Fantastik ama ünide olan (6)

46 6 37
                                    

Not: buyruuunnn, gecikti ama geldi.

(Defnecik, 2100 + koltuk diyorum ve susuyorum)
____________________________

Son dersten sonra vakit kaybetmeden ayrıldı okuldan Çolpan. Hafta sonu geldiği için eve gidecekti. Onu otoparkta bekleyen ablasının arabasına bindi hemen.

-Çabuk geldin.
-Ders bitti ve seni bekletmek istemedim.
-Arkadaşlarınla saçma bir konudan tartışmadan gelmene inanmıyorum. Bunun arkasında başka bir şey var.
-Yok.
-Çolpan.
-Temur gelcek not falan vercem.
-Hmm.
-Bir de...
-Evet, söyle.
-Tilbe çağırdı akşam, aramızda toplanacağız.
-Tamam, ben bırakırım. Evi biliyorum ne de olsa artık.
-Yok! Yani... Kaya ile gelcek ya Temur, o bırakacak bizi.
-Kaya? Şu üçüncü sınıf Kaya?
-Evet.
-O da gidecek mi Tilbenin evine?
-Ne? Hayır! Kankalar toplantısı, yabancılara yasak.
-Yani ben de yabancıyım.
-Ab-
-Tamam tama şaka yaptım. Amma alıngansın sen de.
-Hmm ben öyleyim.

Birbirlerine bakıp güldükten sonra yola koyuldular. Çolpan başka bir konu açıp gecikmek istemiyordu.

Eve gelir gelmez banyoya geçip kapısını kilitledi. Daha yapacak çok işi vardı, duşta fazla oyalanmadan çıktı.
Bornozuyla odasında yurda götürmediği kıyafetlere bakıyordu.
Bir süre tereddüt ettikten sonra kısa beyaz eteğiyle gece mavisi saten büstiyerini giydi.
Saçlarını düzleştirip makyajını bitirirken kapı çaldı.
Çolpan çıkamadan Tılsım ağırlamıştı Temuru.

-Hah hoşgeldin. Abla, biz kaçtık.
-Bir dakika. "Kankalarla buluşma gecesi" için biraz fazla değil mi?
-Ne var ki?
-Yani Temur eşofmanla gelmiş de, ondan diyorum.
-Spordaydım.
-Hmm?
-Her neyse. Biz kızlar olarak böyle giyindik. Çaloşla Temur ne anlar.
-Ne?
-Ahem!
-Ha! Evet, biz ne anlarız. Neyse, abimi bekletmeyelim. Ekrandan değil de bu sefer gerçekten tamıştığımız için memnun oldum Tılsım... abla?
-Abla demek zorunda değilsin. Nasıl rahat hissediyorsan öyle takıl.
-Tamam.
-Çolpan. Kaçta dönersin?
-Tılsım saat zaten yedi.
-Yani?
-Geç... ya da sabah.
-Pardon?
-Ablammm hadi kaçtım ben.
-Bana bak-
-Byyyeee

Tılsımın arkadan saydırmasını aldırmadan koşarak arabaya bindiler.
Kahkahalarını tutamadılar oturur oturmaz, stresli de olsa atlatmışlardı.

-Arkada mı oturcaksın Temur?
-Burda takılayım ben, Çolpim yalnız kalmasın.
-Peki. Sizin sonra işiniz mi var?
-Iıı şey. Gibi.
-Anlaştığımız gibi bize gidiyorum.
-Lütfen. Bu arada selam, Kaya abi.
-Sana da selam.

Cümlesi bitince gaza bastı Kaya.
Evin önüne varır varmaz da indi ikili.
Abisi park etmek için ön bahçeye girerken Temur, Çolpanı hızlıca götürdü.

-Ne kadar yürürüz?
-Topuklar rahatsız ediyorsa evden spor ayakkabı getireyim.
-Yok, onda değil. Saltuka sekiz demiştim, yirmi dakika kalmış.
-Ha... özledin mi?
-Şşş!
-Tamam tamam, on dakikaya ordayız. Sen gir koluma, Kaya anlamasın diye diğer taraftan geçtim yani buralar biraz taşlı.
-Zengin semtlerde de mi taşlı yollar varmış?
-Sorma sorma, mağduruz.
-Salak.

Biraz olan heyecanını sıfıra indirmişti arkadaşı. Bunun için Çolpan minnettardı Temura, Tutkunu üzmeyeceğini biliyordu.

-Bir şey sorcam ama yanlış anlama.
-Sor bakalım.
-Ablan... neden bu kadar üstüne düşüyor? Yani sonuçta yetişkin bir kızsın.
-Saltuku pek sevmiyordu, bir de geçen biraz... kötü bir halde gördü bizi.
-Ama Saltuktan önce de aynıydı sanki seninle, değil mi? Bir nedeni mi var yoksa karakteri mi böyle?
-Boşver.
-Anlatmak is-
-Boşver Temur.
-Tamam, sustum... şimdilik.
-Hadi hadi, geç kalmak istemiyorum.
-Geldik.
-Ha? Burası mı? Geldik mi şu an? Saltuk burda mı?
-Sakin ol. Şu karşıdaki ev.
-Güzelmiş.
-Öyledir. Hadi git.
-Sen ne yapacaksın?
-Basketbolda tanıştığım birkaç çocuk var, onlarla takılacağız.
-Oh ya. Sen basketbola başladın arkadaş edindin, biz daha konseye kabul olup olmadığımızı bile bilmiyoruz.
-Ama pazartesi sen de voleybola başlayacaksın.
-Urgh... doğru.
-Neyse hadi git. Heyecanından burda kurtulmaya çalışma.
-... Tamam. Çok sağol Temur. Bye!
-Bye bye.

Salpan - one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin