu yada onu kovalıyordu, arada da küsmüş gibi yapıyordu. Bu halleriyle resmen onları hatta bütün obayı büyülüyordu çünkü çok tatlıydı. Ve en az Efruz kadar deli dolu doluydu, bu yüzden de ona bakan Efruz'u görüyor gibi oluyordu . Bu 4 gün içinde herkes onu sevmişti ama nerden geldiğini de merak ediyordular çünkü oba halkı onun nerden geldiğini bilmiyordu . Ertuğrul Bey oba halkına onun nerden geldiğini açıklamıyordu çünkü onu korumak için diyemiyordu...

Ş - Hamşı, eyma !

Diyen minikle hepsi tebessüm etmişti çünkü bu haliyle çok tatlıydı. Bamsı alp ise ona elma verip şunu söylemişti.

Bamsı B - Benim bildiğim Efruz hatun elmadan huylanırdı, sen nasıl elmacı oldun ?

Dedi merakla hatta hepsi merakla ona bakmıştı, Şirin ise elma yerken şunu söylemişti.

Ş - Biymem ama ayyem bana hamiyeyken hep yemek zoyunda kaymış.

Diyince hepsi şoka girmişti çünkü hiçbiri bunu beklememişti sonuçta kız elmadan fena halde huylanırdı. Bu yüzden de şaşırmaları normaldi, Ertuğrul Bey ise tebessümle kızını izliyor vede bir umut onda eşini görmeyi umut ediyordu...

  Işte o anda sessizliği bozan birinin geldiğini haber edenlerin davullara vuruşuydu. Bu yüzden de hepsi obaya girecek kişiyi merakla beklemeye koyulmuştu, işte o anda gördükleri atla şoka girmiştiler. Çünkü Aktolgalı dönmüştü, o obaya gelmişti lakin Ertuğrul Bey'in baktığı at değil atın üzerinde ki kanlı bedendi . Çünkü bu beden Efruz hatun'a benziyordu ama bedeninden kan damlıyordu, Işte o anda konuşan minik bedenle hepsinin içine ateş düşmüştü çünkü şunu söylemişti.

Ş - A-ayye !

Dedi sesi titrerken çünkü bunu beklememişti, resmen o dönmüştü ama hiç iyi değildi. Üzerinde ki beyaz elbisesi bile kandı vede yıpranmıştı . Bu yüzden de hepsi dehşet içinde atın üzerinde ki kanlı bedeni izliyordu, Ertuğrul Bey ise ona yaklaşan atla kalbinin alev aldığını hissetmişti . O an sanki biri kalbini sıkıyor gibi nefes almakta zorlanmıştı. Çok geçmeden de önlerinde duran atla Ertuğrul Bey titreyen eliyle kanlı bedenin önüne düşen saçını geri atmıştı. O anda gördüğü yüzle nefesi kesilmişti çünkü bu beden onun yıllardır beklediği sevdiğiydi. Efruz hatun burdaydı ama berbat haldeydi, bedeni kan içindeydi.

Yok olan geçmiş!  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin