3. bölüm

1K 24 5
                                    

Telefonumu çantama atıp asansöre bindim. Asansör aynasından kendime baktım ilk hazırlandığım anda ki gibiydim hiç bir şey bozulmamış makyajım akmamıştı güçlü durmak zorundaydım annem için kendim için...
Savaş ve babam gibilerin beni yıkmasına izin veremem namusuyla çalışan her kadın gibi çalışacağım sonuçta kumarhane diye saçma sapan şeyler yapmam herhalde yaptırmaz inşallah yanii asansör durduğunda indim ve kapıdan çıktım vücudum esen rüzgar ile titredi sebebinin rüzgar olduğuna pek emin değilim tabi

Siyah bir araba bekliyordu önünde bir arkasında da bir araba daha vardı.

Korumaların arabaları

Hızlı adımlar ile kapısı açılan arabaya doğru yürüdüm içeride elindeki telefonu ile ilgilenen bir savaş gördüm.
Yanına oturduğum da başını kaldırıp bakmadı bile sonra kafamı cama dönüp camı seyrettim.
Bir yarım saattin ardından dışında ejderha logosu olan büyük kapısı siyah yesyeni bir binanın önünde durduk. Kapısı açılan arabadan önce savaş indi sonrada ben indim. Kapıyı iki kişi açtı önden savaş ağır adımlar ile üstünde ki kürkle içeri girdi. Bende güçlü olmaya çalışarak onun gibi ağır adımlar ile içeri girdim. Savaş merdivenlerden aşağı yöneldi ve bir kapı daha çıktı demir kapıya tıklattığında bir kac saniye sonra sonuna kadar açıldı. Oha bu gerçek mi yoksa ben rüya da mıyım burası tam Amerika yerleri gibiydi salon kocamandı bar tarafı vardı çarprazında da yukarı doğru giden merdivenler onun dışında herkes kumar oynuyordu etrafta yiyisip öpüşen insanlar ve yüksek sesli bir müzik vardı duvarlardaki ejderha logoları görülmeyecek gibi değildi altın kaplamalı ışık ve masaları ile baştan aşağı özenli bir mekandı çalışanlara baktığımda giydikleri kıyafetler gerçekten iğrençti bu kadınlar nasıl böyle bir şeyi giyebiliyordu ben asla böyle bir şey giymezdim kafalarında ki şeylerden bahsetmiyorum bile.

"Cehenneme Hoşgeldin". savaş arkamdan kulağıma yaklaşıp sıcak nefesini boynuma vererek konuştu.

Nefesi kalbimi hızlandırmıştı lakin sebebi korkudan olmasıydı. burası yerin altında  görünmeyen bir cehennemdi savaşa doğru döndüm yüzümü ikimizde birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk.

"Burada mı çalışıcam gerçekten hangi pozisyonda". Hiç mimik oynatmadan gözlerime bakıyordu bir saniye bile sağa yada sola kaymadı.

"Çok soru soruyorsun". Dedi korkutucu bir sesle sinirlendirmis miydim?

"Peki son soru yukarı da ne var yani merdivenlerin yukarı katında". Dedim şirin olduğunu düşündüğüm bir tavırla. Alnında ki şah damarı belli olmaya başlamıştı kısa ama sinirli bir nefes verip yanımdaki merdivenden aşağıya inip o insanların arasına karıştı. Sağa ve sola doğru ayrılan iki merdiven vardı bende diğerinden indim. Mekan ne kadar moderense insanlarda o kadar zengin ve pisliklerdi.

Savaş barın arka tarafındaki yere gitti bende peşinden gittim siyah bir kapı vardı.

Girsem en fazla ne olurdu ki

Kapıyı açtığım da bir koridor karşıladı beni karşısında da bir kapı. Başka da hiç bir şey yoktu. Iceri girip arkamdan kapıyı kapattım. 1 dakika koridorda yürüyüp kapıya vardım. Savaş büyük ihtimal ile buradaydı. Derin bir nefes alıp kapıyı tıktıklattım.

"Gel". Savaşın gür sesi ile yutkunup kapıdan kafamı uzattım.

"Buraya geldiğini gördüm ve bilirsin orada kimseyi tanımıyorum hani ş-". Sözümü yarıda kesti

"Kes sesini çık dışarı". Dedi.

En iyisi gitmek sanırım kafamı geri çekip kapıyı kapattım. Koridordan yürüyüp yine karşıma çıkan son kapıyı da geçip çıktım. Bar bölümüne gidip oturdum. En iyisi onun bana gelmesini beklemekti yada onun beni ayağına çağırmasını mı demeliyim.

Görünmeyen Cehennem // (Karanlığa Tutsak) //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin