5. bölüm

921 24 5
                                    

Lanet olası kamp yüzünden saat 6 da uyandığıma inanamıyorum. Komidinin üstündeki alarmı kapattım. Kendimi baya dinç hissediyordum. Çünkü normalde gece 3'te eve gelip uyumak ondan sonrada sabah saat 7'de kalkmak bir günde işkence gibi gelmişti. Sadece 4 saatlik uyku ile zordu ama şimdi tam 12 saat uyumuştum ve benden enerjilisini kimse bulamazdı şu anda lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım. Sonra da dün hazırladığım kıyafetleri giydim.

Altıma açık renk bir mom jean üstüme badi boğazlı crop onun üstüne de popom ile aynı hizada deri ceket boy aynasına baktığım da abartı olmadığını görünce sevindim. Düzleştirici yi prize takıp ısınmasını beklerken makyaj yaptım. Göz kapaklarıma pembe dışına ise kahverengi sürdüm kedi gözü şeklinde eyeliner çektim burnumun ucuna minnoş bir pembelik verdim son olarakta dudak çerçevemi pembe kalem ile çizip açık kahve mat rujumu sürdüm. Sonra ısınan Düzleştirici ile de saçlarımı yapıp mısır örgüsü yaptım üstten De iki tutam çıkardım. Saate baktığım da saat 8'e 10 dk vardı. Hemen kamp için hazırladığım ıvır zıvırların ve kıyafetlerin dolu olduğu çantayı sırtıma takip güneş gözlüğümü de elime alıp asansöre bindim. Asansör aynasından fondötenin bozulmamasına dikkat ederek gözlüğü taktım. Asansör durduğunda da indim sonrada sirket binasından çıktım. Vay be herkes geliyordu sanırım şu kalabalığa bir bak

Berna aranıyor...

"Alo Berna neredesiniz ben sirket kapısının önündeyim oraya gelin". Cıvıltılı sesi ile Berna cevap verdi.

"Tamamdır". Bu kadar mutlu olacak ne vardı ki bir sürü böcek ve savaş gibi bir patron ile nesi eğlenceli olabilir ki

Ben düşüncelere dalmışken boynuma dolanan bir çift kol oldu hayal aleminden beni sıyıran "çok tatlış olmuşsun artık şu otobüsler gelsede gitsek". Berna ile sarılmayı bitirince diğerlerine döndüm onları ilk defa bu şekilde görüyordum hep resmi görünce gözüm ona alışmıştı.

"Sabahın soğuda hiç çekilmiyor". Buğranın haklı isyanına başım ile onay verdim parmaklarımın uçları kızarmıştı.

Biz böyle konuşurken iki tane büyük kocaman otobüs şirketin önünde durdu. Bizimkiler önden giderken arkalarından yetişmeye çalıştım

Bu ne şiddet bu celal arkadaşlar herkes oturacak sonuçta

Bizimkilerin arkalara yakın bir yerde oturduğunu gördüm.

Sanırım inerken zorluk yaşamamak içindi. Onlara doğru ilerlediğimde boş olan koltuğa oturdum.

Başımı onlara çevirip baktım.

Arkamızda nur ile beren oturmuş. Onların yan koltuklarında mert ile buğra ön koltuklarına da ben oturdum selim ben onlara bakarken geldi yanıma oturdu.

"Naber fıstık". gülümsedim. Yönümü ona çevirdim.

"Biraz uykulu biraz enerjik genel olarak iyi". Dedim bende oda telefonuna döndü. Herkes yerleştikten sonra otobüse savaş ile berk girmişti. Hayır lütfen burada değil diğer otobüste otursunlar yaaa

Savaş gözleri ile bir şey arıyormuş gibiydi. Beni gördüğün de rahatlamıştı sanki ama bu kısa sürdü çünkü yanımdaki selime kaydı gözü elini yumruk yaptı. Berke dönüp bir şeyler söyleyip bize doğru ilerledi bana bakarak yürüyordu bende gerildim bu yüzden sonra da bizim yan tarafımız daki boş yere cam köşesine geçti. Hemen yanına da berk oturdu otobüsteki herkes saygıdan onlara günaydın diyordu.

Otobüsün kapıları sonunda kapanınca hareket etmeye başladık.

"İnsan bu saatte hiç acıkır mı ya kendime inanamıyorum". Selimin mırıldanması ile güldüm

Görünmeyen Cehennem // (Karanlığa Tutsak) //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin